Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

16 Mart '07

 
Kategori
Sinema
 

Kıyamet'e az kaldı, Apokalipto!

Kıyamet'e az kaldı, Apokalipto!
 

Hayatlarında bırakın kamerayı, şehir görmemiş yerlilerle ne yapılır? Eğer onlar Mel Gibson’ın ellerine düşmüşlerse harika bir film ortaya çıkar. İşte Apokalipto:

Film Maya medeniyetinin yıkılışını anlatıyor. Maya Devleti bugün Güney Meksika, Honduras, El Salvador, Guatemala devletlerinin sınırlarında yer alan Yucatan Yarımadası’nda hüküm sürmüştür. M.Ö. 1000’li yıllarda kurulduğu sanılmaktadır. M.S. 900’lü yıllarda en güçlü dönemlerini yaşadılar. Matematik ve astronomi bilimlerinde gelişmişlerdir. Sıfır rakamını kullanmışlar. Ayrıca Güneş’e (Kukulkan) tapmışlar bu sayede bir yılı çok iyi hesap etmişlerdir. Ancak devlet en güçlü olduğu M.S. 900’lü yıllarda aniden çöküşe geçmiştir. Bu da tarihçileri şaşırtmıştır. Çöküşe neden olarak; toprağın verimsizleşmesi ve salgın hastalıkların neden olduğu öne sürülmüştür. Ancak bugün bile nasıl çöktüklerini belirten net bir açıklama yoktur. Mayalılar çöküşün nedenini araştıracakları yerde sapkınlığa düşmüşler, bunun nedenlerini Kukulkan’ın onlara kızması olarak değerlendirmişlerdir. Kukulkan’a kendilerini affettirmek için ona savaşçıları adak olarak sunmuşlardır. 1500’lü yıllarda İspanyol denizciler Yucatan Yarımadası’nı keşfederek devlete resmen son vermişlerdir.

Filmimiz 1500’lü yıllarda geçiyor. Kısaca hikâyesine gelince, Billur Gökyüzü ormanda avcılıkla yaşamlarını sürdüren küçük bir kabilenin reisidir. Billur Gökyüzü’nün oğlu Jaguar Pençesi, karısı ve oğluyla mutlu bir hayat sürmektedir. Ayrıca karısı ikinci çocuğa hamiledir. Bir gün Maya askerleri ani bir baskınla onlara saldırır. Jaguar Pençesi karısını ve oğlunu saklar. Ama kendisi esir düşer. Maya askerleri yakaladıkları tüm yetişkin erkek ve kadınları bağlayarak şehre götürür. Kadınlar köle pazarında satılır. Erkekler ise Kukulkan için kurban edilmek için yüksek merdivenli mabetlere çıkarılır. Aşağıda toplanan coşkulu kalabalık eşliğinde kurbanlar öldürülmektedir. Jaguar Pençesi bir fırsatını bularak kaçar. Arkasında ise Maya askerleri vardır. Karısı ve çocuğuna ulaşmak için arkasındaki gözü pek Maya askerlerini atlatması gerekmektedir. Ancak ne yaparsa yapsın askerleri atlatamaz. En sonunda pes eder ve onlarla mücadeleye karar verir. Resimde görülen şelale sahnesinde Jaguar Pençesi şelalenin altında, askerler ise üstte durmaktadır. Jaguar Pençesi ölümden kurtuluş olmadığını anlayarak onlara şöyle bağırır:

—Ben Jaguar Pençesi. Billur Gökyüzü’nün oğlu. Bu ormanda benden önce babam avlanırdı. Benim adım Jaguar Pençesi. Ben bir avcıyım. Bu benim ormanım ve ben öldükten sonra, oğlum, oğulları ile avlanacak. Gelin hadi! Gelin!

Jaguar Pençesi ormanda yaşamanın avantajını çok iyi kullanarak Maya askerleri ile çarpışmaya başlar.

Teknik kısımlarına gelirsek; oyuncuların hiçbir film kariyerleri yok. Hepsi bölgede yaşayan kızılderili ve Mayalılardan seçilmiş. Kamera bile görmemişler. Ancak inanın sırıtan yok. Sanki hepsi kırk yıllık usta oyuncu gibiler. Başrolde Rudy Youngblood iyi bir oyunculuk çıkarmış. Maya komutanını oynayan oyuncu ve onun zalim askeri çok güzel karakter oyuncusu olmuşlar. En son Ed Harris’in, Kapıdaki Düşman filminde kötü karakter olarak oynamasından beri seyrettiğim en başarılı kötü karakter olmuş. Komutanın bakışlarına ve hareketlerine dikkat etmenizi isterim.

Dil İngilizce değil. Yönetmen Mel Gibson, İsa’nın Çilesi filminde olduğu gibi bu filmde de yerel dili (Yucatec) kullanmış. Çok güzel uymuş. Zira sinema için kulağa çok hoş geliyor. Özellikle tapınaktaki büyücüye dikkatle dinleyin.

Senaryoyu Mel Gibson ile İran asıllı Farhad Safinia yazmışlar. Senaristler iki yıldan fazla yazmışlar ve sık sık Yucatan Yarımadası’nı ziyaret etmişler.

Film “Hiçbir uygarlık kendi içinden yıkılmadıkça zapt edilemez.” tezi üzerinde yapılmış.

Film aşırı derecede şiddet içermektedir. Bu yüzden gideceklerin kendilerini psikolojik olarak çok iyi hazırlamalarını tavsiye ederim. Aksi takdirde filmi yarım bırakabilirsiniz. Bitirseniz bile sizi iki, üç gün sarsar. Tüm öldürme sahneleri birbirinden dehşet verici. Diğer şiddet filmlerinden ayıran kısmı ise, öldürme sahneleri çok gerçekçi yapılmış. Başka filmlerde işin içinde bilgisayar olduğu hemen kendini belli ediyor. Bir Steven Spielberg hayranı olarak üzülerek söylemeliyim ki Mel Gibson bence onu geçmiş. Başlığıma gelince Apokalipto, Türkçede, kıyamet anlamına geliyor. 23 Mart günü Kıyamet sinemalarda olacak.

 
Toplam blog
: 150
: 2951
Kayıt tarihi
: 14.01.07
 
 

1975 Aydın doğumluğum, bir Ege sevdalısıyım. Dostluğa, arkadaşlığa önem veririm...