Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

19 Kasım '20

 
Kategori
Kitap
 

Kitapçıya Gelenler - 1 -

Gün bitip, denlisi densizi çekildiğinde, pasajın koridorundaki sandalyeme oturup içtiğim sigaranın tadına doyum olmaz. Keyifle içtiğim sigaranın dumanını pasajın boş koridoruna üflerken sokaktan geçen insanlara bakar, " Ahh!" derim. "İşte bugün de bitti." Sonra söylediğim bu basit sözlere, sanki içinde dünyanın en yaman felsefesini barındırıyormuş gibi, "Yaa! İşte böyle!" diye de ekleme yapar, kendimce bir ağırbaşlılıkla kah koridordaki kitaplara, kah Alacamescit'in akşam karanlığında zar zor seçilen minaresine bakar, içimde, kelimelerle tasvir edemeyeceğim bir huzurla, yalnızlığın, yalnız kalabilmenin ne büyük bir nimet olduğunu düşünür dururum.
 
Yine bu akşam el ayak çekildikten sonra bir hevesle koridora çıkmış, yeni gelen bir edebiyat dergisini de incelerim umuduyla çayımı alıp sandalyeye oturmuştum ki orta yaşlarda bir kadın arkasından biri kovalıyormuşcasına koşarak pasaja girdi ve çığlığı andıran bir sesle, "Sizde psikoloji kitapları var mı?" dedi.
 
Elimdeki dergiden gözümü ayırmadan, "Aradığınız bir kitap var mı? diye sordum.
 
"Bende panik atak var." dedi.
 
Bu cevap az önce hazırlandığım akşam keyfimi alıp gidecekmiş gibi telaşla başımı kaldırıp kadının yüzüne doğru bakarken içimde belli belirsiz bir öfkenin izlerini hissettim.
 
"Sizi sormuyorum hanımefendi, aradığınız bir kitap olup olmadığını soruyorum." dedim, biraz da terslenerek. 
 
Verdiğim cevaptan memnun olmadığını belirten bir sesle, yine çığlık atar gibi, "Siz kitapçı değil misiniz!?" dedi.
 
Kabaran öfkemi tüm dizginleme çabama rağmen ağzımdan, "Kitapçıyım, eczacı değilim!" sözleri çıktı.
 
Bu sözlerime katmerli bir karşılık beklediğim hanımefendi bir bana, bir kitaplara bakıp, "İyi akşamlar!" dedikten sonra yine geldiği gibi koşarak gitti.
 
Kadının gidişiyle dergiyi bir kenara attım ve kalkıp dükkana girdim. Masama oturup başımı ellerimin arasına alıp bir müddet öylece durdum.
Biraz sonra koridorda ayak sesleri işittim. Kapıya doğru baktığımda elleri ceplerinde bir adamın başını içeriye doğru uzatıp bana doğru baktığını gördüm. 
 
"Buyrun." dedim.
 
Yüzünde yılışık bir ifade ile gülümseyerek, "Öylesine baktım." dedikten sonra dönüp gitti.
 
Tanrı müstehakını versin!
Şimdi dükkanı toparladım. 
Eve gidiyorum.
Başlarım keyfine!
 
Toplam blog
: 30
: 68
Kayıt tarihi
: 14.10.20
 
 

Kendimi anlatacak değilim. Dikkatli bir okuyucu zaten beni tanıyacaktır...