Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

03 Eylül '14

 
Kategori
Kişisel Gelişim
 

Kişisel gelişim: Hayır diyebilmek..

Kişisel gelişim: Hayır diyebilmek..
 

yazmakkeyifli.blogspot


İnsanları çok çeşitli yönlerden çeşitlendirebiliriz. Yani “kategorize” edebiliriz. Bu en çok kişilikleri yönünden yapılır. Her büyük Psikolog yepyeni bir çeşitlendirme biçimi getirmiştir. Freud; Carl Yung, Alfred Adler,Eysenck…çok çeşitli kişilik kuramları ileri sürmüş ve insan psikolojisini kendi kuramlarına göre açıklamaya çalışmışlardır.
 
Aslında insan davranışına bakıp ve bazı genellemelere giderek, siz de bir kuram sahibi olabilirsiniz. Sözgelimi: 
 
Şöyle diyorum: İnsanlar üçe ayrılır : 1.Her şeye  “Evet” diyenler (Ezikler) ; Her şeye “Hayır” diyenler (Asiler; tersler); 3. Düşünerek, “Evet veya Hayır”  diyenler. (filozoflar).
 
Var mı böyle bir sınıflandırma bilmiyorum. Yoksa da bunu ben uydurmuş bulunuyorum.
 
Her şeye “Evet diyenler :H
İnsanların niye çoğunluğu “Evet efendim,”ci olurlar? Cevap hemen gelir, “Hayır” derlerse, yani itiraz ederlerse..  bunun kendilerine getirecekleri zarardan korkarlar. Toplantıda bütün çoğunluk, Hazırun “Evet” demiş , sen de yırtık dondan çıkar gibi , “hayır efendim ben öyle düşünmüyorum..” de. De bakalım diyebiliyorsan. Sonra Ne olur!
 
Bir kere her “toplum”un  kendisine göre inançları vardır. Bu inançları genellikle o toplumun büyükleri çizer. O çizgilerin dışına düşene pek fazla hayat hakkı tanımazlar. Toplantıda “Hayır” diyen kişiye güler geçerler ama… Asla gülüp geçmemişlerdir. O adam kara listeye alınmıştır. En yakın zamanda kendisini kızakta bulabilir…Ya daha önemsiz bir göreve veya Şirket dışına… Hoop , ne olduğunu anlayamaz bile. İstediği kadar şikayet etsin, yakınsın. İşi bitmiştir. Karşı geldi ya, “Hayır” dedi ya… Şirket düşüncelerinin, inançlarının dışına düşmüştür. İşi bitti. 
 
Toplumu da bir büyük Şirket gibi düşünebilirsiniz. Oradan hepimizin ufak tefek nemalanma sebeplerimiz vardır. Şirket herkesi yararlandırır gibi gözükür. Ama bazısına kaşıkla, bazısına kepçeyle… Sen bunu bilirsin de itiraz bile edemezsin. Erkeksen et. Ne olduğunu çok çabuk görürsün. Bütün kredilerin kesilir. Aç açık ortada kalırsın…
 
Arkadaş patronlara “Evet” diyeceksin. Demezsen…Demezsen… Sen bilirsin! Bunu bütün toplum içten içe öğrenmiştir. Patrona “Hayır” demek yok. “Evet” diyeceksin ve üstelik, büyük patronu avuçların patlayıncaya kadar alkışlayacaksın. Hele alkışlama.. Bak neler oluyor, görürsün.
 
“Hayır” Diyenler:
 
Bunlar CHP gibi ebedi muhaliftirler. Hiçbir şeye “Evet” demezler. Niye desinler. Gidişatı beğenmezler ki… Ekonomiyi beğenmezler ki… yapılanları beğenmezler ki..! Niye beğensinler.
 
Onların gözünde olması gereken insan tipi başkadır. Onlar çarşaflı, peçeli insanı beğenmezler; yalakalık yapan insanı beğenmezler; her şeye “Evet” diyen insanı beğenmezler… beğenmezler oğlu beğenmezler. Bunlar sanki dünyaya “Beğenmemek” için gelmişlerdir. Bir soru sormayın, karşılığı hemen “Hayır” dır.. Evet, diye söz başlayamazlar. 
 
İnsanlar her şeye “Hayır” diyen insanlardan korkarlar. Çünkü bunlar her şeyi kendilerinin bildiğini sanırlar. Başkaları onlar için hiçtir. Onun için kendileri için yaşarlar. Ortam kendi çevrelerinde döner. Varsa yoksa kendi “Ben”leri vardır. Başkalarının sözünü de öyle kolay kolay kabul etmezler.
 
Ne yapar yapar bulundukları işletmenin yönetimini de ele geçirirler. Ve ondan sonra rahat rahat, diğer bütün çalışanlara  “Hayır” deme özgürlüğünü korurlar ve hatta kullanırlar.
“Bize zam yapacak mısıınız?”
“Hayır..!”
“Bize yeni haklar tanıyacak mısınız?”
“Hayır!”
Bir kurum sahibi böyle bir Müdürü nasıl istemez. Kurum sahipleri tarafından makbul yöneticilerdendir.
 
Bazen “Hayır” diyenler:
Toplantı olur, herkes “Evet…Evet..” makuldür diyerek ortadaki tezi onaylarken. Bir zayıf ses çıkar . “İyi ama  girdi fiyatlarını hesap edemiyorsunuz; maliyetlerde önemli yükselmelere sebep olacaktır. O bakımdan ben önerinize “Evet” diyemiyorum…” diyecekler de bulunur.
Bunlar hep can sıkarlar. Ama bilinir ki en makul, en fizibil öneriler ve düşünceler de bu tiplerden gelir.
 
Bu tipler ne atılır, ne satılır. Akıllıdırlar; getirdikleri önerilerle, bir işletmenin geleceğini kurtarabilirler. Onun için işletme müdürü en son olarak bunların sözünü dinler. Genellikle de o tiplerin sözüne göre hareket eder.
 
Akıl yolu birdir, derler ama. Millette istemediğin kadar saçma sapan akıl var. Ama gerçekten akıllı adamın aklı ve önerisi başka olur. Böyle kimseler ortada görünmezler ama çoğu kez de en değerli varlıklar oldukları bilinir. 
 
Dünya böyle: Bazen “Evet” , bazen “Hayır”,   ama  çoğu kez… Kim bilir?
 
 
Toplam blog
: 2579
: 848
Kayıt tarihi
: 24.10.10
 
 

Mesleğim eğitimcilik… Şimdi artık emekli bir vatandaşım… biraz şairlik, biraz hayalcilik, biraz s..