Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

06 Ocak '15

 
Kategori
Kişisel Gelişim
 

Kişisel gelişim: Patates çuvalı

Kişisel gelişim: Patates çuvalı
 

365exhibition.com


“Patates çuvalı gibi yaşamak…” Nasıl bir yaşamaktır?
 
Diyeceksiniz ki, “Abi filmin sonunu sen baştan söylüyorsun… Kıymeti harbiyesi kalmıyor ki..!” Yok o kadar da değil. 
 
Kim size diyor ki , “Patates çuvalı gibi yaşayın..”
 
Nasıl bir yaşamaktır acaba böyle “Patates çuvalı gibi yaşamak..” Ne dersiniz?
 
“Abi , işte o adam bütün ömrü boyunca ne etliye karışmıştır, ne sütlüye… Kendi divanhanesinde , bu alem çarkını bildiğince çevirmiştir; veya çevirmeye çalışmıştır.. Yoksa kolay mı?”
 
“Bazıları da var ki, ekmek elden su gölden… Ohhh, anadan babadan varsıl… Ne karışsın şunun bunun derdine… Zaten yediği önünde, yemediği ardında. Dünyanın derdi onun derdi değil… Zevki ise hiç sorma…
 
Çeşit çeşit yaşamaklar var. 
 
Bazısı var. Bu dünyayla durmadan didişir. Başkalarıyla didişir… iktidarla didişir… didişir oğlu didişir. Allah onu belli ki başkalarıyla didişsin diye göndermiştir dünyaya… Zaten böylelerinin adı olmasaydı, dünyanın tadı tuzu olmazdı… Dünyayı biraz tatlı hale getirenler işte bu kafada olanlardır. Hergün, TV’a bakıyorsak; gazete okuyorsak, belki biraz da bu kafada olanların ne yaptığını görmek içindir.
 
Yoksa bütün dünya hep iktidardan ibaret olsaydı. Ne sıkıcı olurdu. Zaten adamlar istediklerini yapıyorlar. Ne uğraşan var, ne eden… Ne karşı duran… Ohh yavrum ohh… Yemede yanında yat… Zaten memleket o biçimde değil mi?  
 
Bu nedir? 
 
Bu dünyadan elini ayağını çekmek durumudur. Yani başkasının işine ; etlisine , sütlüsüne karışmayacaksın… Başkaları ne halt ederse etsin öyle seyredeceksin. Ve hatta işleri hep iyi yanından göreceksin.
 
“Oğlum baksana millet parayı çuvalla götürüyor..!” desen…
 
“Ne yapayım abi, götürürlerse götürsünler; nasıl olsa öteki dünyada onlar, cayır cayır yanacaklar..” diye bir yanıt gelebilir…
 
Demek ki, bir bu dünyada cayır cayır yananlar var… Parasızlıktan  filan… Bir de öteki dünyada yanacaklar… Parayı çuvalla, götürenler filan…
 
Bu durum toplumsal olarak, sorumsuzluk durumudur. Ne kendi çevresinin, ne de içinde bulunduğu büyük çevrenin, toplumun sorunlarına tarafsız kalma… Aldırmama; boş verme.. Sorumsuzluk…
 
Belki de , Psikolojideki adı, Katalepsi’dir bunun. Ne diyor kitaplar : “adalelerin donması ile irade ve hissin birdenbire kaybolması, durumu…
 
Yani adam donmuş… Karşıdaki ne yaparsa yapsın, yanıt vermiyor…
 
Yani “dünya yansa, içinde bir çöpüm yok…” durumu. Adam aldırmıyor. Ölmüş gibi… Karşıdaki uyaranlara yanıt vermiyor. Veya en ciddi cevabı : “Bana ne…!” İşte buyurun.
 
Geçmiş zamanlarda , böyle kateleptik duruma gelen insanların , ölü sayıldığı ve gömüldüğü görülmüş. İşe bak ..!
 
Kendi kişisel meselelerinde kendini geriye çek: “Bana ne ; ben karışmam..” de… Toplumsal, siyasal sorunlar karşısında: “Bana ne ben karışmam..” de…
 
Bunun arkasından gelecek bir şiir aradım ama bulamadım.. bula bula.. Orhan Veli’nin
 
Delikli Şiir’ini buldum… 
 
“Cep delik cepken delik. Yen delik kaftan delik. Don delik mintan delik. Kevgir misin be kardeşlik.” Haydaaaa…!  (Kaynak: Yeni Dergi, 1 Mart 1951. Orhan Veli Kanık)
 
Bilirsiniz Orhan Veli; Oktay Rıfat ve Melih Cevdet ... Yani Garip’çiler… Toplumsal muhalefet yapmıyorlardı. Sadece belki de bu şiirde olduğu gibi , durum saptaması yapıyorlardı.
 
Yakıştı mı? Bilmem!
 
Arkadaş, cepin delikse, cepkenin delikse… ve bu dünyanın dibi delikse… Her şeyde bir hata görüyorsan; niye sesini çıkarıp bağırmıyorsun ki; niye itiraz etmiyorsun ki…
 
İşte itiraz etmezsen; sesini çıkarmazsan; gelir üstüne binerler. 
 
Bu günkü dünyanın gidişi budur. Bir üzerine binilen sessiz eşekler vardır. İki, bu eşekleri yeden, üzerine binen,  akıllı geçinen eşekler…
 
Hadi bakalım düşünelim. Biz hangisindeniz?
 
Sesimiz çıkıyor mu, çıkmıyor mu? Patates çuvalı gibi mi, yaşıyoruz.. Yoksa.. Nasıl?
 
“Aman abi, boşver… sen mi uğraşacaksın bu işlerle..mi?”  diyoruz… Yoksa…O zaman…
 
Hadi bakalım aşağıya.. Hiç  “Uzun Eşek” oynamadınız mı..? Bilemediniz mi , sizi ebe yaparlar, aşağı yatarsınız. Ha bire , sopa yersiniz… Siz de yatmayın aşağı… Boş verin, size gösterilen gerekçelere…
 
Sorumlu olun sorumlu…
 
Kendinizden sorumlu.
Çevrenizden sorumlu.
Bu toplumdan sorumlu…
 
Biraz sesinizi çıkarın bakın; neler oluyor. İtiraz edin.  Öyle salak gibi seyrederseniz… sizi eşek gibi sürerler. İstedikleri yere gidersiniz. Sizin istediğiniz yere değil.
 
Kendi istediğiniz yere mi gitmek istiyorsunuz. Öyleyse gidin. Sizi tutan mı var.
 
 
Toplam blog
: 2579
: 848
Kayıt tarihi
: 24.10.10
 
 

Mesleğim eğitimcilik… Şimdi artık emekli bir vatandaşım… biraz şairlik, biraz hayalcilik, biraz s..