Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

27 Ocak '20

 
Kategori
Kitap
 

Kitaplar Arasında

Kitaplar Arasında:

   

O.HASAN  BİLDİRKİ'NİN  KALEMİNDEN

HİKÂYECİNİN PARK GÜNLÜĞÜ’NÜ OKURKEN   

 

O. Hasan Bıldırki, Söke’mizin yetiştirdiği değerli yazar ve şairlerindendir. O. H. Bıldırki sanat ve kültür coğrafyamızda onu daha çok yazdığı hikâyeleri (öyküleriyle) tanıyoruz. Ben o’nu 1965’’lerden bu yana tanıyorum. Uzun ve kalıcı bir dostluğumuz vardır. Onunla Hisar, Defne, Yeni Defne, Hareket, Adımlar, Beşparmak, Tarla ve Gülpınar gibi sanat, kültür dergilerinde, çoğu zaman yazı ve şiirlerimizle aynı kulvarlarda at koşturup bir araya geldik. 1985 de Şanlıurfa’dan Söke İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü’ne Şube Müdürü olarak atandığım zaman O. Hasan Bıldırki ile yüz yüze geldik. Masasının üzerinde benim ilk göz ağrım olan “Dicle Köprüsü” / Şiirler (Çaba Yayınları, Ankara-1970), kitabım vardı. Bıldırki’nin Sanat ve kültür dünyasını yakından bilen bir insanım. Tek kelime ile kalıcı, nitelikli hikâyeleri, has duygulu şiirleri ve bazen de eleştirilerini okuyoruz. Onun Koçaklar adlı romanı ise bize Koca Dedekortun bir başka dünyasını anlatıyor. Öykülerinde akıcı, çarpıcı ve  yalın bir Türkçesi vardır.  

 

Geçenlerde O. Hasan Bıldırki “ Kadim dostum Abdülkadir Güler’e sevgiyle” iki hikâye kitabını imzalayıp armağan ettiler. 1- Hikâyecinin Park Günlüğü, 2. Kitabı” Bir Bıçağın Keskin Yüzü” Öncelikle yazar arkadaşıma teşekkürlerimi sunuyorum. Okuyucularının bol ve bereketli olmasını diliyorum. Ben bu kitaplarından“ Hikâyecinin Park Günlüğü” adlı öyküler kitabından biraz söz etmek istiyorum.

          

                 Kitabın Adı: Hikâyecinin Park Günlüğü,

                  Yazarı: O. Hasan Bıldırki

                  Basım Tarihi:  1. Baskı 2019

    Dizgi: Aperen dizgi,

    Basıldığı yer: Altındağ / Ankara

    Sage Matbaacılık San. Tic. Ltd. Şti. Ankara

    Sayfa:296

 

      Kitapta 27 hikâye vardır. Ah, Şu Yaşadığımız Hayat  (7),  Bin Acı Çığlık (13),  Gökler Hep Mavi Değil (29), Bir Lira İçin (39),  Çakır Keyif (45), Dağda Böğürtlen Çayı İçmek (55), Erozyon  (66),  Fırsatın Ucu (70), Hırsız Var(76), Hikâyecinin Park Günlüğü (84), Kaplan Avı ( 97), Kendine Mektup Yazan Adam( 99), “Kırım”( 107), Kurtbeyoğlu ( 113), Kuşluk Vakti ( 119),  Küçük Adamlar( 137), Mecnun Gibi  ( 143), Ömür Geçintisi( 153) Pusu( 162), Rahatlamak( 171) , Şeftali Çiçekleri( 177), Şehrin İki Delikanlısı( 184) , Şiir’im Nerde Kadın Güvercinim (246), Suç (257), Tuzak (261),  Yangınlar( 272) ,  Yeni Bir Güne Doğru( 290)  toplam 27 hikâye yer almış bulunuyor. Hikâyelerde  toplum sal   ilişkilere. Dostluk, arkadaşlık ve milli ve insani duygular gibi konulara değiniyor. Kitabın “Bin Acı Çığlık ” hikâyesinde Türkiye’nin dışına çıkarak ta Bosnalı çocuklara kadar uzayıp gidiyor. Hikâyensin bir yerinde şu cümleler dikkatimi çekti.  Bir alıntı yapalım: “ Batı’nın karnında, Avrupa’nın kucağında bir İslâm ülkesi Bosna, Çocuklarının gözyaşlarının kaçıncı yılına girdiğimizi neredeyse unutacağız.Bütün haksızlıklarına rağmen savaş, daha acımasız bir şekilde sürüyor.  Birleşmiş Milletler yaftalı bostan korkulukları da, Boğazındaki ipin ucunu çekerken, tutarmış gibi davrandığı Sırp’ın kolunu gevşetiyor. Bu yolda ne dümenlere yatıyor?” ( Sayfa:13)     

 

 Büyük bir insanlık trajedisi olan Srebrenitsa Katliamı'nın üzerinden 24 yıl geçti. 11 Temmuz 1995'te gerçekleşen Srebrenitsa Katliamı, insanlık tarihinin en karanlık sayfalarından bir tanesi Bosna Katliamı olarak da anılan bu üzücü, insanlık dışı olayı kınıyor ve lanetliyoruz. İşte O. Hasan Bıldırki bu acı günleri “ Bin Acı Çığlık”adlı hikâyesinde dile getiriyor ve Birleşmiş Milletlerin, Avrupa’nın buna bir yerde seyirci kaldığını yazıyor.    

