Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

30 Ocak '14

 
Kategori
Kişisel Gelişim
 

Kişisel gelişim: Aile

Kişisel gelişim: Aile
 

fatihler.net


 Nedir hayatta  önemli olan, sorusunun peşindeyiz? Bunun bir yanıtı da , tabii ki, ailemiz…

Hepimizin bir ailesi var, değil mi? Bazılarında bir iki eksik  var olabilir… Onları da nasıl hasretle anarız. Zaman zaman nasıl burnumuzun ucunda tüterler ki… Ama gittiler. Artık bizden uzaklaştılar. Ne yazık, yapacak bir şey yok. Belki “Bayramdan bayrama..” birer buket çiçek alıp mezarlarına götürmekten başka…

Büyüklerimizi nasıl özleriz…? Onu sılaya düşenler bilir.. Hele  genç yaşlarında anadan, atadan ayrılıp, gurbet ellere  çıkıp gidip, orada kenarlarda köşelerde barınmak zorunluluğunda olanlar anne baba hasretini çok iyi bilirler. Anne baba, kardeş , nine, dede… insanın burnunda tüter. Bu , özellikle çok iyi aile ilişkilerinin olduğu aileler için söz konusudur. Bazı ailelerde ise çocuk aileden ne kadar çabuk uzaklaşırsa , o kadar tez zamanda özgürlüğüne kavuşmuş olur. Burada baskıcı, kırıcı, dökücü ailelerden söz etmek istemiyoruz. O çeşit aileler zaten sorunlu ailelerdir. O ailelerde büyümek bir derttir, yaşamak bir dert… Velhasıl, kaçan kurtulur.

Onun için o çeşit ailelerde özellikle kız çocuklar çabuk evlenerek, baskıdan kurtulmak isterler. Kurtulmak mümkün müdür? Bazen genç bir baskıdan kaçarken , kaynanasının, kayın pederinin , eşinin şiddetinden nereye kaçacağını şaşırır.

Bu durumdaki genç için iki çözüm vardır. Ya sopayı yiyip, oturacaksın; yada baba evine geri döneceksin… Baba, artık bir çocuğuyla, iki çocuğuyla kızını geri alır mı? Çoğu kez orada da kapılar kapanır. Oysa gencin tek umarı da orasıdır. Çalışsa, çocuklarına tek başına baksa… Çalışmak kolay mı? Filmlerde görüyoruz, iş yerlerinde gençlerin başına ne belalar getirirler.

Oysa insanın ailesi , insanın son sığınak yeridir. Öyle olmalıdır.

Düşünecek olursak , sevecen bir anne babanın yerine geçebilecek hangi dost, arkadaş,kurum vardır? Kim vardır? Tabii, anne gerçekten anneyse;  baba, gerçekten babaysa… Yoksa hayatta ne anneler, ne babalar görülüyor ki, evlatlar onlardan kaçmak için elinden geleni yapıyorlar…

Bizim fedakar annelerimizin, fedakar babalarımızın gözleri ölünceye kadar  bizim üzerimizdedir . Hiçbir yerimize , hiçbir kötülük gelsin istemezler. En ufak acımızda yanımızdadırlar ve ölünce mutlaka gözleri arkada kalır. Son ana kadar yine bizi düşünürler.

Evlatlar bunu bilirler mi? Bilen vardır, bilmeyen vardır.. Şimdi nice anneler, babalar garip, gariban  “Huzur Evleri”nde çocuklarını, torunlarını özleyerek ömürlerini tüketiyorlar. Bazen evlatlar annelerine babalarına karşı çok uzak, çok insafsız davranıyorlar.

Oysa, bizi gerçekten seven, bizi hayatımız boyunca, koruyup kollayan ailelerimizden; anne, babamızdan , yakın akrabalarımızdan başka kimimiz var… Gerisi çoğu kez maddi ilişkiler içinde kapımızı çalan, bizi çeşitli bencil kaygılarla izleyen insanlar değil mi?

Annemiz-babamız en kötü günümüzde yanımızdaydı; hasta olduk sabahlara kadar başımızda beklediler. Biz yetişelim diye, envai türlü fedakarlıklarda bulundular ve bizi bulunduğumuz mevkilere getirdiler. Ve biz onlara sorduk : “Baba , işte ben yetiştim, elim iş tutuyor, iyi para kazanıyorum…Senin için, annem için ne yapabilirim?” Karşılık olarak ne dediler?

“Yavrum biz görevimizi yaptık. Yurdumuz için, milletimiz için senin gibi hayırlı, güzel yavrular yetiştirdik. Senden ne isteyebiliriz ki? Hiç… Sadece , haftada sağlık ve durumunu belirten bir telefonun bize yeter…” İşte bu kadar. Bütün istekleri bu kadardır!

Ve siz annenizi, babanızı hiç olmazsa on günde, onbeş günde bir arıyor musunuz; hatırını soruyor musunuz?

