Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

18 Mart '20

 
Kategori
İnançlar
 

Kıyamet ve alametleri

  1. Önce,  geri dönülmez bir açlık ve kıtlık dönemine girilecek.
  2.  Daha sonra ise, bir titreşim/ ses ile başlayacak olan kaçınılmaz son, “kıyamet” gelecek.

1.)İddiaya göre, GDO’lar olmazsa aç kalırız. TOHUM da sertifikalı olmalı.
Sağlıklı beslenebilmek için “HAYVANLARIN KULAKLARININ YARILIP” numaralanması, kayıtlı olması gerekir.
Ama bu şekilde “katırlaştırılmış”, kısır tohum patentli firma ürünü oluyor.
Kümeste, ahırda yaratılışlarına aykırı biçimde beslenen ve yaşatılan EVCİL HAYVANLAR sanayi ürünü haline geliyor.
Bu sanayi ürünleri sağlığı bozuyor, kazananı ilaç firmaları oluyor.

“EKİN VE NESİL” gittikçe yok oluyor.

Direnç kazanan MİKROPLARA karşı ilaçlar işe yaramaz hale geliyor.Genetik çeşitlilik azaldıkça, muhtemel mikroplara karşı direnç yok olarak toplu yok oluş riski artıyor.

Ucuz ve çok tüketmek için SANAYİ sürekli çalışıyor. Kaynaklar yok olurken her çeşit ÇÖP artıyor.

Hava, su, toprak zehirleniyor. Dünya “UÇLARINDAN EKSİLİYOR”, kutuplardaki buzullar eriyor. Yapılaşma, yok edilen ağaçlar, erozyonla ekilebilir topraklar ve SU yok oluyor.DENİZLER çöple doluyor, canlılar tükeniyor.

Teknolojiye güven, bildiğimiz hiç bir başka gezegende olmayan özellikleri, canlıları, bitkileri ile Dünya’mızı ŞÜKREDEREK korumak yerine nankörlüğü, teknolojinin her soruna çözüm bulacağı yanılgısını artırıyor.

İnsani değerlerin  yerine çok tüketim, çok yaşayıp genç görünmek, seksi olmak gibi tüketime yönelik  anlayışlar pompalanarak inanç haline geldikçe TÜKETİM artıyor, PAYLAŞIM VE ADALET yok oluyor.  

BARIŞSEVERLİĞİ etliye sütlüye karışmamak olarak gören çoğunluk olan bitene seyirci kalıyor.

DİNDARLAR, özü unutup şeklin, Allah’ın kulu olmaktan çıkıp, şirkin, DİN TACİRLERİNİN müşterisi oluyorlar.

Cennetteki hurileri pazarlayan şarlatanlar hem yaşamları ve yaptıklarıyla, hem söylemleriyle dini sadece cinselliğe indirgiyor, aile birliğini bozuyor, insanların sadece saç, sakal, etek boyu, görünür ibadetle meşgul olarak özü unutmalarına neden oluyorlar.

Allah’ın MUCİZE /AYET  olarak yarattığı düzeni en çok inananların bilmesi araştırması, dindarların BİLİMDE ÖNDE olması gerekirken, hurafelerle, başlarındaki cahil Gavs, Şeyh, Efendi vs. dedikleri dolandırıcılara mucizeler atfederek insanları koyun sürüsü gibi güdüyorlar.

Azınlık İSRAF ederken çoğunluk yoksullaşıyor. Uçurum büyüdükçe toplumsal ve küresel barış bozuluyor.

Azınlığın daha çok tüketmesi için, güçlü ve zengin ülkeler, açık SAVAŞla veya türlü oyunlarla daha güçsüz ülkelerin kaynaklarını sömürüp insanların ellerindekini alıyor. Toplumdaki farklılıkları düşmanlıklara dönüştürüyor.

Silahlı soygun veya dolandırıcılık, bireysel olarak yapıldığında suç kabul edilirken, bir ülkenin ordusuyla veya politik oyunlarla daha güçsüz ülkelerin kaynaklarını yağmalaması, ekonomisine zarar vermesi, insanlarını birbirine düşman etmesi normal kabul ediliyor. Bütün bunları yapan yönetimleri başa getiren ülke yönetimlerini o ülkelerin halkları seçiyor.

Ancak, Dünya tarihi göstermiştir ki, zenginliğin paylaşılmadığı, çoğunluğun yoksul, azınlığın ve özellikle yönetici sınıfın hırsız ve müsrif olduğu toplumlar hep yok olmuştur! Çoğunluğun yoksulluk sınıra dayandığında, mutlu azınlığın mutluluğu ve yönetimi sona ermiştir.

