Kişisel tercihler...

Sayın Abdullah Gül'ün, cumhurbaşkanı adaylığının açıklanmasından sonra medya kuruluşlarına yapmış olduğu açıklamaları tereddüt içerisinde izledim.

Sayın Abdullah Gül, Türkiye Cumhuriyeti'nin en üst basamağında yer alan ve aynı zamanda manevi değeri çok yüksek olan bir makamda görev yapacak olması nedeniyle, eşinin başındaki siyasi simge olan türban için kişisel tercih deyip bu kadar önemli bir konuyu geçiştiremez. O yüce makamda kişisel tercihlere göre görev yapılmaz. Anayasa ve kanunlar çerçevesinde görev yapılır. Bu yüce makamda nasıl görev yapılacağını sayın Abdullah Gül'e biz mi, öğreteceğiz? Gerekirse, kendisine rehber olarak, anayasayı ve kanunları, Atatürk ilke ve inkilaplarını alması gerektiğini hatırlatacağız.

Benim cumhurbaşkanımın, uluslararası platformda şahsiyeti ile ailesi ile bir bütün olarak ülkemi temsil edebilme kabiliyet ve görüntüsünde olması gerekir. Sayın Abdullah Gül'ün bilgi ve birikimlerine dil uzatacak halimiz yok. Ama eşinin başındaki siyasi simge olan türban için çok söyleyeceklerimiz var. Dini yasalarla yönetilen ülkelerin first lady'leri bile medeni bir görünüme kavuşmuş iken, Benim ülkemin cumhurbaşbakanının eşi böyle görünmemeli. Eğer bu konu kişisel tercihdir diyerek geçiştiriliyorsa, o zaman devletin temsil edildiği yerlerde eşi ile birlikte görünmemeli diye düşünüyorum.

Devletin temsil edildiği makamlarında görev yapan her personel için uyması gereken kurallar ve kanunlar mevcuttur. Kimse bunun için kişisel tercihlerini kullanmaz. Yasaların istediği şartlar yerine getirilir veya o makam işgal edilmez. Eğer sayın Abdullah Gül'de eşinin kişisel tercihlerine çok önem veriyorsa, bu görevden affını isteyebilir ya da oyunu kurallarına göre oynar.