Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

28 Nisan '18

 
Kategori
Kitap
 

Kitaptan Notlar.

Kitaptan Notlar.
 

“Her sağlıklı insan bir engelli adayıdır. Bunu hiçbir zaman unutmamamız gerekir.”

“Garip bir öyküdür hayat.”

“Kadın vardır gittiği yeri günlük gülistanlık eden, kadın vardır gittiği yeri darmadağın eden.”

“Yitik hayatın güçlüsü ol ki; kendi gibi yitik yapamasın. İnsanların karşısında güçlü dur çünkü insanlar güçsüzü ezmeyi sever.”

“Hayat herkes için zorunlu bir maratondur.”

*SİZ HİÇ İSİMSİZ ANILDINIZ MI?* Hikâye

“Adınız yabancılaştı hiç?
Mesela ‘Şu hasta kız mı?’ ya da ‘Hasta çocuğun annesi?’ dediler mi evinizi tarif ederken…” :’(

*ZOR BİR KARAR* Hikâye

“Mutluydu genç adam. ‘Kanserden kurtuldum diye mırıldandı’. Koşar adım uzaklaştı hastane önünden. ‘Bundan sonra gelmeyeceğim hastaneye. Hatta ve hatta önünden bile geçmeyeceğim.’ Diye kendi kendine söyleniyordu.”

(Genç adamın eşinin onun hastalık döneminde aldığı karar ve sonrası yaşadıkları… İlahi adalet… İnsan her zaman ne oldum değil ne olacağım demeli… bana göre… Şu anda sağlıklı isen daha sonra hasta veya engelli olabilir insan… Asla unutmayın…)

*FINDIK FARELERİNİN İSYANI* Skeç Anne Baba fındık fareleri Trakya ağzı ile konuşurlar.

“Anne: Evladım bunlar fındık kadarsa neden cesaret hapı içmiş gibi önüme çıkıp beni korkutuyorlar? Der ağlamaklı ses tonuyla.
Çocuk: Anne önce şunu bir anlayalım. Sen mi korkuyorsun? Yoksa onlar mı seni korkutmak için uğraşıyorlar? Diye sorar.
Anne kinayeli kinayeli oğluna bakar.
Anne: Tabi ya ben canım istedikçe fareleri yanıma çağırıp kendimi korkutuyorum. Köşe kapmaca oyununa bayıldığım için sen okulda olduğun zamanlar onlarla birlikte köşe kapmaca oynuyoruz. Der alaysı bir tavırla.
……..
Anne: Hadi git bak şu fareye ölmüş mü?
Çocuk: Ne yapacaksın anne başsağlığına mı gideceksin?
…….
Anne Fare: Abe sen mi vurdun benim kızancağızımı?
Baba Fare: Nabün bea anım? İnsanlarla anlaşamayız biz.
Anne Fare: Ne deorsun bea? Saçmalar durursun. Benim içim yanar kızanıma.

(Geçenlerde sekreter aradı çöpte bir şeylerin dolaştığını ve korktuğunu söyledi. Gidip baktım ki bir fındık faresi çöpte maratonlara çıkmış gibi tur atıp duruyor :D Hemen aldım çöp tenekesini dışarı yol boyuna yatırıp fareciği salıverdim ;) )

*GERÇEK BİR OYUN…* Tek Kişilik Oyun

“Ben yattığım yerde ayaktayım aslında.
Özgürlüğü tatmadım değil. Mesela bir hayali gerçekmiş gibi yaşıyorum.
İstersem dünyanın bir ucuna gidebiliyorum. Kâh internet ortamında kâh hayal dünyamda özgürlüğümü doyasıya yaşıyorum.
……
(Oyuncu ayağa kalkıp telefonu eline alır)
Mesaj geldi sanırım.
Ne diyorsun be arkadaşım?
Öyle yazmışsın ki, çöz çözebilirsen. Sanki mesaj değil ‘Da Vinci’nin Şifresi’ni ‘ çözüyorum. Neden telefonda ya da sosyal medyada yazışırken harfleri kısaltarak yazıyoruz anlamış değilim.
Ekmeğin ve yemeğin israf edildiği İslami bir ülkede organ bağışı günah fakat Allah’ın verdiği nimetleri çöpe atmak normal… İşimize ne geliyorsa öyle davranıyoruz anlayacağınız.
Türkçeyi de israf ediyoruz. Ben de çoğu zaman Türkçe katili olup yazışmalarımda kelimeleri kısaltıyorum. Sanki öteki harfler bizden para istiyor, yazan harfler de bedava çalışıyor. Ah bu gençlik diyeceğim de her yaştan insan yapıyor bu hatayı.
…..
Bize neler oluyor? İnsanlık nereye gitti? Neden insanlığımızı kaybettik? Cevabı olmayan sorular sordum biliyorum. Şiddetten haz alır olduk. Utanmadan çekinmeden sokak ortasında bir kadını, çocuğu, hayvanı dövebiliyoruz. Bazen hayvanları döverken video, fotoğraf çektiriyoruz. Şiddet yanlısı olduk çıktık neredeyse. Yol ortasında bir şahıs dövülüyor, yoldan geçenler hiçbir şey olmuyormuş gibi yürümeye devam ediyorlar.”

*KANADI KIRIK MELEK* Senaryo

“Bizi yaradan daha iyi bilir. Bizim bilmemiz gereken şu; her sağlıklı insan bir engelli adayıdır. Bunu hiçbir zaman unutmamamız gerekir!
En önemli konu tabii benim için siz ne düşünüyorsunuz bilmiyorum Eda ve Pelin ama bir engelliye acırken iyi düşünmek lazım!
Pelin: Çünkü o acıdığınız engellinin yerinde bir gün sizde olabilirsiniz. O yüzden birine acırken biraz daha dikkatli olmak lazım!”
“Pelin kendi odasına Melek’te kendi odasına gitti. Ömer bir an olsun Melek’in yanından ayrılmamıştı.

Melek: Ya git uyu. Yorgun görünüyorsun.
Ömer, esprili bir şekilde ‘koviy misin beni agam?’
Melek’te esprili bir üslupla Ömer’e karşılık verdi ‘Kovmirim ulen seni, kovmirim.’ İki genç gülüştüler.

 

Hakkımda: https://rukiyetureyen-1.blogspot.com.tr/ 

 

Kitap siparişi için: https://m.n11.com/kanadi-kirik-melekin-kanadina-takilanlar-2-kitap-P247132963?cid=604001&gclid=EAIaIQobChMI26WUyoHH2gIVyLUYCh13IgUNEAQYASABEgJwpPD_BwE&gclsrc=aw.ds

 
Toplam blog
: 55
: 263
Kayıt tarihi
: 31.05.17
 
 

Rukiye TÜREYEN kimdir.     1980 yılında Sakarya'da doğmuştur. Üç aylıkken geçirdiği menenjit hast..