Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

11 Aralık '14

 
Kategori
Kitap
 

Kitaplar yakıldıkça güzelleşiyor, bir Kitap yakıcısına Aşık olacaksınız.

Kitaplar yakıldıkça güzelleşiyor, bir Kitap yakıcısına Aşık olacaksınız.
 

www.tolgayarici.com.tr copyright by made Tolga YARICI 2011


İkinci Dünya  Savaşı ardında otuz milyondan fazla ölü, bu rakamdan daha fazla yaralı ve insanlığın uğraş verdiği hemen her alanda kapanması güç yaralar bırakmıştı. Bu büyük trajedinin sonucunda da çöküşün iz bıraktığı her coğrafyada edebiyat, bu faciayı sayısız kez ele aldı. George Orwell, William Golding ve daha birçoğu kaleme aldıkları eserlerde, bu savaşın acılarını ve insan ruhunda meydana getirdiği tahribatı direkt veya dolaylı olarak gelecek kuşaklara aktardı. Bu yazıya konu olan Ray Bradbury’nin eserinde de bu savaşın yazar üzerindeki etkileri açıkça görülmektedir.
 
Yazar, kitaptaki birçok zekâ pırıltısını görmemize davetiye çıkarırcasına, kâğıdın tutuşma sıcaklığı olan 451 FARENHEİT’I kitaba isim olarak seçmiş. İki nükleer savaşı geride bırakmış dünyanın, yılı verilmeyen bir gelecek zaman kipinde geçen olaylar dizisinin ana karakteri, Yüzbaşı Beatty Ridley’in komutasındaki Montag isimli itfaiyecidir. ‘Geleceğin itfaiyesi’, insanlığın geleceğini tehdit eden, insanları mutsuzlaştıran, onları düşünmeye zorlayan tüm kitapların bulunması ve bu kitapların bulunduğu evlerin yakılması göreviyle yapılandırılmıştır. Ve yine, geleceğin ABD’sinde haz, acıdan uzak olma , eğlenme en büyük erdemler olarak yüceltilmiş ve ‘merkezi medya ve algı sistemi’ nin pompaladığı değerler dışındaki şeylerle uğraşanlar, listelenip şüpheliler sınıfına alınmıştır. Bradbury, bu karanlık atmosferi kitap boyunca üç bölüm halinde başarıyla vermektedir. Birinci bölüm, karakter olarak Montag’ı ve onun, yeni tanıştığı Clarisse isimli on yedi yaşındaki bir kız sayesinde aklını kullanma özgürlüğünün farkına vararak dünyaya bambaşka bir gözle bakmayı öğrenmesini konu alır. İkinci bölüm, Montag’ın aydınlanmasıdır. Bradbury, bu kısımda Montag’ın dönüşümünü incelikle kurgular ve onu’sistemin dışına kendi iradesiyle çıkma’ aşamasına kadar getirir. Üçüncü bölümde ise ‘sürüden ayrılış’ eylemi gerçekleşir.
 
Yazarın romandaki karakter ve tipler için uygun gördüğü isimler de ayrı bir yazı konusu olabilecek kadar ilginçtir.
 
Kitabın özellikle ilk iki bölümünde gelecekte evlilik, çocuk sahibi olma ve aile kavramlarının ne derece sahibi olma ve aile kavramlarının ne derece işi boşaltılmış hâle gelebileceğinin uyarıları yapılmaktadır ve bunlar Huxley’in Cesur Yeni Dünya’sı ile birlikte düşünüldüğünde oldukça rahatsız edici olabilmektedir.
 
İtfaiye biriminin sorumlusu Yüzbaşı Beatty’yi salt edebiyat düşmanı, çelik iradeli bir kitap yakıcı olarak kurgulamak yerine, kitapları ve edebiyat dünyasını derinlemesine bilen, konuşmalarının satır aralarına sayısız dini ve edebi vecizler alacak kadar bilgili bir amir olarak resmetmek Bradbury’nin dehasıdır. Beatty, ezberden alıntılar yapmakla kalmayıp konuşmayı yönetmek, yönünü ustalıkla değiştirmek, karşısındakini kelime oyunları yaparak onu istediği noktaya getirmek gibi ikna hünerlerine de sahiptir. Yüzbaşı; Shakespeare’den, Robert Burton’dan, Thomas Dekker’dan veya İncil’den alıntılarla, birden karşımıza çıkabilmektedir.
 
Yazar, Benjamin Franklin, Ridley ve Latimer vakalarını tahrif ederek anlatan Beatty’nin bu tahrifatı neden yaptığı gibi sorularla bizi baş başa bırakmaktadır. Geleceğin güvenlik sisteminin bu tür tahrifatlara neden ihtiyaç duyduğu gibi soruların cevaplarını okuyucuya bırakmak belki de en doğrusudur.
 
Eserde göze çarpan bir diğer şey ise ‘hız’ kavramıdır. Bu kavram bazı ciddi problemlere işaret etmektedir. Hız arttıkça, insanlar bazı şeyleri ıskalamaya, görememeye, neyi, neden ve nasıl yaptığını fark edememeye başlar. Yazar, bu konunun sonucunda kaçınılmaz olarak ortaya çıkan ‘robotlaşma’ yı ve sistemin, medya eliyle insanları toplum güvenliği sisteminin ‘düşünmeyen interaktif katılımcıları’ hâ nasıl getirdiğini başarıyla anlatır. Bradbury bizi, gelecekte insanın salt mekanik bir varlık mı yoksa çok farklı alanlarda yetkin, doğadan kopmamayı başarmış, zihnini özgür bırakmış bireyler mi olacağı sorusuyla baş başa bırakır.
 
Montag, sürüden ayrıldıktan sonra beklenmedik bir zamanda karşılaşacağı yeni insanlar ile savaşın ortasında kalacaktır. Peki, bu savaş Montag’dan, beraberindekilerden ve dünyadan neler götürecektir? Montag’ın da bir parçası olacağı ‘oluşum’ un büyük planı nedir? Yoksa her şey bir Zümrüdüanka misali kendini tekrar edecek ve çabalar heba mı olacaktır.
 
1966 yapımı François Truffaut’un Fahrenheit 451’i romana büyük ölçüde sadık kalınarak çekilmiştir. 2002 yapımı Equilibrium da Bradbury’nin romanından ilham alınarak beyazperdeye aktarılmıştır Distopyalar, geçmişte olduğu gibi gelecekte de film sektörünü besleyen ana motorlardan biri olma özelliğini sürdüreceğe benziyor.
 
Aldous Huxley’in Cesur Yeni Dünya’sı, Yevgeni İvanoviç Zamyatin’ in Biz’i, George Orwell’ın 1984’ü gibi eserlerin yanın Ray Bradbury’nin Fahrenheit 451’i de, geleceğin dünyasına dair kafa yormak isteyenlere düşünmek için yeterince malzeme vermektedir.
 
Toplam blog
: 46
: 284
Kayıt tarihi
: 27.03.12
 
 

Dağcılık sporu ile çocuk yaşlarda tanıştı. 1984 yılında ilk yüksek irtifa tırmanışını gerçekleşti..