Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

01 Ocak '17

 
Kategori
Öykü
 

Kısa öykü

YAŞANMIŞIN EN GÜZELİ

Dede olmadan önce dudağından düşürmediği
türküyü tutturdu; kimseler duymuyordu.
İzleyiciler top sahasında duyulan tok sese kulak
vermişlerdi. Yüreği hoparlördeki sesi duymazlıktan
gelmedi. Düşündüklerinden, türkülerinden,
ezgilerden sıyrılmadan derinden derine dinledi
tok sesi.

“ Cumhuriyet halk yönetimidir! Halkın söz
ve karar sahibi olduğu, ulus olma yolunda yükseldiği
temelin adıdır! Yaşasın Cumhuriyet! “diye
gürleyen sesle Abdullah dedenin sıkılan yüreği
genişleyip büyüdü.

Nazlı yurdumun geniş ovaları
yüksek yaylaları
haymana pasinler harran
akarkan türküler söyleyen
akarsularım
neden suskunsunuz
etilerden kalan
yontu taşlarım
atalarım
karadenizin yamaçları
sarp dik dağları
ağrı nemrut tendürük
egemin üzümü
toroslar
akdenizim
Türkay Korkmaz 75
sevdalım
güzel yurdum

Açık tribünde torunuyla birlikte oturan ak
sakallı Abdullah dedenin yüreğinde duyduklarına
burada olanların hiçbiri ulaşamazdı. Padişahlık
denen yönetim biçimini görmüş, yaşamıştı.
Kendi toprağında yabancı, toplumsal olaylara seyirci
kalınan o yıllar uzaktı şimdi. Böylesine mutluluğu
tattığı bugün de bile geçmişini anımsamadan
edemiyordu.

“ O günleri yaşamayanlar insan olma, ulus
olma kavgasını kavrayamazlardı. Cumhuriyete
ulaşmanın onurunu bilemezlerdi.” diye usundan
geçirdi Abdullah dede .

Karayağız atın Sakarya’nın sazlığında battığı
o gün yirmi iki gün, yirmi iki gece düşmana
dur diyen Sakarya’nın destanını yazıyordu. Abdullah
dede nasıl unutabilirdi, Karadeniz uşaklarının
yetiştikleri o kutsal savaşı! Cumhuriyete,
ulusal bağımsızlığa götüren büyük komutanın
düşmana dur dediği en büyük karşı koyuştu.
Mavi gözleriyle Mustafa Kemal yine Sakarya’da,
Çanakkale’de.

“ Komutanım vuruldu! “

ünlemesi dağı, ovayı tuttuğunda Abdullah
dedenin yüreği Conkbayır’daydı. Mustafa Kemal
yetişip eliyle ağzını kapadı . Yığıldığı yerden büyük
komutanın alınca sesini, görünce engin mavi
gözlerini atılıp sarıldı boynuna. Sonra veryansın
etti topu karşıda duran düşmana.

özgür kuşların sıcacık yüreği
gönül buğdayımız
ekmeğimiz
cumhuriyet
yaşanmışın en güzeli

Abdullah dedenin gönlü Anadolu gibi çok
görmüş geçirmişti. İyiler, kötüler, güzellikler, acılar
yan yanaydı.Öyle duruyorlardı.

“ Gönlümdeki dağlanmış yara ellesem kanıyor,
ellemesem duramıyorum. Ah o Sarıkamış,
yetmiş beş bin yiğidin soğuğa, kışa yenildiği savaş.
Nasıl unuturum o kışı, tipiyi. Allahuekber
dağlarında açlığa, fırtınaya yenik düşen yiğitler,
aha buramdasınız; şu seksen yıldır atan, kütürdeyen
sesinde. “

Dur durak bilmeyen usunu, yüreğini – bayram
şenliklerini bırakmış da – almış dağlara, ovalara
düşmüştü Abdullah dede...

 
Toplam blog
: 1064
: 732
Kayıt tarihi
: 24.03.12
 
 

Türkay KORKMAZ, umuda yolculuğu ertelemez. Mermeri delenin damlanın sürekliliği olduğunu bilir. Y..