Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

10 Mayıs '13

 
Kategori
Siyaset
 

Kıyak yasa

İnsan, yaratılan varlıklar arasında en önemli olan varlıktır. Akıllı olması onu diğer tüm yaratılanlardan ayrı bir statüde olmasını sağlar.

İnsanoğlu, dünya malına, mülküne, refahına düşkün oldukça makam, rütbe, mevki sevdasına kapılır. Onlar en büyük yanlışı, oturdukları koltuğa en büyük değeri vererek yaparlar. Dünya malı dünyada kalır diye, boşuna dememişler. Ne oturduğu koltukları ne de omzunda taşıdığı yıldızları, rütbeleri götürür insan son yolculuğunda yanında. Okunan seladan sonra adımız okunduğu anda, oturduğumuz koltuğa başkası oturur, omzumuzda olan rütbeler, yıldızlar sökülür başka omuzlara takılır. Yorgan gider kavga biter...

Sorgu sual vakti gelip çattığında, o koltuğun da, rütbenin de, dünya malına verilen değerin de hesabı tek tek yapışır insanın yakasına.

Kişi yaptığı iş nedeniyle bir ayrıcalık beklentisinde olursa, diğer vatandaşlardan kendini üstün, ayrıcalıklı görürse ve bir gün o mevki elinden giderse bir hiç olarak kalır ortada... O da artık kendisini üstün gördüğü kişilerin kervanına katılır.
Dünya hayatında insan cebinde taşıdığı kimlikle değil kişiliğiyle yaşamalıdır. Önemli olan kimlikte yazılı olan statüsü değil, o kimliğin verdiği güce dayanarak yaptığı icraatlardır.

*
Bu konuya nereden geldik, nasıl geldik.

Hiç bir memleket meselesinde birleşemeyen, zıt kutuplarda oynayan, yeri geldiğinde yumruk yumruğa da görüntülenen 4 partinin vekilleri imzaladı, ilk defa bir noktada uzlaşma sağlandı: Milletvekiline trafik cezası yok, TBMM üyelerinin aylık ödeneklerinin tutarı, en yüksek devlet memurunun almakta olduğu miktar olacak. En yüksek devlet memuruna ödenenlerden gelir vergisine tabi olmayanlar, Gelir Vergisi'ne tabi tutulmayacak.TBMM üyelerine, hesaplanacak aylık ödenek tutarının yarısı kadar yolluködenecek. Bu yolluklar herhangi bir suretle haczedilemeyecek. TBMM üyeleri, en yüksek devlet memurunun almakta olduğu mali ve sosyal haklardan yararlanacak.

MHP Ankara Milletvekili Kütahya'da yaşadığı rencide (!) edici bir olayı paylaştı.
"Kütahya'da trafikte hız yaptık. Polis memuru durdurdu / Radara yakalandınız / dedi. / Arabada milletvekili var dedik , emir komuta şeklinde ehliyet, ruhsat dedi /
Polis memurunun "Ehliyet, ruhsat" demesi, sayın milletvekilimizi rencide etmiş. Polis memurunun kendilerine daha nazik, kibar davranmasının beklentisi içerisinde olduğunu ama beklediği davranışı göremediğini söyledi.

Haydi bakalım, size bir soru!

Yukarıda anlatılan olayda polis memurunun hatasını bulunuz...

Milletvekilimiz, meclise bir öneri sunuyor, bu rencide edici olayın ardından... Ve öneri jet hızıyla kabul ediliyor!

Bir insana kendi çıkarı için bir şey önerirseniz o tabi ki kabul görür.

Üstüme vazife olmadan soruyorum fakat kusura bakmayın sormak zorundayım!

Bu jet hızını her gün şehit haberine ağlarken neden göremedik?

Her gün PKK illetine kahrederken, mehmetçik her gün kanını toprağa akıtırken neden "3 5 şehit için meclis toplanmaz" dediniz?

Kendinize trafik cezası yazılmaması, sağlık masraflarının karşılanması, malınıza haciz gelmemesi söz konusu olunca nasıl jet hızıyla hareket ettiniz?

Kendi menfaatiniz için sergilediğiniz bu hızı keşke verdiğimiz şehit sayısı her geçen gün artarken de gösterseydiniz. Milletvekilinin rencide edildiği (!) bu olaya gösterdiğiniz inceliği milletimizin mehmetçiği için de gösterseydiniz...

Şimdi gelin eğri oturup doğru konuşalım. Kütahya'da yaşanan bu olayı bir masaya yatıralım.

