Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

28 Şubat '08

 
Kategori
Haftasonu
 

Kışın ortasında bahar

Kışın ortasında bahar
 

Erken gelen baharın resmidir


Yoğun geçen çalışma haftasının ardından güneşli bir günde uyandım. Geçtiğimiz hafta yağan karın arından ilk günlerin çilesi ve sonradan çıkan çirkin görüntüye inat bir bahar havası var İstanbul’da. Cama vuran güneş adeta kışkırtıyor beni.
-Hadi ne duruyorsun bu güzel havada hala evde misin? diye adeta beni kışkırtıyor.
Sadece benim kanım değilmiş kıpırdanan. Annem, babam, kardeşlerimin de kanı kaynamış olacak ki hemen bir program yaptık. Kış ortasında Piknik yapmanın iyi olacağında birleştik.
Güzelim İstanbul’umuzda yer bulmada sıkıntı yaşamadık. Belgrat ormanına Ayvat bendine doğru yola çıktık. Kemerburgaz'dan Belgrat ormanları'na giriş kapısı olan Kurt kemeri giriş mesiresi'nin içinden geçerek Eyüp belediyesi Piknik alanına ulaştık.
Kendimi birden baharın içinde buldum. Yerler taze çimenlerle kaplanmış. Çiçekler Bembeyaz açmış.
Ve ben ilk defa İstanbul’da Kardelen çiçeği gördüm. Nerden mi bildim onun kardelen olduğunu resimlerinden tanıdım. Ayrıca yanımda doğa konusunda uzman olan annem ve babam vardı. Onların onaylaması ile emin oldum karşımdaki güzelliğin Kardelenden kaynaklandığına. Kuru yaprakların arasından başını öyle bir çıkarmış ki adeta kışa meydan okuyor. Kuru yapraksız ağaçlara bakıp ta tabiatın güzelliğini unutmayın der gibi ayakta duruyor tüm güzelliği ve ihtişamı ile.
Arabamıza park yeri bakarken bu güzelliği bozmamaya dikkat ettik. Dışarı çıktığımızda ne kadar doğru bir karar verdiğimizi gördük. Bu güzel havada kapalı alanlara tıkılmamakla. Çimenler, çiçekler kimse tarafından ezilmemiş. Yazın görmeye alışık olduğumuz piknik yerlerinin basılmaktan oluşmuş çıplaklığına inat, toprak bir güzel giyinmiş çimenle, kardelenle ve kuru yapraklarla.
Kuru yaprakların içinde yürümenin zevkine varmış biri olarak kulaklarıma bir ziyafet çektim ki sormayın. Dünyanın en güzel besteleri bir insanı anca bu kadar dinlendirir. O hışırtılar ruhumu okşadı.
Küçük bir ağaç köprüden geçerek ağaçların arasında ki masaları da zevkimize uyanı tespit ettik. Güzel bir mıntıka temizliği yaptık. Her zaman bu tarz yerlerde rastladığımız çevre kirliliği burada da karşımıza çıktı. Daha piknik mevsimi başlamamış. Kapıda araba başına 16, 5 ytl ücret ödeyerek girdiğimiz yerin temizlenmemiş olmasına üzüldük. Hem insanlarımızın çevreyi kirletmesi hem de işletme görevlilerinin bu boş vermişlikle hizmet anlayışını sadece para alma olarak algılamaları insanı üzüyor. Bu kadar muhteşem güzelliğe sahip bir yerin kirliliğine üzüldük. İnsan olarak yapmamız gerekeni yaptık ve çevremizdeki tüm çöpleri topladık pırıl pırıl yaptık ormanımızı. İşte şimdi zevkini çıkara çıkara yılın ilk pikniğini yapabilirdik. Masamızın kenarından akan Ayvat deresi şırıl şırıl. Eee doğal buzdolabı biramızı, rakımızı ve içeceklerimizi yerleştirdik derenin taşları arasına. 1, 5 yaşındaki Alya'mın ormanla buluşmasını seyrettik. Çiçekleri kopartmaya çalışırken düşüyor, ayağı ağaç köküne veya ota takılıp düşüyor. Yata kalka dere kenarına indik. İlk taş atma serüvenimize başladık. Elinden suya düşen her taşın cup sesi ile "atti "diye neşeli çığlık. Canım benim. Tabi ki sudan ayırmak zor oldu onu. Başladık kuru düşen dalları toplamaya hazır ocaklarda bir ateş yaktık. Diğer yanda mangalların dumanı tütmeye başladı. Toplam beş masa vardı piknik alanında. Her mangaldan ayrı kokular gele gele salatalar hazırlandı masalara oturuldu.
Belli bir zaman sonra üşümeye başladık tabiki. Güneş ne kadar ısıtsada oturduğun zaman üşüyorsun belli bir süre sonra. İmdadımıza orman görevlilerinin kesip ortalığa attığı kuru ağaç dalları yetişti. Güzel bir ateş içimizi ısıttı. Ateşi yakarken her türlü tedbirimizi aldığımızı söylemeden geçemiyeceğim.

Güzel saatler çabuk geçiyor tabiki. Küçük Alya'mızın hastalanmaması için toparlanmamız gerektiğine karar verdik. Ateşimizi dereden aldığımız su ile söndürdük, iyice söndüğüne emin olana kadar. Masamızı topladık ve yeniden mıntıka temizliğimizi yapıp merkeze doğru yola koyulduk. Yolda kasislere ve kamyon şoförlerine dikkat etmenizi istiyorum. Her an dikkatli olmakta fayda var. Güzel bir günü ayni şekilde güzel bitirmek için.
Kış ortasında bir bahar yaşadık. O kadar güzel geldi anlatamam size. Bu güzel günleri boşa geçirmemek gerekiyor. Hemen yanı başımızdaki güzellikleri keşfe çıkmalıyız. Havalar güzel giderken Doğanın yeniden uyanışını gözlemlemeliyiz. Tazelenen tabiatla, bizlerinde tazelendiğini unutmayalım. İçimizdeki kıpırtılara kulak verip kış ortasında baharın tadına varmalıyız. Bir kaç gün içinde yağmurlar başladığında ahh keşke dememek için başımızı gömdüğümüz işlerden kaldırıp arada çevremize alıcı gözle bakmalıyız.

Yeni güzelliklerde buluşmak dileği ile.

Bahar geldi hoş geldi.

 
Toplam blog
: 96
: 2224
Kayıt tarihi
: 13.06.06
 
 

Hayata güleryüzle bakmaktır felsefem ama polyannacı değil. 1961 Sivas doğumluyum, evliyim 2 kızım..