Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

05 Ocak '08

 
Kategori
Kitap
 

Kitaplarım (2)... ''Ye Kürküm Ye...''

Kitaplarım (2)... ''Ye Kürküm Ye...''
 

Kitap çalışmalarımı tanıttığım yeni yazı dizimde bu kez, ''Dünyayı Güldüren Adam: Nasreddin Hoca'' ile ilgili çalışmalarımdan bahsetmek istiyorum.

Nasreddin Hoca, tarihi kimliği ve kişiliği, Türkiye'de halk edebiyatı ile ilgili ünvan sahiplerinin yeterince aydınlatamadığı bir Türk Ulu'sudur. Türklerin Anadolu'da meydana getirdiği şehir kültürünün korunması, Nasreddin Hoca'yı latifeleri ve fıkralarıyla ''merkez'' yapmıştır.

Türk bilim adamları, sosyologları, popüler kültürümüzün tarihçileri, Nasreddin Hoca'yı değişik anlayışlarla yorumlayacaklardır. Halk Edebiyatçıları da Hocamızın değerini, biyografisini aydınlatmakla ve anlatmakla sorumludurlar.

İnce anlamlı, düşündürücü ve güldürücü fıkralarıyla tanınmış bir Türk fıkra kahramanı olan Nasreddin Hoca'nın doğduğu Hortu Köyü, Eskişehir İlinin, Sivrihisar ilçesine bağlıdır.

Hortu, Nasreddin Hoca'nın doğduğu günlerde, Anadolu Selçukluları ile Bizans arasındaki sınır bölgesindeydi.

Okumayı, yazmayı, Arapçayı imam olan babasından öğrenen Nasreddin Hoca, babasının ölümü üzerine , köyün imamı olmuştur.Sonra 1237'de Akşehir'e yerleşmiştir.

Nasreddin Hoca, Akşehir'de saygı ve törenlerle anılır. O'nun sözleri kimseye batmaz. Her aşırı davranışa karşı tepkisi de aşırıdır. Yaşam felsefesi, hazır cevaplılığıdır.

Hoca, yoksul yatıp uyuduğu her gecenin sabahında, yeni güne canla başla ve ümitle başlamak düşüncesini şiar edinmiştir. Gülerek yaşamış ve gülerek de ölmüştür.

Türbesinin büyük asma kilitli bir kapısı olduğu halde, dört yanı açıktır.

Nasreddin Hoca, tasavvuf şairi Nesimi ve ünlü Hallac-ı Mansur'la arkadaşmış. Üçü de evliyadan bir müderrisin Konya medresesinde öğrencisi imişler.

Müderrisin bir koyunu varmış. Her gün onu keser ve üç öğrencisiyle yer; kemiklerinin üzerini de bir postla kapatırlarmış. Sonra, bir duayla koyun canlanırmış.

Bir gün hocalarının olmadığı bir saatte, üç kafadar, müderrisi taklit ederek koyunu canlandırmışlar.

Mansur kesmiş, Nesimi derisini yüzmüş, Nasreddin Hoca da karşılarında onları alaya alıp gülermiş.

Hayvanı yedikten sonra kemiklerini postunun altına koyacakken bir kedi tek ayağı kapıp kaçırmış. Nesimi ile Mansur, koyunu tekrar diriltmişler; ama koyunun topal kaldığını gören hocaları, çok kızmış ve üçüne de beddualar etmiş.

Müderris, Mansur'un idam edilerek, Nesimi'nin derisinin yüzülerek, öldürülmesini; bu işe karışmadığı halde müdahale etmeyen Nasreddin'e de dünyanın sonuna kadar insanların gülmesi için beddualar etmiş.

Sonunda Mansur, idam edilerek öldürülmüşNesimi'nin de derisi yüzülmüş; Nasreddin Hoca'mız da Dünyayı güldüren ve kendisine gülünen adam olarak anılmış.
................

Nasreddin Hocamız'a ait orijinal Osmanlıca el yazmalarından günümüz diline aktardığım 150 fıkradan, 80 adetini konu bütünlüğü içerisinde, iki perdelik , tiyatro oyunu haline getirmiş ve okullarımızda oynanması amacıyla, 2005 Yılında ''YE KÜRKÜM YE '' adı altında kitap halinde yayınlamıştım.

Okullarda başarıyla sergilenen ''YE KÜRKÜM YE '', Akşehir Nasreddin Hoca Derneğince de sahnelenmek üzere proğram içine alınmıştır.

''YE KÜRKÜM YE '' Oyunumun, yayım hakkı da şahsıma aittır.Amatörce çekilmiş olsa da bir CD çekimi mevcuttur.

Kişisel maddi koşullarımı zorlayarak hazırladığım ve Türk Kültür yaşamına bir katkısı olacağına inandığım bu çalışmalarımın devletin yetkili organlarınca da destekleneceği umudundayım.
............

''Biliyorum ki ben ruhumdan akıp gelmek isteyen düşünceler dışında hiçbir şeye sahip değilim.

Biliyorum ki ben, tatlı bir sevgiyi, küçük bir sevinci tattığım anlar dışında hiçbir şeye sahip değilim.'' (Goethe )


 
Toplam blog
: 1521
: 1639
Kayıt tarihi
: 23.06.07
 
 

İnsan yontmakla geçti ömr-ü baharı... Güzel ve canlı heykeller yaptı... Kimisinin içi çabuk boşal..