Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

13 Kasım '14

 
Kategori
Kişisel Gelişim
 

Kişisel Gelişim: Kaçak yolcu sinekler

Kişisel Gelişim: Kaçak yolcu sinekler
 

hayatadokunansatirlar.com


 
Hayat sanki hiç değişmeden uzayıp giderken; önümüze öyle arızalar, öylesine hayatın akışını değiştiren noktalar çıkar ki ; önceleri bu değişim noktalarının önemini anlamazken; sonradan başımızı dövecek; çok pişman olacak durumlara gelebiliriz.
 
Hayat böyle dümdüz, akıntısız, çıkıntısız bir hayat değil. Bilerek veya bilmeyerek hoplayarak, zıplayarak bir yerlere gidiyoruz ve çoğu zaman aldığımız kararların arkasında kendimizin olduğunu sanıyoruz. Onun bile yanlış olduğunu çok sonra anlıyoruz. Ne yazık ki bizim yerimize karar verilmiştir. Birileri karar vermiştir, biz de ister istemez ona uymak zorunda kalmışızdır. Bazen ne kadar pişman oluruz.
 
Bizim kasabada anlatırlar. Bir orta halli ailenin iki güzel kızı varmış. Kızları dışardan gelenler hep isteyip dururlarmış. İşte yine kısmetleri çıkmış. Kızlardan biri , ilçeye bağlı köylerden orta düzeydeki çiftçi bir ailenin oğluna verilmiş. Öteki küçük kızı da İstanbul’dan gelen aile kendi oğulları için istemişler. O da evlenip İstanbul’a gelin gitmiş..
 
Büyük kız daha sonra anlatırmış: “ Bazen bir sinek bir otobüse biner bir bakarsın bir köye gider.. bazen de bindiği otobüs Koca Kente gider. Ben bir arabaya bindim köye geldim. Bütün ömrümce ne uzadım ne kısaldım. Kendi yağımızla kavrulduk. Diğer kız kardeşim, bir diğer otobüsle İstanbul’a gitti. Şimdi ailesi çok zengin. Hanları, hamamları var.. Bambaşka bir hayatı var. İşte size yolları ayrılan iki sineğin hikayesi..” diye anlatırmış.
 
İşte insanoğlunun hali. Bir noktadan sonra şans talih aniden dönüverir; bir bakarsınız, daha kötü bir hayata, veya hayalinizin ötesindeki bir hayata kavuşabilirsiniz. O sizin bindiğiniz (veya bindirildiğiniz) otobüse bağlıdır. O otobüse kendiniz de binebilirsiniz. Bazen bir başka tarafından da, ötesini düşünmeden, bindirilebilirsiniz. Sonraki hayatınız nasıl olabilir? Belki buna kader diyebiliriz. Ama otobüsten inmek sizin elinizdedir. 
 
Aslında insanın hayatını yeniden kurması elindedir. Yeter ki, o hayatı kurmak için yeterli gücü, kuvveti kendi içinde bulabilsin. İnsan isterse, yeni bir hayat bulabilir; yeni bir hayat kurabilir. Ve bu yeni kuracağı hayat çok daha güzel; çok daha size yararlı olabilecek bir hayat olabilir. Kısaca, mutlaka, bizim için çizilmiş bir hayata mahkum değiliz. Onu, şu veya bu şekilde değiştirebiliriz. Önemli olan önümüzdeki yaşamın, bizim ve içinde bulunduğumuz toplumun hazmedeceği güzel bir hayat olması.
 
Zaman zaman insanın hayattan umut kestiği, kendini bıraktığı ve hatta ölmek istediği zamanlar olabilir. Artık her şey bitmiştir. Bundan sonraki yaşam olsa da olur, olmasa da olur… Diye düşündüğümüz zamanlar olabilir. Her insanın, son derece karamsar olduğu, yaşamdan vazgeçtiği zamanlar vardır. 
 
Ama yine ayağa kalkıp, direnmek gerekir. Hayat bize gereklidir ve elimizdeyken mutlaka yaşanmalıdır. Bunun için de çabalamak gerekir.
 
Bir zamanlar İlkokul Okuma kitaplarında bulunan bir öykücük çok ders vericidir:
 
“Bir zamanlar, bir ahırda bulunan bir süt kovasının içine bir çift kurbağa düşmüş. Kurbağalar sıçramış sıçramış fakat bir türlü, kovanın dışına çıkmakta başarılı olamamışlar. Kurbağalardan biri : “Ben artık buradan kurtulamam diyerek, kendini öylesine bırakmış ve bir süre sonra ölmüş. Ama öteki kurbağa öylesine çaba göstermiş, oradan çıkmayı öylesine istemiş ki, bir süre sonra ayaklarının altında bir yağ  tabakası belirmiş ve küçük kurbağa yağ tabakasının üzerinden yeniden sıçrayınca bu kez dışarı çıkmata başarılı olmuş… “ İşte sizi iki kurbağanın öyküsü. Bir tanesi umutsuz, diğeri ise hiçbir zaman umudunu tüketmemiş. Ve sonunda kazanmış.
 
İster arabanız köyde; ister kentin ortasında dursun ve sizi terk edip gitsin. Önünüzde belli bir yaşam vardır. Kolay veya zor. Ama bazen de bu yaşamı terk edip yeni bir hayat kurmak isteyebilir insan. Aslında bizi uzun boylu engelleyecek hiçbir şey yoktur. Bazen kendi korkularımızdan başka; bazen de bizim için korkular üreten insanlardan başka.
 
O zaman insan belki de, bir başka otobüse binip, istediği yere gitmeli, istediği yaşamı kollamalıdır.
 
Bazen otobüsün kaçtığı zamanlar olabilir mi? Olabilir…
 
Ama her zaman yaşadığımızın; bildiğimizin dışında her zaman yeni yaşamlar bulunabilir. Bu yaşamlar bazen son derece renkli de olabilir. 
 
Önemli olan, yeni bir yaşamı kurarken, öncümüzün, rehberimizin aklımızın olmasıdır. Eğer kendi aklımıza güvenemiyorsak, belki de zaman zaman başka akıllı insanlardan öneriler almalıyız. 
 
Yoksa insan, bir bakmışsın bir kaosun ortasında kaybolmuş kalmış ve  nereye gideceğini, ne yapacağını bilemez hale  gelebilir.
 
Akıllı olmak gerekir. Ne demiş büyükler:
 
Akıllı olmakta bir şey değil, mühim olan o aklı yerinde kullanmaktır. (Descartes) 
 
Başkalarının bilgisi ile bilgin olsak bile ancak kendi aklımızla akıllı olabiliriz. (Montaigne) 
 
Akıl, herşeyi olduğu gibi görmektir (Voltaire )
 
Aklı kıt olan dilini tutamaz . (Claucer )
 
Akıllı olmak gerekir. Gerçi her insan kendi aklını beğenir ama, bazen de insanoğlu, başkalarından akıl alsa iyi olur. Hiç olmazsa hangi otobüsün nereye gittiğini çok iyi anlamak için. Köye mi gidiyor, şehre mi.. Ondan sonra olacakları düşünsün dursun.
 
Başkasının aklıyla, başkasının otobüsüyle insan ancak belirli bir yere kadar gidebilir. İstediği hayatı bulması ve onu sürdürebilmesi için mutlaka kendi aklına ihtiyaç duyacaktır. Başka yolu yok.
 
 
 
 
 
Toplam blog
: 2579
: 848
Kayıt tarihi
: 24.10.10
 
 

Mesleğim eğitimcilik… Şimdi artık emekli bir vatandaşım… biraz şairlik, biraz hayalcilik, biraz s..