 

“ Bu böyle düzenlenmiştir ki, o mal ve nimetler sizden yalnız zengin olanlar arasında dönüp duran bir kudret aracı olmasın.”(Haşr, 7)

“Ve biz istiyoruz ki, yeryüzünde ezilip horlananlara bağışta bulunalım, onları önderler yapalım, onları mirasçılar haline getirelim.“(Kasas,5)

“Biz bir ülkeyi/medeniyeti mahvetmek istediğimizde, onun servet ve nimetle şımarmış elebaşlarına emirler yöneltiriz/onları yöneticiler yaparız da onlar, orada bozuk gidişler sergilerler.”(İsra, 16)

“Öğütlenmeye çağrıldıkları şeyi unutunca, her şeyin kapılarını üzerlerine açıverdik. Nihayet, kendilerine verilenle sevinç şımarıklığına daldıkları bir sırada, ansızın onlara yakaladık. Tüm ümitlerini bir anda yitirdiler.” (En’am, 44)

“Allah o şeytana lanet etmiştir. (...)Onlara mutlaka emir vereceğim de DAVARLARIN KULAKLARINI YARACAKLAR; onlara muhakkak emredeceğim de ALLAH’IN YARATIŞINI/YARATTIKLARINI DEĞİŞTİRECEKLER.’ (...) Şeytan onlara söz verir, ümit verip HAYAL KURDURUR. Ama o onlara bir ALDANIŞTAN BAŞKA HİÇ BİR ŞEY VAAT ETMEZ.”(Nisa,119-120)

“ İnsanlardan öylesi vardır ki, onun DÜNYA HAYATINA İLİŞKİN SÖZÜ SENİN HOŞUNA GİDER ve o, kalbindekine Allah’ı tanık tutar. Oysaki o, DÜŞMANLARIN EN YAMANIDIR. Yanından ayrıldığında /işbaşına geçtiğinde yeryüzünde fesat çıkarmak, EKİNİ VE NESLİ YOK ETMEK İÇİN İŞE KOYULUR.” (Bakara, 204)

“İnsanı bir spermden yarattı. BİR DE BAKMIŞSIN İNSAN, AÇIKÇA KAFA TUTAN BİR HASIM OLUVERMİŞTİR.”(Nahl,4)

” Hala görmüyorlar mi ki, biz YERKÜREYE GELİYOR, ONU UÇLARINDAN EKSİLTİYORUZ. Galip gelenler onlar mı?”(Enbiya, 44)

“Doğrusu şu ki, siz yetime ikramda bulunmuyorsunuz. Yoksulun doyurulmasını teşvik etmiyorsunuz. MALI DEVŞİRİP DEPOLATACAK BİR SEVGİYLE SEVİYORSUNUZ. İş, böyle gitmeyecektir! “ (Fecr, 17-30)

“O kimselerdir ki, Dünya hayatındaki çabaları boşa gitmiştir de ONLAR SANAYİLEŞME/İŞ BAKIMINDAN HALA İYİ ŞEYLER YAPTIKLARINI SANIRLAR .”(Kehf, 104)

“Yaklaşmakta/yaklaşacak olan yaklaştı. ONU ALLAH’TAN BAŞKA KALDIRACAK /UZAKLAŞTIRACAK YOK. Şimdi siz bu sözden mi hayrete düşüyorsunuz? Gülüyorsunuz, ağlamıyorsunuz.” (Necm, 57-62)

“Eğer doğru sözlüler iseniz, bu vaat ne zaman?”derler. De ki:’Acele isteyip durduğunuzun BİR KISMI BELKİ DE ARKANIZA TAKILMIŞTIR .”(Neml, 71-73)

 “Biz gökleri, yeri ve bunlar arasındakileri eğlenmek için yaratmadık. İkisini de sadece gerçeği göstermek üzere yarattık. Ama onların çokları bilmiyorlar.” (Dühan, 38-39)
“O’ndan başkasını veliler edinerek, ‘Biz onlara, bizi Allah’a yaklaştırmaları dışında bir şey için kulluk etmiyoruz.’ Diyenlere gelince, hiç kuşkusuz Allah onlar arasında, tartışıp durdukları konuyla ilgili hükmü verecektir.”(Zümer, 3)
“ Allah’ın size helal ve temiz olarak verdiği rızklardan yiyin!” (Maide, 88)
“Helal kazancınızın size ve bakmakla yükümlü olduklarınıza yeterli olanından artanını verin.” (Bakara,219)
“Ve şu da bir gerçek ki biz, yeryüzündeki her şeyi bitki bitirmeyen/kıtlık ve ölüme yol açan kupkuru bir toprak haline elbette getireceğiz.”(Kehf, 8)

 

2. ) KIYAMETİ başlatacak olan ve  İsrafil adlı meleğin Sur’u çalması olarak sembolize edilen ses, çok yüksek bir titreşim-enerji, dalga vb. dir. Kur’an’da daha önce yok olan uygarlıklar anlatılırken, bazen deprem yerine bu korkunç titreşimli ses tanımı geçiyor.

