Kısır kategori

Kısır kategori

Blog

Hürriyet, Milliyet, Sabah, Akşam;  bilumum gazetelerin birbirinden özgün köşe yazarları: Bizim MB de yaptığımız gibi (blog kategorisi aracılığı ile) aralarında hasbihal ederler mi diye kendi kendime sordum.

Kendim beni yanıtsız bıraktı; haberi yokmuş!

Biraz düşündüm, birazdan daha fazla düşündüğümde teknik açıdan mümkün olmadığına kanaat getirdim.

Yorum barajına takılırlar; basılmış dağıtılmış bir gazeteye nasıl yorum yapabilirler?

O halde, köşeleri olanlar: Sanıldığı kadar geniş alanlara sahip değiller; blogcuların oyun sahaları çok daha ferah, bir o kadar da güncelce… 

Peki, iyi hoş da bu durumun blogculara ne getirisi olabilir?

Köşeleri olanlar; kaynaşmak, tanışmak, paylaşmak adına toplantılar yaparlar mı?

Köşeler: Papaz, haham yakıştırmalarıyla birbirlerini taltif ederler mi?

“Sayın yazarım terliksi makalenizi okurken; terliklerim havaya uçtu yani o kadar cuk oturmuş ki gündeme; önümüzdeki seçimlerin kaderini değiştirebilecek nitelikte; kutlarım. Şapkamı çıkarırken saygılarımı sunarım.”   Der (ise) bir blogcu diğerine…

Veya şimdi benim yaptığım gibi “Kim benimle gelmek ister? Uzaklara…

Yatacak yer, sıcak su kalorifer, televizyon, bir tava bir tencere, iki tabak, yuvarlak masa, dört iskemle mevcuttur. Rehberlik tercümanlık hizmetlerinden ücret talep edilmez. Kendin pişir ama birlikte yiyelim prensibine sadık kalarak, konuğum olun. Sağ bileğimde sinir sıkışmasından mütevellit sıkıntı yaşadığımdan ötürü; el becerisi olan blog yazarları tercih sebebidir.

Korkuya mahal yok, biz bize olmayacağız; nasip olursa Sema da bize eşlik edecek”

Diye bir blog yazsam; blog yazarı ile köşe yazarı arasındaki farka güzel bir örnek teşkil etmez mi?

Lafın özü: Köşe yazarlığı demek, köşeye mahkûmiyet; blog yazarlığı ise esaretin yerini tek başına belirlemek.

Konuyu, ana fikri kısırlaştırmadan, ince çizgili blog kategorisinde, yazabilmektir marifet…

Ben şahsen sayfamda bir köşe yazarına şans tanımak isterim. Hiç çekinmeden herhangi bir konu üzerinde yoğunlaşsınlar; başka bir boyutta kendilerini aşsınlar.

Ortaya ne çıkar hiçbir fikrim yok; olmadığı için bu davetiye geçerli.

Herhangi bir konu derken; yanlış anlaşılmasın bizim de kendimize göre bir sansür anlayışımız var.

Gayreti maksadımız blog kategorisinin yeniden şirinliğine kavuşmasını sağlamak.

Alev Meisel

İzmir/ 4. 1. 2014 Cumartesi