Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

14 Mart '14

 
Kategori
Eğitim
 

Kişisel gelişim . 6: Sanata ve bilime inanmak

Kişisel gelişim . 6: Sanata ve bilime inanmak
 

123rf.com


 İnsan hayatta kendisini nasıl geliştirir?

Elbette , her insan kendine bir meslek bulacak , o maslek dalında , yeterli bir uzman olmak için çalışacaktır. Bir meslek sahibi olmak  demek, hayatta belli bir bilim dalını benimsemek ve o bilim dalında kendini geliştirmek için elinden geleni yapmak demektir.

Bir Kimyacı  (Kimya Mühendisi veya Kimya öğretmeni) mensubu olduğu bilim dalındaki bütün gelişmelerden haberdar olmalı, bunu bütün insanlara öğretmeye hazır olmalı; aynı zamanda içinde bulunduğu bilim dalında yeni bir şeyler bulmak; katkıda bulunmak için elinden geleni yapmalıdır. İnsan  kendini ve içinde bulunduğu toplumu ancak bu şekilde geliştirir. Kendini ve toplumu aşarak…

Bunu nasıl yapacaktır? İyi bir eğitim alarak… Ama okulda alınan eğitim çoğu kez insana yetmez ve çoğu kez bu çeşit bir eğitim insanı yanlış yönlere de götürebilir. Veya yetersiz kalabilir. En iyisi insanın kendi kendini yetiştirmesi , eğitmesidir. Bunun da aracı iyi kitaplar (Bilim ve sanat kitapları) ve iyi insanlardır. Bilgin, aydın , ışık verecek insanlar. Fakat öyle insanların sayısı toplumda öylesine azdır ki , en iyi yetişmiş insanlar bile, kendisinden bir derece üstün insan gördükleri zaman onu “Üstat” bilip, ondan aydınlanma, feyz alma yoluna düşmüşlerdir. Mevlana bile , Şems-i Tebrizi  ile tanıştığı zaman , onun ışığından yararlanmak için elinden geleni yapmıştır. Yunus Emre  mirinin dergahına 40 yıl odun taşımıştır.

O zaman yol bellidir. Aydınlanma yolu…

O yola tırmanırken geçilecek yollar ikidir. Bilim ve Sanat yolları. Bunlar, aydınlanmaya varmanın yöntemlerini de gösterir. İnsan elindeki, piyasadaki en iyi kitapları bulup okumak ve anlamaya çalışmak zorundadır. Elbette insanın basılmış milyonlarca kitabı okumaya, öğrenmeye hayatı yetmez. Derler ki, en iyi okuyan bile hayatta ancak 600 tane kitabı doğru dürüst okuyabilirmiş. Gerisi de herhalde, şöyle karıştırdığımız kitaplardan ibaret. Hadi diyelim bu rakam yanlış . Altı bin kitap olsun… Yine de basılan milyonlarca kitabın yanında bu rakamın sözü mü olur…!

Fakat her kitap okumaya değer mi?  Değmez… Kitapların şöyle böyle %70’i daha önce yazılmış kitapların  kötü taklitidir, tekrarıdır, benzeridir.  Böyle bir kitabı okuduktan sonra onun taklitlerini okumaya ne gerek var!

Kitapların çoğu boşa yazılmış kitaplardır. İnsana hiçbir şey kazandırmazlar. Okursunuz. “Bana ne kazandırdı..?” diye sorarsınız… Hiçbir şey… O zaman niye okuyacaksınız ki?
Çoğu kez  gazete okumak bile bana göre zamanı boşa sarfetmektir. Bu gün için yapılmış dedikodular , onbeş gün sonra kalır mı? Kalmaz, uçar gider…

Ama öyle kitaplar vardır ki, bunlar bir bakıma Sanatın ve Bilimin  Klasikleridirler…Okumaya belki de onlardan başlamak gerekir. Her üstadın okunması gereken kitapları kendine göredir. Öyle MEB’nın mürşitlerinin Klasik diye önümüze sürdüğü şeylere de pek güvenmemek gerekir. Seni geliştirecek; seni gerçekten insan yapacak kitaplar nerede? Onları bilen bilir… Biraz araştırmak gerekir.

