Kıskançlık, kin, hınç ve hırs

Günlük yaşamda; yaşama farklı bir noktadan başlamış, farklı fizyonomiye formatlara ve sosyo-ekonomik şartlara sahip insanlarla karşılaşmakta muhatap olmaktayız. Her bir insanın yansıyan profili ile iç dünyasının çoğunlukla farklı olduğunu düşünsek bile ayrıştıramayız, bu nedenle her bir insanı algılayışımızın ve gerektiğinde ona karşı tavrımızın ne denli doğru olduğunu bilmemiz mümkün değil, taki diyaloğ süreçi profilleri netleştirene kadar.

Muhatap olduğumuz insanlardan olabilecek en tehlikeli profillerden en zorunun; hınç, kin, hırs ve sinsilik duygularını birlikte taşıyanlar olduğunu gözlüyorum. Yaşamı konuştuğum yaşlılardan; çocukluk sürecinde herhangi bir nedenle, birine, birilerine, yaşama karşı hınçlanmış birinin bu duyguyu silmesinin çok zor olduğunu anlaşılmakta, silinmeyen hınç genelde hırsa dönüşmekte ve eğer sinsilikle de bütünleşirse o zaman ölene kadar patlamaya hazır dinamit haline gelebilmektedir.

Hınç, kin, hırs ve sinsiliğin kokteyli en tehlikeli kişilik profilini oluştururken en zor fark edilebilecek profil olduğunu düşündürmektedir.

Hınç, kin, hırs ve sinsilik; bir insanda bulunabilecek şeytani dörtgenin köşelerini oluşturuyor gibi.

Muhataplardan kim çok konuşuyorsa kendini ele veren olmakta çünkü dinleyen onu anlamaya çalışmaktadır. Bu çerçevede muhatabı anlamak için dinleyici olabilmek gerek ve istiyorsa kendini anlatacak kadar konuşmalı eğer diyaloğda biri hep anlatıyor diğeri hep dinliyorsa paylaşımda dengesizlik oluşmaz mı?

Bu durumda konuşmayıp konuşturan insan profilinin tehlikeli olduğunu ve diyaloğun devamının zararlar ürteceğini düşünerek; iletişimde dengenin olduğu paylaşımların çoğalması dileğiyle...

Kıskançlık, hınç, kin ve hırs birleşmeye görsün bir beyinde... 

O beyin artık pozitif bir şey üretemez... 

Muhatabına da kendine de en büyük zararları vermekten sakınmaz... 

Benim de, muhataplarımın da, tüm insanlığın da bu ruh haline bürünmemesi dilegiyle... 

TATLISES vakasına atfen yazacak daha fazla bir şey bulamıyorum... 

Sanırım en öz ve en kısa blogum oldu...