 

O. Hasan Bildırki’ nin hazırlamış olduğu “Hikayecinin Park Günlüğü “ adlı kitabının Sayfa: 113-116) sayfasında yer alan  “KURTBEYOĞLU” adlı hikayesinde bizim Söke İlçe Kaymakamımız Sayın Tahsin Kurtbeyoğlu’ nadan bahsediyor. Onunla yaptığı bir gezi ve konuşma sırasında özetle şunları yazıyor: “ +Sabahın oldukça erken saatlerinde, henüz gün doğmadan yer yer avuç içi büyüklüğünde alacakaranlıkların görüldüğü hükümet meydanında, yediden yetmişe, yaşlısı, genci, erkeği, kadını ve yavrukurtlarla toplanmıştık.   Dağcılar cep telefonlarına sarıldılar. Rehber öğretmen Ramazan Bey’in duyurusuyla, herkes kendilerine ayrılan otobüslere bindiler. Hareket başladı. Aman Allah’ım!  Beşparmak Dağları ile boy ölçüşmeyi bırakmış, Söke Ovası’nı kucaklaşmış, ufku yer yer yakalamış, dağların tepesinde koskocaman bir güneş. Otobüsler canlandı. Seslerini yükseltiler. Kaynaştılar, Açılan servis kapılarından aşağıya indiler. Atburgazı’ndaydık.   Yaklaşık iki yüze yakın dağcılar, sırt çantalarını yüklendiler.

 

   Rehber Ramazan;

- Şu kadar saat, ihtiyaç, molası, verilmiştir. 

O. Hasan Bıldıki öyküsüne devam ederek, “ o gün dağcılarla güzel bir dağ gezisini yaptık”  dedikten sonra sözü Hacı Halil Paşa kütüphanesinde yapılan bir toplantıdan söz ediyor. Ve aynen özetle şunları yazıyor: “Tanıtım günü, Hacı Halil Paşa Halk Kütüphanesi görkemli bir bayram havasını soluyordu. Şehit Babası Mustafa Uyar’ın “ Gitme Kal Desem De Gidiyorsun”  isimli  şiir kitabı çağrılara tanıtılıyordu. İlçenin ileri gelenleri, Garnizon ve Jandarma Komutanları, Emniyet Müdürü, Milli Eğitim Müdürü, İşletme Fakültesi Dekanı, Şehit Yakınları, ve Gaziler Dayanışma Derneği İlgilileri, Edebiyatçılar, toplum  kuruluşu temsilcileri, halktan kemseler, Uyar ailesi ve öğrenciler baştan ayağa dikkat kesilmişlerdi.

Kaymakam Kurtbeyoğlu:

Mustafa amcamıza yaptığımız mutat ziyaretlerde, Şehit oğlu için yazdığı şiirleriyle duygularının güzelliğini gördüm. Onun duyguları unutulmasın istedik. Bu güzel eseri ortaya çıkardık” dedi. Kitabını imzalayan Mustafa Uyar ‘ın gözleri aktı akacak.. Yüreğinde sevgi tomurcukları ayaklanıyor..( Sayfa:116)  Şeklinde   öykü devam ediyor.  Hikâyenin bir başka bölümünde Sayın Kaymakamımız Tahsin Kurtbeyoğlu, Gaziantep sınır llçelerinden birinde görevli olduğu günlerde yaşadığı bir olayı anlatıyor. (  Sayfa: 117).

 

Sökeli Şehidimiz rahmet anıyorum. Şehit Babası Mustafa Uyar’ı tanımak isterdim ve hazırladığı şiir kitabını da okumak isterdim.  O günlerde Söke’nin dışında olduğum için (20- 25 Ocak 20129),bu toplantıda bulunmadım. Söke’de olsaydım muhakkak bu saygın insanlarla birlikte olmayı isterdim. Bu etkinliye dair köşemde de bir şeyler yazardım.  O. Hasan Bıldırki’ inin bu konuda bir hikâye yazması da, bana göre tarihe önemli bir not düşürmüştür.  O. Hasan Bıldırki’in hoşuma giden bir başka hikayesi “Ömür Geçintisi “ ( S:153) te İsmail adlı bir kokoreççinin hayat öyküsünü anlatıyor.  Yalnız şu “ Geçintisi “  kelimesinin anlamını  merak ettim. TDK sözlüğüne baktım, böyle bir sözcük bulamadım. Ben onun yerinde olsaydım   “Kokoreççi İsmail “ adını verirdim. Ben bunu onun eksiğini bulmak izcin yazmıyorum. Bu sadece benim düşüncelerim. Yine de severek okuduğumu belirtmek isterim.  

Sözün özü, yazar arkadaşım, gönüldaşım O. Hasan Bılldırkı, yaklaşık yarım asırdan fazla yazıyor. Bunlardan başlardan başka hikâye, roman, araştırma, İnceleme, eleştiri, şiir, deneme, halk edebiyatı, folklor ( halk bilimi), gibi alanlarda da eserleri vardır. Hikâyeleri çeşit ödüllere layık görülmüştür. Kitaplarını değerli öğretmen ve orta dereceli okullarda okuyan öğrencilerimize özellikle sağlık veriyorum.  Bu çalışmalarından dolayı tebrik ediyor, daha nice kitaplara imza atmasını diliyorum.

Abdülkadir GÜLER 

27 Ocak 2020-  SÖKE

 
Toplam blog
: 2227
: 832
Kayıt tarihi
: 27.06.09
 
 

1946 Mardin ili, Kızıltepe ilçesi'nin Esenli köyünde doğmuştur. İlk ve ortaokulu Kızıltepe'de bit..