Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

18 Temmuz '14

 
Kategori
Kişisel Gelişim
 

Kişisel Gelişim : “Evlerinizi uçurumun kenarına kurunuz!”

Kişisel Gelişim : “Evlerinizi uçurumun kenarına kurunuz!”
 

mysuph.com


 Kim söylemiş bunu : Hemen hemen 150 yıl önce Büyük Alman filozofu Nietzsche eğitmiş “Böyle Buyurdu Zerdüşt”te.. Doğru mu?

Kolay değil yorum getirmek. Herkes böyle büyük sözleri kendine göre yorumlar. Ya altından kalkar; ya da altında kalır. ..

İmdi, hayat yoluna düşmüş acemi bir tilki gibi, yolun başına gelip durduğunuzda, aslında yolun iki çatala doğru ayrıldığını görürsünüz.

Birinci yol oldukça düz görülen bir yoldur. Bakınca epeyce ötesini görebilirsiniz. Ama hiçbir yolun tam olarak görülmez. Sonu belli olmaz.

İkinci yol ise hemen fundaların ötelerinden bir dağ yolu olup çıkar; belli çetin bir yoldur; nereye gittiği belli değildir. Zaten bir göz erimi ötesini hiç göremezsiniz.

Tabii ki, birinci yolu herkes tavsiye eder. Çünkü kolay yoldur; risksiz yoldur. Ve sizi çok fazla yormaz. Anan, baban bütün bildiklerin o yolu izlemişlerdir. Bilindik bir yoldur. İnsanı öldürmez ama belki de ondurmaz… İşte öylesine bir yol.

Ama büyük Filozof  Nietzsche niye böyle demiş? Elbette onun da kendine göre bildiği bir şey vardır!

Belli ki bu söz öyle yaşlılar için filan değil; onlar kalkıp da dağları aşacaklar da evlerini uçurumun kenarına kuracaklar. Var mıdır öyle adamlar? Ölme eşeğim ölme. Kolay mı, o dağları aşmak? Ondan sonra da evini bir uçurumun kenarına kurmak.

Bence Nietzsche o sözü yolun başında olan gençler için söylemiş. İddialı olan; hayattan bir şeyler bekleyen ve oyununu büyük oynayan insanlar için söylemiş. Küçük insanlar zaten kendi küçük hayatlarını kuracaklardır; o hayatın kendilerine getirdiği küçük rollerini oynayacaklardır ve sonra çekip gideceklerdir. Onlar için bir şey yok. Onlar oyunlarını kendi bildiklerince, kendilerince oynayıp gitsinler. Gidiş o gidiş ..

Ama bazı insanlar vardır ki, belli ki onlar dünyayı değiştirmek için gelmişlerdir. Onların hayatları “RİSK” ve tehlike demektir.

Onlar, öyle bir yolu izleyeceklerdir ki, her an ayaklarına çelme takan bazıları bulunabilir. Her an iftiraya uğrayabilirler. Her an işlerinden atılmak tehlikesiyle karşılaşabilirler.

Ama onlar doğru bildikleri yolda tek başlarına birer kahraman olarak gideceklerdir. Yaşarken onlara küfreden olabilir, ama bazıları onların kıymetini, onlar öldükten sonra anlayacaktır.

Onlar büyük düşünen insanlardır. Diğer insanlar gibi değildirler. Çevreye uyup, çevre değerleriyle idare etmezler. Hep büyük düşünürler; oyunlarını büyük oynarlar. Çoğu yolda yıkılır ama bazıları tepeye, en tepeye varırlar ve evlerini o tepenin yanındaki uçurumun kenarına kurarlar.

Kısaca, oıyunu büyük oynamak istiyorsan, riski göze alacaksın! Ve kahramanlar bunu yaparlar.

Onları anlamak, onların eriştikleri yerlere erişmek kolay değildir. Hele, sade düşünen, sade yaşayan insanlar onları hiçbir zaman anlayamazlar. Fakat ancak o insanlar dünyayı bir kez daha değiştirdikleri zaman takdir ederler. İşte o kadar. Zaten o kahramanların da bekledikleri fazla bir şey yoktur.

Varsın kahramanlar yollarına tek başlarına koyulsunlar. Biz bildiğimizi yapalım, yaşayalım. Kolay değil öyle uçurumların kenarına ev kurmak.

En iyisi risksiz bir hayat. Büyük söz söylemeyeceksin, büyük lokma yemiyeceksin… İşte başkaları nasıl inanıyorsa, neye inanıyorsa, sende ona inanıp; asırlık yolu izleyip, hayatını sürdüreceksin. Ve buna hayat diyeceksin.

Yani hayattaki  “Tik…Tak..Tik…Tak…”larını yapıp bitirip, bunlara “erdem” denilmesini isteyeceksin, Öyle mi? Öyle arzuluyorsan; öyle olsun… Zaten herkes öyle yapıyor. Ama önemli olan ; o zor dağ yolları… Kimbilir nerelere gidiyor? Nerelere varıyor? Onu hiçbir zaman bilmiyeceksin… Ne yazık!

Boşverin  siz  “Uçurumun kıyısında yaşamaya.” Kolay mı?

Bakın. Adamlar Uçurumun yakınlarına ev kurmaya kalkmışlar da ne olmuş. İşte bunlar günlük gerçekler. Gerçekler başka, düşler başka… Bazı şeyleri düşleriz ama çoğu kez, önümüzdeki yoldan yürür gideriz. Fazla soru sormadan. Bakın:

“Kastamonu'nun İsmailbey Mahallesi Kırgız Sokak üzerinde ikamet eden Uzunoğlu ailesi, geçtiğimiz günlerde sağanak yağış sonrası oluşan selden olumsuz etkilendi. Sel nedeniyle oluşan heyelan sonrası Uzunoğlu ailesinin evlerinin altında bulunan dereden büyük kaya parçaları koptu. Uçurumun kenarına kadar yaklaşan evin duvarları çatladı. Ayrıca oluşan selde evi su bastı. Evi basan su nedeniyle eşyaların büyük çoğunluğu kullanılamaz hale geldi. Aile ise, evi tahliye etmek zorunda kalarak şu anda barakada yaşam mücadelesi veriyor.” (sabah.com.tr)

“Kişi, sevmediği yerden geçip gitmelidir.” demiş Friedrich Nietzsche, başka bir yerde. Hadi buyurun. Bir yerde böyle, bir başka yerde şöyle… Ne dersiniz? Boşverin. Herkes çok şeyler söyler. Siz bildiğinizce anlayın, yorumlayın. Allah size akıl vermiş ya!

 

 

 
Toplam blog
: 2579
: 848
Kayıt tarihi
: 24.10.10
 
 

Mesleğim eğitimcilik… Şimdi artık emekli bir vatandaşım… biraz şairlik, biraz hayalcilik, biraz s..