Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

28 Ağustos '10

 
Kategori
Kitap
 

Kitap seçimi ve Kayıp Sembol

Popüler kitapları popülerliği geçtikten sonra okumayı tercih ederim genelde. Bunu, bilinçli bir tercih olmasından ziyade kitap seçimlerimde etki eden faktörlerin farklı olmasına bağlıyorum. Okuyacağım kitapları seçerken popüler olması en son dikkat ettiğim unsur diyelim.

Aslında okuyacağım kitapları ben değil de kitaplar beni seçiyormuş gibi bir durum sözkonusu. Her kitap her ruh halinde okunmaz, o ruh haline girdiğin zaman okuman gereken kitap zaten karşına çıkar diye düşünüyorum. en azından benim için her zaman böyle olmuştur.

Bazen bir kitabı hevesle alırım ama onu okumam gerken zaman o an değilse okuyamam. Elimin altında yaklaşık bir yıl önce almış olduğum fakat hala okumaya hazır hissetmediğim kitaplar vardır. O kitapları okumaya hazır olacağım ruh haline gelmeyi bekliyorlar veya bekletiliyorum.

Kitap okumak, benim için zamanını kendim belirleyemediğim kutsal bir ritüel. Bilgi, öğrenmeye hazır olanın karşısına çıkar.

Kitapları seçerken de dikkat ettiğim en önemli şey, iç sesim ve etrafımda gördüğüm işaretler. O anda okumam gereken kitaplar bir şekilde kendilerini bana gösterirler veya dikkatimi çekerler. Tek yapmam gereken, o işaretleri takip edip anlamaya çalışmak. Sezgilerime ve iç bilgeliğime güvenmek.

Şu aralar beni düşünmekten uzak tutan kitaplar dikkatimi çekiyor ve onları okumam gerektiğini düşünüyorken birden aklıma Kayıp Sembol kitabı geldi. Daha önceleri daha popülerken okumayı hiç düşünmediğim kiitap, birden bende saplantı haline geldi. Mutlaka onu alıp okumalıyım diye bir hisse kapıldım. Bu hisse kapılmamdaki en önemli etken ise daha önce okumuş olduğum Niyet Deneyi kitabı ile bağlantılı olduğunu düşünmemdi.

Kitabı bir solukta okudum. Yaklaşık 3 gün sürdü. Tipik bir Dan Brown kitabı diyebiliriim. Daha önce Da Vinci Şifresi ni okumuştum. Semboller, CIA, İncil ve ABD üzerine yazılmış vakit geçirten bir kitap.

Niyet Deneyi kiatbı ile bağlantılı olduğunu düşündüğümden beklentimi karşılayan bir kitap olmadı. Ben daha çok düşünce gücü ile ilgili bir şeyler olacağını zannetmiştim. O açıdan hayalkırıklığına uğradım.

10 saat içinde o kadar olayları yaşayan insanların hiçbir şey olmamış gibi derin sohbetlere girip felsefi konuşmalar yapabilmesi beni en çok şaşırtan şey oldu.

Düşüncenin gücü ile ilgili bir çok deney yapmış ve hayatını buna adamış birisinin, bunları kendi üzerinde hiç denememiş olması ve olayların gelişimini bu açıdan düşünmüyor olması beni şaşırtan ikinci en önemli şey oldu.

Kitabı bitirince, bu kitap bana ne verdi? Neden okudum? Sorularını cevaplamaya çalıştım.

Güzel vakit geçirtti, ayrıca İncil in propagandasını yapmış olsa da bütün dinlerin ve öğretilerin aynı şeyi anlattığını yeniden hatırladım. İnsanın herzaman yaratıcıyı aradığını ve islam tasavvufunda insanı kamil mertebesine ulaşma isteğinin her insanın içinde kodlanmış bir gerçek olduğunu, her dinde veya öğretide bu isteğe farklı bir yolla ulaşılmak istendiğini, kısaca yaradılıştan itibaren insanın her zaman gerçek özünü aradığını farkettim.

İnsanlık varoldukça da bu arayış devam edecek..

 
Toplam blog
: 117
: 2437
Kayıt tarihi
: 07.02.09
 
 

1970 Tokat doğumluyum. İstanbul Tıp Fakültesi Sağlık Meslek Yüksekokulu Tıbbi Laboratuvar bölümü mez..