Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

29 Aralık '08

 
Kategori
Tiyatro
 

Kişisel duruş yaklaşımı: Sahne duruşu yaşam duruşudur..

Kişisel duruş yaklaşımı: Sahne duruşu yaşam duruşudur..
 

Sanatın her dalının seçime bağlı olarak bedeni kullanma biçimini önceden kabul ederek yapmak gerekir


Duruş, edinilebilecek en büyük servet, son durak. Sanatın değişik kolları kişiyi bir serüvenden diğerine, bir oluştan diğerine duruşunun sağlamlığı ile taşıyabilirler.

- Duruşun bedensel yanı, bedeninin farkında olma halidir. Onu tanıma, bir estetiğe veya gerekliliğe bağlı olarak onu harekete geçirme ve başkaları ile bir faaliyet arzu edildiği zaman da onlara uyum sağlama ve estetik olma.

- Bedenin başkaları ile kurulan ilişkilerde bir dil olarak kullanılması. Güven, güvensizlik, istek, arzu veya tutkunun (bilumum başka duyguların) beden aracılığı ile karşı tarafa iletilmesi. Oradan gelen cevaplara göre de yeni durumlar alınması.

- Tanıma ve farkındalık sonucunda da gerek reel yaşamda gerekse de sahnede karakterin yaratılması ve onun yaşanması.


Beden yolculuğu tüm sanatlar gibi bir disiplin sürecidir. Her kişi sorgusuz sualsiz bedeninden ve onun geldiği yerden, gideceği yere sorumludur. Nasıl kullanacağını, ne zaman ileri süreceğini, geri çekeceğini kendisi bilir. Bu bilinç bir çok faktöre bağlı olarak erken veya geç oluşabilir. Aile, inanç, gelenekler bedenin kullanımı, estetiğinin oluşumu ve sunumu üzerinde en etkin faktörlerdir.

Bazı sanatlar beden devinimi üzerine kurulu olduğu için o sanatların yapılabilmesi için kişinin bedenine her anlamda söz geçirebilmesi, onu yönetebilmesi gereklidir. Olmazsa olmazdır. Bu sanatların en uç noktasında bale ve dansın envai çeşidi yer alır. Bunlar bedeni doğrudan estetiğin içine ve başka bedenlere fırlatarak oluşan hareketlerin uyum ve estetiğinin toplamından oluşur. Bu sanatları yapmayı, yükselmeyi göze alan kişinin bedeninin dans içinde ve başkaları ile ortak kullanımı ile barışık olması gerekir.

Beden kullanımının bir alt biçimi tiyatro içinde olanıdır. Beden deviniminin dans kadar birbirine zorunlu tutulmadığı sanat olan tiyatro daha çok yüzleşmeler, duruş-karşı duruşlar ve bunların sonuçlarının duygu olarak yansıtılması ile oluşur. Beden, tiyatroda dans kadar olmasa da duruşun ve temasın bir aracı halindedir.

Bu sanatları yapmayı göze alanlar beden duruşları ile olan hesaplaşmalarını bitirmeleri öngörülür. Sahne eşlerinin profesyonellikleri ölçüsünde bedenler teması bir estetiğe, uyuma ve sanata dönüştürmeye izleyene keyif vermeye programlanır.

Beden kullanımı, gösterinin tam da kendisi olan bir alan da –sanat- olmasa bile, bedenlerin moda sanatının ürünlerini sunduğu mankenliktir. Manken, bedeninin ne dansçı gibi nede tiyatrocu gibi kullanır. Onun ki doğrudan bedenin görünen sunumudur. Bir başka bedenle temasla karşılaşması sadece geçişlerde arkadaşları ile olandır. Onda söz konusu olan gözlerin ve bakışların üzerinde olmasından kaynaklanan duruşa, güvene ve sunuma ulaşabilmektir.

Bedenin başka bir kullanımı nü çizimleri ve bedenin sanat objesi olarak tuvale yansıdığı resimdir. Model, bedeninin ressamın uslubundan ve deneyiminden geçerek kitlelere izlenmek üzere sunumunu kabullenmiş demektir. Modeller, eğitimleri boyunca da öğrencilerin önünde bedenlerini saatlerce tutmayı becerebilenlerdir. Bir erkek model çalışmasında liseden mezun olup güzel sanatlara girmiş ve erkeği en çıplak haliyle karşısında görüvermiş, organının önünden teğet geçerek yerine ulaşmış bir kızın yüzleşmesi bu faaliyetin gerekliliğidir. Bu her iki tarafa sunulmuş deneyimler toplamıdır.

Bedenin doğrudan işin içinde olmadığı sanatlar da var. Mesela bizim grafik sanatında görüp görebileceğin beden markalı giysilerden oluşan envai çeşit güzel ve yakışıklı, biraz filozof, biraz kendini beğenmiş insanlar gurubudur. Bunların bazıları creative ekipte bazıları satış ekibindedir.

Sanatın her dalının seçime bağlı olarak bedeni kullanma biçimini önceden kabul ederek yapmak gerekir. Grafiker olup ta bedenden dokunarak ilham almaya kalkarsan seni ofiste bir hoş ederler ama dansçı olup ta bedeninin dokunulmaya gıcığı varsa tedavi olarak o işe devam etmek gerekir.

Bütün sanat bağlamları duruşun üzerinde kazanılan disipline bağlı olarak yükselir. Tümünde olunmak istenen şey arzuya dönüşmemişse, sadece bir istek olarak kalmışsa o faaliyette ilerleme sağlamak son derece zordur. Bu istek her şeye rağmen olmak istemeye, arzuya dönüşürse de o arzuyu en disiplinli şekilde yönetmek için plan gerekir.

Sokaklar, hikayeler ve filmler arzularının yüksekliği nedeniyle değişik derecelerde deneyimler yaşamış, bunları yönetemediği için de ulaşmak istediği yere ulaşsa bile her yeri kanayan, bundan keyif alamayan insan örnekleri ile doludur.

Beden, kendine zararlı olduğunu düşündüğü şeylere yaklaşmamayı, uzak durmayı öğrenebilir, öğretilebilir. Bunun dışında kalan durduramadığı yaklaşımlar ise karşı tarafın işlediği kabahat giderek de suç kavramına girer. Bir eylem suça dönüşmüşse başka süreçlerde olan ne ise orada da artık o olmalıdır.

Beden, bulunmak istemediği bir durumdan uzaklaşmayı, orada bulunmamayı, bulunmak zorunda ise de gereğini yapmayı, yardım almayı öğrenebilir, bu konuda bir duruş geliştirebilir. Ne için neyi, ne kadar istediğimiz, onun içinde bulunmamızın zeminini oluşturur.

İsteklerimizin bizi yanıltıcı biçimde arzulara, tutkulara dönüşmesi denetimsiz zayıf duruşlara yol açabilir. İletişimimizi, gözlemlerimizi güçlendirerek, anın gereklerini yerine getirerek hem kendimizi koruyabilir hem dönüşebiliriz.

 
Toplam blog
: 202
: 994
Kayıt tarihi
: 29.06.07
 
 

Sosyal medya danışmanı, grafik tasarımcı.  ..