Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

11 Ocak '10

 
Kategori
Eğitim
 

Kitap

Kitaplar niçin okunmalıdır? Kitapları dost bilerek okumalıyız. Dost olarak, dert ortağı kabul ederek, bizi anlayacak en samimi yakınımız olarak kitapları okumalıyız. Kitapları okuma sayesinde insanın birçok konuda derdini paylaşır. Söyleyeceklerimizi dinler, dinlediklerini bize kızarak tepki vermeden sakince olumlu veya olumsuz cevap verir. Dinlerken veya ders verirken kızmaması en güzel yönü olsa gerek. Bunlardan en önemlisi nedir denecek olursa? Kitapların okurken bize yakın olması ve bizimle sırdaş olması diyebiliriz. Hayatta canınızın sıkıldığını düşünebilirsiniz veya birileri sizin sıkıntı yaşamanıza sebep olduğunu yaşamışsınızdır. Dertleşmek için insan aramak mı, kitap okumak mı diye sorulsa? En güzeli kitap okumaktır der misiniz? Çoğumuz demez ama kitap okumayı düşünürsek emin olun pişman olmayız. Dertleşeceksiniz, derdinizi dinleyecek ama sizi endişeye mahal vermeyecek olmalı o da kitaptır. İnsanların içinde siz konuşacaksınız, o dinleyecek, size karşı olumsuz konuşmayacak dost ararsanız bulabilir misiniz? Bu arayışın sonu hali hazırda bellidir. Böyle insanların içinden dünyamızda dostumuz olmaz olanlar göçtü. Çünkü insanların huyu, düşüncesi her konuda değiştiği gibi güven duyulacak kişi sayısı da çok kıttır. En iyi dost, bence şüphe edilmeden dertleşecek, konuşulacak ve onun söylediklerini dinlenilmesi gereken olarak kitapları görmekteyim. Kitapların içinde ki doğru ve yansız bilgiler, sizin içinizde ki kimseciklere aktaramadığınız derdi siler süpürür. Kasaveti giderir. Yerini aydınlığa bırakır. İçinizde huzur bulursunuz. İnsanlardan birilerine güvenebilmek bu dönemde zordur. Belki de imkânsızdır. İmkânsız derken güvenilecek insan sayısı çevremizde hiç yok derecesindedir. Güven duygusunu ister istemez birçok insan yaraladığından kimse kimseye güvenmez durumdadır. Güvenilen kişi sayısı oldukça az. Güvenmediğiniz kişilerin konuştuğunu önemsemezsiniz. Siz önemsemediğinizden o kişide sizin konuştuklarınızı hiç önemsemez. Karşılıklı etkileşimden dolayı bu halde oluyor. Konuşmadıkça bizim emrimiz altında olan konuşacağımız kelimeler ağzımızdan çıkmadıkça mesele olmaz. Düşünce bazında bulunan bilgiler ağzımızdan çıktıktan sonra geri dönmesi imkânsızdır. Ağzımızdan çıktıktan sonra mesul oluruz. Kitapta ise sizi dinler, hiç konuşmamak başkalarına aktarmamak şartıyla. Sonuçta kafanız dinç olur. Kitabın içindekilerle sizin kederiniz uyuşuyorsa, kitap kimseye aktarmayacağı için emin olarak derdinizi dökebilirsiniz. Çok sıkıldığınız zamanları düşünün. Sıkılmışsınız dert dökecek birini aradınız. Gönlünüzü gururlandıracak kişi yok. Kimseler halden anlamaz olmuşlar. Sizi derinden üzen hadiseyi basite indirgeyen kişilere ne anlatabiliriz? Canınızı sıkan biri hakkında konuşmak istemiyordunuz. İçinize de atmak istemiyorsunuz. Başarı yolunda çalışıyorsunuz. Günlük hayatta bırak dediniz. O an işte elinize kitap geçti okudunuz. Kitabı okudukça dediniz ki tıpkı benim halimi anlatıyor denecek yazılar okunuz. İlerlemek kolay değildir. Zorluklar insanı pişirir. Kolay ulaşılan makamların kıymeti bilinmez. Yollarda virajlarda vardır, düz kıvrımsız yerlerde, asıl şoförlük kıvrımlı yollarda belli olur. Herkesin günlük yaptığı yapmak kolaydır. Asıl ise yapılmasından ürkülen, korkulan konularda çalışmalar önemlidir. Bu ve buna benzer yazılar okudunuz. İçiniz ferahlar.

 
Toplam blog
: 375
: 678
Kayıt tarihi
: 12.07.08
 
 

Mehmet Şener 1964 doğumluyum, Burdur-Gölhisar'da yaşıyorum. Doğum yerim Burdur/Atınyayla . Lisans..