Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

18 Ocak '07

 
Kategori
İlişkiler
 

Kıskançlık ve sevme korkusu...

Kıskançlık ve sevme korkusu...
 

Bana göre kıskanç kişi, birlikte olduğu kişinin hoşlandıgı bir etkinliğe, bireysel olarak yönelmesi halinde, sanki onu yitirecekmis gibi bir duyguya kapılıyor.

Yani askın dogasında var oldugu söylenen kıskanclıkta,kıskanan kisi birlikte oldugu kisinin,bir baska kisiyle sadece erotik [veya cinsel] iliski olasılıgını degil,her tür sevgi iliskisini kıskanmaya ve endiselenmeye baslıyor .

Bu kıskanclıkta,bencil tutum basta olmak üzere, birlikte olunan kisiyi yeterince kendine baglıyamamadan duyulan asırı korku belirgin bir bicimde ortaya cıkmakta,pek cok insan icin bu tür bir kıskanclık, olagan ve anlasılır olmakta ve fazla da kafa yormamayı yeglemek işlerine gelmekte..

Kimsenin kimseyi sahiplenme, onun gelisimini ve özgürlügünü kısıtlama hakkına sahip olmadıgını düsünüyorum.

Gercek askta"bagımlılık"degil,esas olan"gönüllü baglılık"tır bana göre ve bunu dayatma veya baskılarla saglamak ise kendini kandırmaktan ibarettir. Ve durum öyle gözüküyorsa, bil ki gercek değildir ve bu kurgulama çabası eninde sonunda iliskiyi iflas ettirecektir.

Kapitalist bir tüketim toplumunda yasıyoruz ve onun dogal olarak yarattıgı "ortak ideoloji" ise "sahiplenme ve mülk edinme" üzerinedir.

Böylesi bir toplumda tüketim ve üretim aracları üzerindeki mülkiyet tutkusu anlasılır bir seydir ama,ne yazık ki bu anlayıs "sevgi nesnesi" olan seye de aktarılmakta ve herkesce bu sahiplenme "dogal" bir seymis gibi karsılanmaktadır.

Ve sonucta her sevgi veya ask iliskisi cogunlukla duygusal hazların geride bırakıldıgı,ekonomik-bireysel güvenligin ön plana cıktıgı bir evlilik birligi kurumu olusturma kararıyla noktalanıyor.

Ve bu beraberlik bir ölcüde ortak mülkiyet ve ekonomik güvenlik esasına dayalı,bu anlayıs cercevesinde yürütülen bir "ekonomik birliktelik" iliskisi olup cıkıyor.

Yoksa ask ve sevgi görüntüden ibaret olup gerilerde bir yerlerde beraberligin sadece "fon"u olmak gibi bir islev üstleniyor.

Ve ne yazık ki en ilkel ve asıl bicimiyle gercek askın ve dogal olarak sevginin, mülkiyet konusu nesneler ve bunların yönetimi kaygısı ile hic bir iliskisinin olmadıgını bir iyice anlamamız gerektigi kanısındayım.

İki İNSAN,"mülkiyet kaygısı tasımadan ve korkulardan arınmıs" bir sekilde karsılastıkları ve kendilerini bir meta olarak görmedigi zaman,ancak ve ancak"aşkla ,gercek ve arı bir sevgiyle karsılasma sansı" vardır diye düsünüyorum...

İnsanlar arasında"sahiplenme tutkusu" ve sahip olunanı koruma egemen duygusunun yanısıra, bilincaltındaki "ayrılık ve yalnızlık" korkusu da,askın ask olarak yasanmasında ve sevgi iliskisinin derinlestirilmesinde önemli bir olumsuz etken olarak karsımıza cıkıyor.

Cogunlukla ilk yasanan korku,ana-baba sevgisinden yoksun kalma korkusu ve bu korku[özellikle bizde]maddi güvencesiz kalma korkusuyla icice yasanan ve beslenen bir sürec olup çıkıyor.

Bu korkularla eriskin hale gelen kadın ve erkek,ask adına bir araya geldiklerinde,aynı korkuyu sadece farklı bicimlerde yasamayı sürdürmekte,ne kendisinin"sevme yetenegine" olsun,ne de birlikte oldugu kisinin sevme yetenegine olsun hic bir zaman"yeterince güven duymamakta,sahici olmayan sahte bir ask hali yasanagitmektedir.

