- Kategori
- Kişisel Gelişim
Kişisel gelişim ve bütünsellik algısı
Kişisel gelişim aslen; bilinç – bilinç dışı, kalp – zihin, duygu - davranış durumları ile bütün olarak bireyin yaşamını dengeye oturtması haliyken, Doğu ve Batı’nın mistik bir sentezi olarak Türk toplumuna uyarlanmış, süreçte de ekonomik, siyasal ve kültürel etkiler ile toplumsal karmaşanın içerisinde özünü kaybetmiş, anlamını yitirmiş bir olgu olarak yaşamlarımıza sıkışıp kalmıştır.
Genel olarak kişisel gelişim; kişinin yalnızca kendisi ile kendi içine doğru yaptığı bir yolculuktur denilir. Bu ve buna benzer cümleler, kişisel gelişimin bütünden ayrı gerçekleşen bir serüven olduğu algısını yaratır. Oysa yaşam, kendiliğinden oluşan, gelişen ve genişleyen bir bütünlüğü işaret eder.
Bir bireyin yaşamı yine yaşamın kendisini oluşturan 8 farklı alan üzerine inşa edilmiştir. Bu alanlar; kariyer, para, aile - arkadaşlar, romantizm, fiziksel çevre, sağlık ( fiziksel ve mental sağlık ), eğlence ve rekreasyon, kişisel gelişim konuları üzerine temellenir. Bireylerin doyum veren yaşamlara sahip olmaları için ise bu alanların birlikte bir bütünlüğü oluşturması gerekir.
Bütünsellik algısından uzaklaşan popülist bir yaşamın getirisi olan, kişisel gelişim için bireysellik algısı, toplumda giderek yalnızlaşan bireylerin oluşmasına, yaşamların temellerinden sarsılmasına ve kaybolan dengeler nedeniyle ötekileştirmelere sebep olur. Ancak kişisel gelişim ile hedeflenin özü, her bireyin toplum içinde bireysel bütünlüğüne kavuşması ve bu bilinç ile evrensel yaşama dahil olması felsefesine dayanmaktadır.