Hız yapıyorsunuz, trafikte hız yapmanın can sağlığınızı tehtit ettiğini biliyorsunuz. Sadece sizin değil trafiğin düzenli ve kontrollü akışını hız yaptığınızda tehlikeye attığınızı da biliyorsunuz. Bu ülkede trafik kuralları olduğunu, hız yapan araçların tespiti için radar sistemi kurulu olduğunu, trafikte görevli polisinde kurala uymayan kişileri uyarmak ve gerekli işlemi gerçekleştirmekle görevli olduğunu gayet iyi biliyorsunuz. Ama kural ihlali yaptığınız bu durumda, radara yakalanma sonucu aracınızın polis tarafından çevrilip ehliyet ruhsat sorulmasını rencide edici buluyorsunuz!

Siz milletvekilisiniz, ülkemizde uygulanan kuralları en iyi bilen kişilerdensiniz. Polisin görevlerinin farkında olan kişisiniz. Ama iş kuralına uydurulduğunda rencide oluyorsunuz. Rencide olmak, onuru kırılmak sadece milletvekillerine özgü bir duygu değil.

Sıradan bir vatandaş hız sınırı aşıp aynı durumla karşı karşıya kaldığında rencide oldum diyerek mahkemeye başvursaydı, fıkralara konu olurdu.

Siz ise zaten bir ayrıcalığa sahipsiniz. Hoşunuza gitmeyen bir durumla karşı karşıya kaldığınızda lehinize hop bir yasa çıkarırsınız, oldu bitti maşallah! Yeni kanunumuz vatana millete hayırlı uğurlu olsun! Ohh ne ala...

Keşke şu karar alma, yasaya madde ekleme ayrıcalığınızı "idam"ı geri getirerek yapsaydınız. İdam cezasıyla PKK illetinin kökünü kazımak için çabalasaydınız.
Keşke kendi menfaatleriniz için değil de milletin menfaati için kanun çıkarsaydınız.
İtfaiye araçlarının, ambulansın, koruma araçlarının, polis aracının, kar ve buz mücadelesinde görevli araçların trafikte geçiş üstünlüğü var. Bunlar halkın yardımına, yararına olan araçlar. Trafikte geçiş üstünlüğü olmasını kimse yadırgamıyor, herkes elinden geldiğince destekleyip yardımcı olmaya çalışıyor.
Fakat milletvekinin trafikte geçiş üstünlüğü olmasının sebebi, nasıl açıklanır bilemiyorum. Bu ne için gereklidir, bu soruya cevap arıyorum.

Polis memuru bir milletvekilini yeni kanun çıkaracak kadar nasıl rencide etti, onu da merak ediyorum.

Siz rencide olduğunuzu savunsanız da hız yapmanız hataydı. Her hatanında bir faturası var bu hayatta. Siz kimliğinizle ödemeye çalışıyorsunuz yaptığınız hatanın faturasını fakat örnek davranış sergileyip erdemli bir hareketle hatanızı kabullenip cezaya da ses çıkarmamanızı dilerdik.

Şunu hatırlatmakta fayda görüyorum. Siz radara takıldığınızda ve istediğiniz süratte trafikte ilerlediğinizde ceza kağıdı doldurulmasa da bir anlık yaptığınız hızın bedelini canınızla ödeyebilirsiniz.

Ya da bir an durun ve sağduyulu olarak düşünün. Süratli giden aracınız, dikkatsiz bir yayaya çarpsa milletvekili olmanız onun hayatını kurtarır mı? Ve ya milletvekili olmanız kaza anında üzerinize bir kalkan olur mu, sizin canınızı korumaya yeter mi?
Ben kendi adıma polis memurunun yaptığını takdir ediyorum. Karşısındakinin milletvekili olması onun kurallardan taviz vermesi gerektiğini göstermez. Her mesleğin etik kuralları olması gereklidir. Sadece meslekte değil davranışlarda da etiklik önemli bir husustur. Mülk, mevki, rütbe her kapıyı açıyorsa, cezadan kurtarıyorsa rüşvetle milletvekili olduğu için göz yumulması da aynı kefede değerlendirilir. Eğer milletvekili olduğu için göz yumsa, sizin deyiminizle kibar davransa rüşvet alan memurlara söz söylemeye hakkımız kalmaz.

 
Toplam blog
: 37
: 219
Kayıt tarihi
: 05.10.12
 
 

Anadolu İletişim Meslek Lisesi & Radyo TV mezunuyum. Özel bir radyoda çalışmaktayım, köşe yazarlı..