Hele cocuklukta yasanan yetersiz"sevgi deneyimi"ne dayalı insanların olusturdugu evlilik birliktelikleri sonu hicte hayırlı olmayacak şekillere dönüsmekte ve mülkiyetimiz altına aldıgımızı sandıgımız "sevgiyi"kaybetme korkusuyla kendimize ve birlikte oldugumuz kisiye karsı "kıskanclık"tepkileri göstermemiz "cok olagan"bir sey haline gelmektedir.

Bana göre gercek ask ve sevgiyle bulusmak isteyen bir kimse, öncelikle"yeterince sevilmemek korkusu" ve ikincisi de"sevgiyi maddi bir nesne"gibi algılayıp,ona sahip olma isteginden uzak durmalıdır.

Ne zaman sevgiyi bir mülk gibi sahiplenmek istersek ve onu kaybetme korkusu ile yasamaya baslarsak,iste bu noktada"sevme yetenegi"zayıflamakta ve taraflar birlikte olmanın anlamını dahi anlayamaz hale gelmektedirler.

Asık olmaya hazır olus,bir"karsılasmada",askın dogma olasılıgını yükseltir ve bu ruhsal durum daha sonra sevginin koşullarının oluşailmesi icin de önemli bir ön kosuldur.Ve yine kişisel deneyimim de göstermistir ki"tek büyük bir ask" yoktur ve hayat boyu onu beklemek bir aldatmacadır.

Eger bir insan "sevme yetenegi"ne sahip ve buna hazır bir ruh hali icinde ise,[burada adi capkın zevzekliginden bahsetmiyorum]kolayca asık olabilir.

Ve her askın niteligi "baslangıcta"aynı ve benzerdir.Askın,asık olus dönemi her zaman güzeldir ve tanrısal bir yanı vardır.Pembe gözlükler altındadır dünya,ayaklar yerden kesilir, bulutların üzerinde uculur ve "ask kapar götürür"insanı.

Bir askta"degerlendirme asaması", sonra özellikle de cinsel yakınlasma basladıktan ve her iki tarafın birbiri hakkında yeterince bilgilenmesinden sonra gelmektedir.

Daha sonra toplumsal konum,mesleki pozisyon,dünya görüsü,dini bakıs, yasam felsefesi,egitim düzeyi, para vb."duygu dısı" "aklın ögrettigi"kaygılar isin icine girmekte, ask ve sevgi alısverisi ile hicbir ilgisi olmayan "yeni bir sürec" baslamaktadır.

İste "aklın ögrettigi"ve "ask dısı etmenlerin"devreye sokuldugu bu "test dönemi" baslayınca, baslangıcta"büyük ask" olan sey,baska bir sey olmaya dogru yol almakta ve dogrusunu söylemek gerekirse tiyatral bir serüvene dönüşmektedir..

Degisen sadece zaman aralıgıdır.

Bu kadar zamanda edindigim deneyim ve yasadıklarımın bana ögrettigi, yalnızca"sevgiye deger veren" ve insanlara[kadın-erkek]sevecenlik ve hesapsızca, acıklıkla yaklasabilen, gercekten"sevme yetenegi"olan bir kimse,tüm yasamı boyunca bir tek iliskisinde"baglı"kalabilecegi gibi samimiyetsiz bir iddia da bulunamaz.

Ve sevmenin ne demek oldugunu bilen biri,"AŞKA VE SEVGİYE BAGLI KALIR, AMA ONUN İCİN SEVMEK, HERSEYE RAGMEN BAGIMLI VEYA BAGLI OLMAKTAN DAHA ÖNEMLİDİR"ve bu tavır cesaret gerektirir,dürüstcedir.

Kisisel kanaatime göre sevme yetenegi olan bir insan, aynı kisiyi de yeniden ve yeniden sevebilir, ama aynı zamanda baska bir kadını da sartlar olustugunda nicin sevmemesi gerektigini anlayamaz.

Sadece askın geri planında yer alan acı,korku ve degisik histeriler temeline dayalı görüntüdeki bir ask iliskisi ile gercek sevgiyi yakalamak bana göre bir aldatmacadan ibarettir.

Terkedilme korkumuz, yeterince sevilmeme korkumuzla beraber, özünde ekonomik bir birliktelik olan evlilik amacı pesinde kostugumuz sürece hep tanık oldugumuz bir hüsranla biten iliskiler tarihi yazılagelecektir....

 
Toplam blog
: 88
: 1115
Kayıt tarihi
: 09.01.07
 
 

Ankara SBF'yi bitirdim. Öğrencilik yıllarında gazetecilik, sonrasında uzun yıllar özel sektörde ü..