Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

10 Mart '15

 
Kategori
Kişisel Gelişim
 

Kişisel Gelişim: Saygı mı, sevgi mi önce gelir?

Kişisel Gelişim: Saygı mı, sevgi mi önce gelir?
 

mebk12.mebgov.tr


Nedir saygı? 
 
Değeri, üstünlüğü, yaşlılığı, yararlılığı, kutsallığı dolayısıyla bir kimseye, bir şeye karşı dikkatli, özenli, ölçülü davranmaya sebep olan sevgi duygusu, hürmet, ihtiram(TDK). "Bir kişiye, bir düşünüşe, bir eyleme, bir başarıya yüksek değer vermekten doğan özel bir duygu…"
 
Nedense, sevgi mi önce gelir; yoksa saygı mı , pek ayırt edemeyiz… kimine göre sevgi, kimine göre saygı…
 
Ama sorarım saygı duymadığınız bir insana sevgi duyabilir misiniz? Bence önce insan önce karşıdaki insanı “takdir” eder; ona değer verir… İyi bir insan, der… Yavaş yavaş güzel bir insan der. Saygı duygusu , sevgiye doğru evrilebilir zamanla. Niye olmasın? 
 
Saygı duyduğumuz öğretmenlerimizi çoğu kez severiz. 
 
Saygı duymadıklarımızı, sevdiğimiz olmuş mudur? Belki aptal aşklarda böyle oluverir… Kişi aniden çarpılıverir. Ne olduğunu anlamadan amansız bir aşkın eline düşüverir… Ondan sonra ağla dur…
 
Genellikle saygı ve sevgi bir arada bulunur. 
 
Ama saygı bir yandan  yetkililerin bize empoze ettiği bir şeydir. “Anne , babaya saygı gösterilir. Öğretmenlere saygı gösterilir. Şef’e saygı gösterilir…” dendiği zaman , içten gelen bir şey yoktur. Belki de aktöre yaptırımlarının bize uyarlanması vardır. “Bu böyledir…” Algısı… İstersen… Böyle bir saygı elbette içten gelen bir saygı sayamayız. Öyle bir saygının içinde bir taraflı korku duygusu vardır. “Ananı babanı sayacaksın..”  bu her zaman mümkün müdür? 
 
Oysa sevgiyi insanda zorla uyandıramazsınız. Belki insanlara , nelere sevgi gösterebileceğini öğretebilirsiniz. İnsan “Güzel”e sevgi duyar… Ama aşık olur mu? Her zaman değil. Aşk, sevginin birkaç fersah ötesidir, insanın uçurumdan kendini kaptırıp koymasıdır. Artık ondan ötesi düşünme değildir; bir bakıma çılgınlıktır. Çünkü “aşk”ın öte mesafelerinde pek öyle akıllıca düşünme bulunmaz. 
 
Ama “Sevgi” insanın içinden gelen değer takdir duygusunun ötesinde bir sevinç duygusudur. Karşıdakini seversiniz, çünkü o kişi size mutluluk verir. Bir başkası tarafından “empoze” edilmemiştir bu duygu.  Belki ölçütleri içimizde vardır. O ölçütlere uyan bir kişi takdir ederiz, değer veririz, belki de severiz… Yerine göre. 
 
İnsana “sevdiğine” saygı besler mi? Belki, aldığı terbiyeye göre… eğer sevdiği kimseyi kafasında yüceltiyorsa , ona elbette saygı da besleyebilir. Özellikle kadınlar , erkeklerine çok çabuk saygı beslemeye başlarlar… Erkekler de bu anlayışlı davranışı, çok çabuk kötüye kullanabilirler. Tabii, insanından insanına değişir.
 
