- Kategori
- İlişkiler
- Okunma Sayısı
- 248
Kıskançlık üzerine..
Gerçekten anlamak mümkün müdür insanı..
Kimlerin kalbi, kimler için ne kadar inanılmaz şeylerle doludur tahmin bile edemezsin.. Ve aklını okumak istemezdim kimsenin..
Gerçi okumaya da pek hacet kalmıyor, yüzünde duruyor bazı insanların içindeki kara lekeler, makyajın altına saklamakla da kaybolmuyor malesef..
Kadınların, mutsuz cinsel yaşamlarının, öylesine yapılmış hatalı evliliklerinin, başka çaresi olmayışlarının ve içinde bulundukları ''hayallerim bunlar değildi '' ruh halinin acısını açıkça çevresindekilerden çıkarmaya çalışması, çırpındıkça batışlarının ve etrafındakileri de kendi çamurlarına çekip, mutsuz etme isteğinin ne gariptir ki asla engellenemez anlam verilemez bir hali vardır..
Evrensel bir sorun olan bu durumun genelde bir tek amacı vardır '' ben mutlu değilsem, başkaları da olmamalı '' mantığı..
Erkeklere oranla daha baskın olan bu isteğin, kadının tehlikeli yanıyla bürünüp etrafındaki insanlar tarafından nefret kazanması daha olası ve çabuk sonuç veren bir süreç oluyor haliyle..
Arkasına sığındıkları sahte samimiyet ve arkadaşlık çabası herkes tarafından farkedilir düzeyde, tahayyüle sığmayacak kelime oyunları malesef onları acemilikleriyle çakışıyor her defasında..
Yazmak isteyişimin sebebi, onlara böyle durumlarda yanıt vermeyişimin sadece muhatap olmak istemediğimden kaynaklanıyor olmasını sesli satırlara dökmek ve zatıalıilerine yanıtımı hedef kitlesi belli ama hedefi alenen belli olmayan bir yazıyla vermektir yanlızca..
Eğer acımasızca bir yarışa girilecek ve her şey mübah olacaksa yazık ki kaybeden ''şu an olduğu gibi'' yine kendileri olacaktır..
Hergün baktığınız o aynanın karşısına bir gün gerçek yüzünüzle geçin, emin olun farkı göreceksiniz...
Önerilerine Ekle Beğendiğiniz blogları önerin, herkes okusun.
