Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

01 Şubat '12

 
Kategori
Öykü
 

Kısa Hikayeler / 5 (Yazmak)

Onlar çocukluktan beri iki samimi arkadaştılar. Tartışmaları ise hep entellektüel düzeyde olmuştu. Kahve ve sigara... Herşeyi daha bir gerçek yapardı.

Hayatını ve istikbalini çoktan kaybetmiş olan son söylediğini tekrarladı. Onun adı Recep'ti.

"Hayatla kavgası olan adamın işidir yazmak".

"..."

"Dertsiz, tasasız adam yazar olamaz, yazamaz dostum".

Şimdilik ona cevap verememiş olan arkadaşı Tamer ise Recep'in aksine hayatı ve kariyeri başarılarla dolu bir adamdı. Hayatında başarı ve düzen bir standart halini almış ama o yine de bunun karşılığını alamadığını düşünmekteydi.O biliyordu ki Recep'ten daha zeki, daha yetenekli bir adamdı. Ama bir kitap yazmayı başarabilmek Recep'e nasip olmuştu. Oysa onun da bir "kitap" planı vardı.

"Herşeyin bir bedeli vardır" diye ekledi Recep.

"Herkes buna dahil mi peki?" diye sorarak konuyu özelleştirmesini temenni etti arkadaşından Tamer.

"Herkes ama herkes dostum. Hazreti Mevlana mesneviyi yazdı çünkü sonsuza kadar ulaşılmak, kavuşulmak ve yaşanmak istenen Allah ve insan sevgisini ifade etmeliydi. Fenafillah aleminden bir bebek olarak gelen biz insanlar aslında ayrılık derdi üzerine dünyaya geliriz. Ama büyüdükçe çoğunluğumuz dünyayı çok sever ve bu derdi unuturuz.Diğer tarafta  Hitler Kavgam'ı yazdı çünkü kendisinin bitmek, tükenmek bilmez nefretini anlamlandırabilmek, gelecekte onun bu duygu haline ve kişiliğine karşı olası bir saygısız bakış açısını engelleyerek, ölümden sonra yaşayacak ruhuna böylelikle bir tatmin ve huzur temin etmekti amacı". 

Tamer dinliyordu. Recep ise devam ediyordu.

"Dertsizsen... Yazamazsın. Bu işin kanunu budur".

"Ya senin bu söylediklerin birilerine dert olursa, o kişi yazabilecektir o zaman?" diye çaktırmadığını zannederek sordu Tamer.

"Olur tabi. Neden olmasın? Ama unutma. Onun derdi bittiğinde yazma gücü de biter. Tam anlamıyla bir tatmin, herşeyin  bitmesine yeter".

"İlginç!" diyerek işi şakaya vurmak istiyordu bu noktadan sonra Tamer. Recep ise yine birşeyler ekledi.

"Dünya tarihinin ilk yazarı da öyle. Bir gün avda sakatlandı. Sakat kalınca artık sözü geçmez oldu. Yemekte az ve kötü payla yetinmek zorunda kaldı. Dişilerden faydalanamadı. Mağarada öyle mutsuz ve umutsuz bir şekilde otururken duvarlara birşeyler çiziktirmeye başladı".

"Ya senin de bi dediğin diğerini tutmuyor" diye güldü Tamer. "Evrimci misin, müslüman mı? Anlamadım gitti".

"Dostum anlatıcam. Az bi saniye... Kahveleri tazeleyeyim ben şimdi, okey?"

"İyi, hadi bakalım". 

 
Toplam blog
: 36
: 1054
Kayıt tarihi
: 26.08.10
 
 

1983 Ankara doğumlu olan yazar, evli ve bir çocuk babasıdır. ..