İyi bir insanın hayatta yol alırken  iki şeye ihtiyaç gösterir . Bir, iyi bir usta. Bu usta çoğu kez. İnsanın hayatında bir iki kez beliren ve hayran olduğmuz bir öğretmendir. Çoğu zaman o kişi bizim için bir idoldür. Bazen de bir arkadaştır. Anne veya baba da olabilir. Onların örnek yaşamları, okudukları kitaplar, sürdükleri yaş biçimleri bizim için örnek bir yol haritasıdır. Elbette böyle insanlar da kendilerinden önceki insanlardan feyiz alacaklardır. Bunlar da çoğu kez iyi kitaplarla olur. Onlara yol gösteren, yardımcı olan mutlaka bazı kaynaklar vardır. İşte onlar bize bu kıymetli kaynakları gösterebilir ve tavsiye edebelirler.

Bize verilecek, iyi bir kitaptan daha iyi bir hazine mi olur. Şanslı bir insan  evinde çok iyi bir kütüphaneyle doğan bir insandır. Büyük düşünürler de genellikle böyle bir aile çevresinden çıkarlar. Mozart harika bir kompozitör, harika bir keman virtüözüydü , neden? Anne babası da zamanının çak seçkin müzik öğretmenleriydiler de ondan.

İyi bir kitabı kim küçümseyebilir? Böyle bir kimsenin aptal olması gerekir. Ama çağımızda artık yazılı kaynakların yanında sözel ve görsel kaynaklar da çok büyük önem kazanıyor. Eskiden sinema filmlerini saklamak imkansız gibiydi. Şimdi küçük bir DVD’nin içine kaç tane güzel filmi sığdırabiliyorsunuz. Artık digital veri kayıt ortamları öylesine gelişmiş ve değişmiştir ki, bazen koca bir kitabı, ansiklopediyi taşımaya bile gerek yoktur. En ufak bir Flaş Bellek (USB Bellek) bile dünya kadar  bilgiyi depolamaya hazırdır. Onun dışında Taşıma Bellek’ler sizin ihtiyacınız olan koca bir kütüphaneyi elinizin altında bulundurabilir.

Ama diyeceksiniz ki , güzel bir kitabın zarafeti, güzelliği ve rahatlığı bir dijital ortamda bulunabilir mi? Bence bulunmaz. Başkaları dijital ortamları seçebilir ama kitabın yeri henüz hiçbir ortama bırakılamaz.

Ne dersek diyelim, çağımız belli ki artık dijital çağ; görsel-işitsel ortamlar çağı. Küçük bir ortam size dünyanın en güzel Müzelerini gezdirebilir; en güzel resimleri gösterebilir. Bunu bir kitapta bulmak çok  daha pahalıya mal olabilir. Öyle sanıyorum.

Önemli olan sanatın ve bilimin peşinde olmak. Elbette, bu yolda önce öğrenci olacaksınız, sonra yavaş yavaş belki de öğretici. Ama bunların dışında kalmak dalalettir, cahilliktir.

Sanat ve bilim insana gerçek güç verir. Meslek verir. Sorunları aşma yetisi verir. Derin düşünme ve algılama melekesi verir.

Sanat insanı yalnız bırakmaz. Dünyanın zeki ve becerikli insanlarıyla her zaman yan yanasınız. O sizi anlar, siz de onları. Bu Bilim alanında belki daha zordur ama, özellikle belli bir bilim dalında derinleştiyseniz, o dalın ne kadar derya deniz olduğunu görüp, yine okumak, yine öğrenmek ihtiyacı hissedersiniz.

Sanat sizin elinizden tutar götürür. Bilim size yol gösterir. Ve bu iki güçle evrende yol alırsınız.

Başka ne söylemeli bilmem ki!

 
Toplam blog
: 2579
: 848
Kayıt tarihi
: 24.10.10
 
 

Mesleğim eğitimcilik… Şimdi artık emekli bir vatandaşım… biraz şairlik, biraz hayalcilik, biraz s..