Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

21 Mayıs '10

 
Kategori
Şiir
 

Kıskançlığımdan güzel şiir yazanları dinamitledim yüreğimde…

Kıskançlığımdan güzel şiir yazanları dinamitledim yüreğimde…
 

Öner Samanlı yazdığı şiirlerini eşeklerin kulaklarına okuyormuş…(MedyaM)


Seni sevdiğim için;

Ötüşüyor rengarenk cıvıltıyla kuşlar, açıyor çiçekler,

Ölenler olsa da, doğuyor güzelim inci tenli bebekler,

Arada bir tutuluyorsa da ay, tutuluyor olsa da güneş,

Okyanus aşırı yolcuları birbirine kavuşturuyor gemiler…

Seni sevdiğim için;

Binbir çiçeğin polenlerini taşıyor, bal yapıyor arılar,

Davul zurna eşliğinde çekiliyor her yörede halaylar,

İpek bir atlastan hışımla yağarken yağmur ekinler üzerine,

Sulak bostanda karpuz, kıraç topraklarda kavun tatlanıyor…

Seni sevdiğim için;

Dalgalar okşarken Kanlıca iskelesini sevişiyor aşıklar,

Mahkumların gözleri pişman, kapıda tahliyede umutlar,

Bir pazar kahvaltısında buluşmuş sahilde tüm aile,

Mangalda yıllara yengin meşe, kömür olmuş ta yanıyor…

Seni sevdiğim için;

Ekinler tarlalarda büyür çiftçinin özlemi verimli başaklar,

Mavi boncukların korumasında bilinmedik tüm nazarlar,

Köylünün umutlarına gebe, topladığı meyve veren ağaçlar,

Açmış ellerini umarla kullar, dilekler hızla Tanrı’ya koşuyor…

Seni sevdiğim için;

Gökyüzünde bulutlar sevdalı güneşe aşkı ilan ediyor,

Barajlar yağmur sularında gebe olmuş yüzler gülüyor,

Baba olma sevincinde doğumevinde genç bir adam,

En damar arabeski yan yatmış gemi yorgunu dinliyor…

Seni sevdiğim için;

Boy boy ekinleri tarlalarda narin elli kızlar topluyor,

Anamın İzmir’den ekşili dolma kokusu buralara geliyor,

Kaynıyor kazanlarda etli düğün pilavı, nohutlu yahni,

Sarhoş damat, adım Kerim, gideni tutar öperim diyor…

Seni sevdiğim için;

Tüm canlılar yaşam sevdasında soluyorlar havayı,

Kimileri çok seviyor balık yemeyi yanında da rokayı,

Çiçek Pasajında kemancı hem çalıp hem de okuyor,

“Elbet birgün buluşacağız” diye bilinen nağmeli o şarkıyı…

Seni sevdiğim için;

İskelelere peş peşe sürekli yanaşıyor arsız vapurlar,

Süslenip püsleniyor esrik bakışlarda muhacir kızlar,

Pembeli, morlu, kan kırmızılı açıyor sandal çiçekleri,

Bülbüller dikenli dalına konup gülün aşkında yanıyor…

Seni sevdiğim için;

Hasretlerin umarına ulaşıyor dolambaçlı uzun yollar,

Yıllardır hiç eskimeden söyleniyor can ötesi şarkılar,

Habersiz geleceği aşığının, içine doğuyor yavuklunun,

Çingille suya gelen kızlar çeşme başında fingirdeşiyor…

Seni sevdiğim için;

Vatanıma feda olsun bin evladım diyor şehitin anası,

Huşu ile okurken, Muğdat Camiinde müezzin ezanı,

Çilli tavuk çift sarılı yumurtluyor her on günde bir,

Savaşların hep galibi yaşadıkça yaşanılan doğruları…

Seni sevdiğim için;

Toroslardan ala kekliklerin nağmeli sesleri çağıldıyor,

Sevinç haberlerine durmaksızın çalıyor tüm telefonlar,

Denizli’den öten horozların sesi geliyor ise buralara,

Kavun ve peynirli çilingir sofrasında tokuşuyor kadehler…

Seni sevdiğim için;

Takılıyor ağlarına balıkçıların rızk için binlerce balık,

Allı güllü, kimileri puantiyeli baş örtülü aşklar kaçamak,

Yıldızlar düşüyorsa niyet tutanlar için bir bir gökyüzünden,

Yılları ötelemiş ama, gazi dedenin gözlerinde içi gülüyor…

Seni sevdiğim için;