Onlar hala seni hergün düşünüyorlar. Bir tırnağına bile zarar gelsin istemiyorlar. Sen onlar için ne kadar kıymetlisin, biliyor musun? Şimdi şu “Aile” için söylenmiş güzel sözlere bir bakınız.

“Hiç bir sevgi, şefkat, anneninkinin yerini tutamaz. » HONORE DE BALZAC
“Az önce altında bez vardı, şimdi blucin. Ne zaman emekliyordun, ne zaman direksiyona oturdun. Su gibi akıp geçti zaman. Ne mutlu hepsini benimle yaşamış olman. » STUART MCRAFLANE
“Çocuklar, basta anne ve babalarırını  koşulsuz severler. Bir zaman sonra onları yargılamaya başlarlar. Nadiren onları affederler. » OSCAR WILDE
“İnsanlar çocuklarını  gelecekte bir şeyler vaad ettikleri için değil, kendilerinin olduğu için severler. » HALIFA,
“Aile, kötülüklerin barınmadığı en muhteşem ve sağlam kale gibidir. » ANDREW WILSON
“Bütün mutlu aileler birbirlerine benzerler, her mutsuz ailenin ise kendine özgü bir mutsuzlugu vardır. » TOLSTOY
“Her aile bir tarihtir. Hatta okumasını bilene göre bir destandır. » ALPOHONSE DE LAMARTINE
“Evlatlarini sevmeyen babalar olabilir; ama, torununu çıldırasıya  sevmeyen dede olamaz. » VICTOR HUGO
İşte size aile ile ilgili, ailenin çeşitli yönleri ile ilgili  büyük insanlardan özlü sözler. Ama en çok “Her aile bir tarihtir…” sözünü sevdim. Belki çocuklar o tarihi iyi bilmezler. Çünkü çoğu kez unutulmuştur. Çocuk , aileden çıkıp kendi ailesini kurmuştur; bir daha da geriye bakıp bir çok şeyi hatırlamaz istemez.

Bana okuma , yazmayı kim öğretti… Okula gitmeden önce  , Annem!
Bana yüzmeyi kim öğretti ? Babam…
Kim sayıları öğretti?
Kim resim yapmayı öğretti… Öğretmenim mi? Ondan çok önce nice şeylerin öğrenilmesinde ve öğretilmesinde anne babaların ve yakın akrabaların ne kadar yardımı, hizmeti olmuştur. Ama ne yazık ki, her şey unutulur… Bu doğaldır.

Fakat önemli olan aile… Dünyada henüz yalnız değilsin. Ailenin bireylerinden hala bazıları yaşıyor ve uzaktan da olsalar,  onlar seni, gururla , mutlulukla, sevinçle izliyorlar…. Senin mutluluğun onların da mutluluğu… Senin üzüntülerin onların da üzüntüleri…

Dünyada yalnız değilsin!
Tabii, ailenin en büyük yükünü kaldıran kişi annedir, baba sonra gelir… Onun için yazımızı anneler için yazılmış bir Anonim şarkıyla bitirelim: “Annem”


”Küçücükken başucumda
Bana ninni söylerdin
Sabahları uyanınca
Beni okşar severdin

Benim annem güzel annem
Beni al kollarına
Kucağında uyut beni
Ninniler söyle yine

Bugün hala kulağımda
Çınlıyor tatlı sesin
Benim annem kalbimin sen
En güzel yerindesin

Benim annem güzel annem
Beni al kollarına
Kucağında uyut beni
Ninniler söyle yine.”

Ama artık çoğumuzun annesi yok. Onlar ebedi dinlencelerinde… Çok yoruldular.. dinlensinler garipler.

Bizler bu dünyaya artık atılmış insanlarız. Herkes kendi hikayesinin peşinde. Anne- baba nerede; aile nerede ? Çoğumuz , çok uzaklardayız ve özlemler içindeyiz. Zaman zaman o eski yuvamızı, yurdumuzu düşünüp ,  ağlarız. Ama artık bulmak ne mümkün? Yani onların, değerli ailelerimizin hatıralarıyla geçineceğiz. Çünkü bazılarının yurdu, yuvası o kadar dağınık ki… Bazıları da artık kendi yurtlarını, yuvalarını çoktan kurdular. Aileden, yuvadan çoktan uçtular.

Güçlü kanatlar çocuklar! Mutluluklar… Ama bazılarının hala bir ailesi var. Ne mutlu size.  Bari şimdi açın telefonu hemen onları arayın. Belki, gelecek sefer aramak istediğinizde onlar artık orada olmayacaklar. Geç kalmayın; ne olur?

 
Toplam blog
: 2579
: 848
Kayıt tarihi
: 24.10.10
 
 

Mesleğim eğitimcilik… Şimdi artık emekli bir vatandaşım… biraz şairlik, biraz hayalcilik, biraz s..