Şimdi bu konularda söylenmiş bazı özel sözlere bakalım:
 
“Kimi güzelim der sevdiğine, kimi özelim. Ama sevgi ne güzellik ister, ne de özellik. Sevgi, sadece yürek ister.” (neguzelsozler.com)
 
“Provası yok hayatın.Ne yeniden yaşamak mümkün, ne de yaşadıklarını silebilmek. Önemli olan, ilk defa değil son defa sevebilmek.” – Oğuz Atay
 
”Sevebilir misiniz? Karşılıksız,beklentisiz,hesapsız,çıkarsız,özgür bırakarak. Sırf bir başkasının iyiliğini, mutluluğunu isteyerek.” Elif Şafak
 
”Benden nefret edenlerden nefret edecek vaktim yok. Çünkü ben bana değer verenleri sevmekle meşgulüm.” (Gabriel Garcia Marquez)
 
“Güçsüzlük sevgi üretememektir.”  (Erich Fromm )
 
Galiba yukardakiler, Sevgi’nin değil; daha çok “Aşk”ın tanımları… Ama sevgiyle aşk arasında kaç adım vardır… Epeyce mi diyorsunuz. Doğru olabilir..
 
Peki,  acaba “Saygı” için ne demişler:
 
“Çocuklara, saygıyı öğretmenin en iyi yolu: onlara saygı göstermektir.”
 
“Saygıyı ve sevgiyi insanlar çocuk yaşta öğrenir. Büyüdükçe de geliştirir bu yüzden çocukların eğitimi ailede başlar. Ailede bir çocuğa insanlara karşı sevgi duyması öğretildiyse bu çocuk hayatı boyunca insanlara sevgiyle ve saygılı davranır. Fakat ailede çocuğa iyi bir eğitim verilmediyse bu çocuk hiçbir zaman insanlara sevgi duyamaz. Ayrıca çocuk annesinden, babasından yakın ve uzak çevresinden ilgi ve sevgi bekler. Beklentisine karşılık bulursa onlara duyduğu güven artar, bulamazsa azalır.” Mevlana
 
“İnsanların saygı ve şerefinin, itaat ve uyumunun kendinden maddeten değil, manen yüksek olanlar için gösterilmesi insan ruhunun gereklerindendir.” Atatürk
 
“Kırkayak üzgünmüş, niye bozuluyorsun diye sormuşlar. Yanıt vermiş. Dünyada nezaket diye bir şey kalmadı; kalabalık yerlerde herkes ayaklarıma basıyor.” (İlhan Selçuk)
 
“Saygı olmayan yerde aşk  da olmaz.” (Emile  Zola)
 
Son söz de gösteriyor ki, “Saygı”  , Sevgi’nin ve Aşk’ın ön koşuludur. Saygı olmadan insan sevgiye ve aşka varamaz. İnsan önce karşıdakini takdir etmelidir, değer vermelidir… Ondan sonrası kendiliğinden gelir. 
 
Kaba saba davranışlarla kim kimi aşık etmiş ki…Saygının bir diğer terimi de nezakettir. Nezaket, saygı  olmadan sevgi olmaz. 
 
Saygı ve sevgi önce ailede öğretilecek davranış biçimleridir. Bunlar içi boş kavramlar değildir. İnsan saygıyı ve sevgiyi yaşadıkça öğrenir. İnsanın evinde, okulunda, öğretmeninde saygı, sevgi… yoksa çocuk nereden öğrenecek böyle davranışları. 
 
Aslında eğitim demek “Sevgi Eğitimi” demektir. Biz okulda, öğrenebilirsek “insanlığı” öğreniriz. O da boş laflarla olmaz. Eğitimin de temeli sevgidir. O bakımdan eğitimde ne çok sevgiye sahip olan öğretmenlere, yöneticilere muhtacız.
 
Öyle öğretmenler yetiştirebiliyor muyuz? İşte sorun bu…
 
 
 
Toplam blog
: 2579
: 848
Kayıt tarihi
: 24.10.10
 
 

Mesleğim eğitimcilik… Şimdi artık emekli bir vatandaşım… biraz şairlik, biraz hayalcilik, biraz s..