Anneleri öpüp öpüp kokularında seviyor bebekleri,

Ölümlerin peşinden yepyeni doğumların müjdeleri,

Koskoca Konstantinapolis bile oldu bil ki İstanbul,

Aynalarda çirkinler, güzel görüyor daima kendisini…

Seni sevdiğim için;

Gökyüzünde ülkeden ülkeye seferde göçmen kuşlar,

Dibekteki kahvenin damak tadı, içinde gizil tüm fallar,

Dünyanın hiç bıkmaksızın sürekli dönüşü deli divane,

Sevip terk edişler, adliye koridorları sona saklı umarlar…

Seni sevdiğim için;

Olsa da tek, daima çift kişilik masasında özenle takımları,

Budist bir rahip gibi tütsülerle mumları özlemli o yakışları,

Durmaksızın her yenigüne içten içe doğan sımsıcak güneş,

Bu yüzden farklı, fesleğenin, tarçının, karanfilin kokuları…

Seni sevdiğim için;

Bir tane alsan, içinden çıkıyor yüzlercesi canım narın,

Dünyanın bir ucundan diğer ucuna uçuşları uçakların,

Sürekli içiliyor su, hergün bıkmaksızın yeniliyor ekmek,

Vurunca bıçağı kan kırmızı çatlıyor Ceyhan karpuzu …

Seni sevdiğim için;

Garlarda umarla beklenen yolcular attıkça sevinç çığlıkları,

Hasta olup olup, yüksek tansiyon illetinden şairin ölmeyişi,

Acı bir kebabın üzerine çok iyi giderken Antep’in baklavası,

Ressamın fırçasındaki hırçın renklere saklanmış gökkuşağı…

Seni sevdiğim için;

Paha biçilemez oluyor Osman Hamdi’nin bilesin tabloları,

Semaverdeki çayın tavşan kanı rengi, buruk kokulu tadı,

Şekeri olsa da yüksek, tatlı yemeye devam eden diyabetlinin,

Olsa da kimi zaman hayal kırıkları, ekseri yaşar mutlulukları…

Seni sevdiğim için;

Miyopi, astigmat gözleri tutsak afili gözlüklerden bakışları,

Siyah beyaz uğruna Ihlamur sokağı, Beşiktaş’ta oturuşları,

Süpürürken erkekliğinden sıkılarak koskoca evi köşe bucak, ,

Birbirine yapışık köpeklerin gece artığına benzer utanışları…

Seni sevdiğim için;

Yatak yorgan yakışları mahkumların, cezaevlerinde isyanlar,

Şükür edişler olsa da, her daim yaşanılır gam ile hüsranlar,

Selvi boylarında gizli ehli kuburların kabirden göklere yükselişi,

Ellerini açıp Tanrı’ya tokların, aç ve sefiller için dua edişleri…

Seni sevdiğim için;

Dağlarda çobanların kaval nağmesinde yayışı koyunları,

Bitti sanılan sevdaların dizelerinin yeniden başlayışları,

Tarih önceleriyle tarih sonrasının en orta yerine milat denişi,

Sağ gözün sağdakine, sol gözün sol yola umarlı bakışları…

Seni sevdiğim için;

Dudakları kadınların gizemli rujlarının renginde en ateşli kırmızı,

Yüreğine mertçe aldığı sevdasını yağız delikanlının bırakmayışı,

Şairlerin hasetlenip de öte yerlerde benden güzel şiirleri yazıp,

Mevlana’dan Şems’e, Yunus’a, Taptuk Emre’ye aşk varışları….

Seni sevdiğim için;

Sevdaların tekilden çoğul olmaları, yengilerde çoğalması,

Soğuk mart geceleri kedilerin ateşli yangın yeri bağırışları,

Saatler onikiye gelince onikikez ding dong vuruyor ya sürekli,

Bundandır esmer sarışın ateşli sinsi kadınlardan kaçışları…

Seni sevdiğim için;

Her şeyin boş olduğu fanide, senin yok oluşlarına tahammül,

Ağlamalarda mendili kuru kızın, dalından kopardığı pembe gül,

Dervişlerin aşka meşke hu’su, yüreklere akan sevgi tohumları,

Tanrı’dan sevenlerin yalvarıp sevgiyle ölümsüzlüğü isteyişleri…

Öner SAMANLI

 
Toplam blog
: 295
: 3087
Kayıt tarihi
: 22.08.08
 
 

Prof.Dr. Öner Samanlı, yıllarını eğitim ve öğretim faaliyetlerine adamış, birçok bilimsel makalen..