Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

04 Aralık '11

 
Kategori
Güncel
 

Kitabın orta yerinden yaşamaya başlayanlara dair

Gören gözler göremez, işiten kulaklar işitemez, konuşan diller konuşamaz oluyor, ülkeyi yönetenlerin tarihlerini inkâr ettiklerini duydukça...

... "Aslında Türk ordusunun Yunanlılarla bir savaşı yoktur, Çünkü Yunan tarihleri böyle bir şey yazmıyor." diyor, bir devlet yetkilisi!

... "Aslında Anadolu'da isyan falan olmadı, tersine devlet oralarda katlıam yaptı." diyor, bir başka devlet yetkilisi..!

"Kitabın ortasından yaşamaya başlamak" böyle bir şey olsa gerek! Bulmuşlar hazır devleti, biri kuzeyinden, diğeri güneyinden, bir diğeri de ortasından didikleyip duruyor.

Hasta adam'ın neden zamanında ölmeyip dirildiğini hazmedemiyor mideleri, çılgına dönmüş gibiler. Dış düşmanlarla yarış edercesine ülkeyi batırmaya çalışıyorlar. Başta kalabilmek için dış güçlerle ortaklık bile kuruyorlar. (TESEV,SOROS ve daha birçok Hıristiyan ortak yardım kuruluşları..)

Yıllarca ülkenin başına çöreklenmişler, bir türlü çekilmek bilmiyorlar. Kendilerinden başka ülkede insan yokmuş gibi, bir parti gidiyor, ayni kişilerle ayrı isim altında bir başka parti geliyor. Demokrasiyi bile "araç" yapıp bu araçla 'Pembe Köşk'e biri gidip diğeri geliyor...

Kitabın ortasından işe başlayan bu zevat oldum olası rahatsız etmiştir beni hep. 'Bilinmeyen'ler karşısında yaşamak, hep "şüphe" ile yaşamak duygusu yaratır insanda. Her gün değişen ülke politikası, ülke insanını da "şüphe" içinde yaşamaya alıştırıyor.

Ülkesine güvenmeyen insanın ülke sevgisi, sevgilisine güven duymayan aşık'ın ruh durumu gibi dalgalıdır, gidip gelir, yerinde duramaz,hep acı çeker, sonunda da kahreder ve yaşamdan el etek çeker, kolu kanadı kırılır, yaşama lânet eder ve inzivaya çekilir.

Ülke insanı, inzivaya çekilmiş aşık gibi sessiz, sakin, varlığıyla yokluğu belli olmayan, hep şüphe içinde yaşayan aşık bir sevgili görünümündedir.

Sınmışlığını fırsat bilen kitabın ortasından yaşama başlayanlar, sevgiliyi çatlatmak için, artık aldatma işini bile aşıkâr yapmaktadırlar. Çünkü, artık eminler ki, cennet bahçesi el değiştirmiş, efendi- baba da onlardan yana tavır almıştır. Efendi- baba'nın açıkca taraflığını ilân etmesi, cennet bahçesi ile dışarıda kalanlar arasında tam bir ayrımcılık yaratmıştır...

Artık, yaşama tutunabilmek, canlılığını muhafaza edebilmek için, cennet bahçesinde efendi-baba tarafından görevlendirilmiş nöbetçiden izin almak gerekmektedir. Ona da, efendi- baba izin verirse tabii...

'Söz duellosu'nu kaybeden biz dünyalılar, efendi- babaya teslim olalı; değil kendi içimizde, çevre komşularımızla da "sıfır dostluk" yaratarak tam izole edilmiş durumdayız.

'Aşırılık' ve 'eksiklikler' karşısında duran bir kesim insanlar ise "kıyamet günleri"ni yaşarken, cennet bahçesinde yaşayanlar ekmek elden su gölden , hürilerle günlerini gün etmekteler. Son model 'Peri' adlı 'Poşhe' lerle yaşayan zevat, bu fakirlere, motorundan ateş çıkartan, sağ elinde yılan kıvrımında kızgın kılıç tutan ve 'zebani' adı verilen 'fiat'ları reva görüyor, bu zebani'lerin her gün trafikte aldığı canları umursamıyor, son hızla uçarcasına kanat takmış melek havasında yanından geçiyor.

Zebani, efendi- baba tarafından kendisine verilen görevi eksiksiz bir şekilde yerine getiriyor. Cennetten kovulanları, efendi-baba düşünmüyor da, zebani (Azrail) mi düşünecekti? Sağ elindeki yılan kıvrımlı ateş saçan kılıcını şöyle bir salladı mı, Havva'nın rüyasında gördüğü ve insanoğlunu aldattığı yılanın canını almaktan dahi zevk duyar.

Efendi- baba'nın emri bu; emir demiri keser, emire uymamak olmaz(sa) da...

Adam oğlu Âdem, cennetten kovulma pahasına "bilgi sahibi" olmayı seçti ve emre itaat etmeyerek Havva'nın uzattığı yasak elmayı yedi.

Artık bundan böyle ona, "bilgi" yol gösterecek, bilginin ışığı doğrultusunda ekmeğini alnının teriyle kazanacak, zor da olsa, hiç olmazsa özgürce dilediği gibi yaşayacaktı. Ve, bundan böyle, hiçbir zaman,

KİTABIN ORTA YERİNDEN YAŞAMAYA BAŞLAYANLARLA İŞBİRLİĞİ YAPMAYACAKTIR.

(Ademoğlu, hâlâ dünyamızda dolaşmaktadır, ilgililere duyurulur!) 

 
Toplam blog
: 193
: 1086
Kayıt tarihi
: 02.02.10
 
 

İsveç`in Göteborg şehrinde oturmaktayım;  evli ve bir kiz bir oglan iki çocuğum var. İsveç`te..