Günümüzde, SANAYİ VE TEKNOLOJİ ilahlaştırılıyor. Ortak kullanılan teknoloji, bilgi ve iletişim ağları üstünlük ve yenilmezlik duygusu yaratıyor. Ancak, teknoloji bu sonu değiştirip durduramayacak.  

İnsanlar bugün de,  belli merkezlere bağlı küresel belleğin, herhangi bir saldırı, Güneş patlaması vs. veya   bir kaç günlük enerji kesintisi nedeniyle-bile  yok olacağının, bütün bu ağlara güvenmenin “ÖRÜMCEK AĞINA” sığınıp, kendini güvende hissetmek kadar yanıltıcı olacağının farkında olmuyorlar.

(Kur’an’daki anlatıma göre, bu “ses/titreşim” 2004 yılında, Noel zamanı, Hz. İsa’nın doğum günü kutlanırken meydana gelen büyük tsunaminin ve depremin ertesi günü SGR 1806-20 kodlu yıldızdan gelerek dünyaya ulaşan büyük, 10 saniye sürmesi durumunda tüm ozon tabakasını ve atmosferi yok edebileceği söylenen bir enerji dalgasına (Giant flare) benzer bir şey midir?!)

Bu sesin, enerji dalgasının(?) çarpmasıyla (Kaaria) atmosfer parçalanacak, atmosfer yok olduğu için her şey yanmaya başlayacak ve ortalığı duman kaplayacak, ışık ve yıldızlar görünmez olacaktır.

Lavlar yüzeye taşıp, çok büyük depremlerle kara parçaları bir araya gelerek Dünya o kadar büzülüp küçülecek ki, dağlar bile tamamen gözden kaybolacaktır. Güneş sistemindeki tüm yörüngeler sapacak, gezegenler ve Ay Güneş’e doğru çekilecek, Güneş de büzülüp küçülecek ve Güneş sistemi yok olacaktır.

(Astrofizikçiler, yok olan yıldızların büzülmeleriyle ilgili olarak yapılan benzetmelerinde, Güneşin bir futbol topu veya dünyanın bir portakal kadar küçüleceği veya sönmüş güneşlerin artıkları olan nötron yıldızlarının bir çay kaşığını dolduracak kadar toprağının 100 milyonlarca ton ağırlıkta olduğu örneklerini veriyor.)

Güneş sistemi „ beyaz cüce” veya kara delik haline gelecek. Ya da, evren tamamen yok olacaktır.

Bizim Güneş sistemimiz yok olduktan sonra ise-önceki projeyi dürüp kaldırıp, başka bir sayfaya yeni bir projeyi çizmek gibi, bizim Güneş sistemimizden arta kalan madde yeni oluşumun ana malzemesini oluşturacak, bir başka yaratılışla başka gezegenler bunların yerini alacaklar.

Kıyamet saati hakkında bilgi sahibi olmak olanaksızdır. Onun için kıyamete tarih vermek sapıklık olarak tanımlanmıştır.

 

“gökten bir ordu indirmedik, indirecek de değildik. Olan, sadece korkunç titreşimli bir sesti. Ve bir anda sönüverdiler.” (Yasin, 28-29)

 “Bunların beklediği de sadece, en küçük gecikmesi olmayan o müthiş titreşimli tek sestir.”(Sad, 15)

 “Allah’ın berisinden başka dostlar edinenlerin durumu, bir ev edinen dişi örümceğin durumuna benzer. Ve evlerin en güvensizi/en zayıfı elbette ki, dişi örümceğin evidir. Keşke bilselerdi! Allah, onların, kendisinden başka ne gibi bir şeye yalvardıklarını/nasıl bir şey için çağrı yaptıklarını bilir. O’dur Aziz, O’dur Hakim. Bunlar bizim, insanlar için yapmakta olduğumuz öyle benzetmelerdir ki, ilim sahiplerinden başkası onlara akıl erdiremez.” (Ankebut, 41-43)

“Yoksa. “Biz yardımlaşan/yenilmez bir topluluğuz.” mu diyorlar? O topluluk, bozguna uğratılacak ve arkalarına dönüp kaçacaklar.”(Kamer, 43-45)

“Biz ona sizden daha yakınız, ama siz görmezsiniz. Madem ceza görmeyecek kişilersiniz, eğer doğru sözlülerseniz, onu geri çevirsenize.”(Vakıa, 85-87)

“O Kaaria, o şiddetli ses çıkararak çarpan; nedir Kaaria? Kaaria’nin ne olduğunu sana bildiren nedir? O gün insanlar, çırpınarak yayılmış pervaneler gibi olurlar(Kaaria , 1-4)

“Güneş BÜZÜLÜP DÜRÜLDÜĞÜNDE, yıldızlar ışıklarını yitirdiğinde, denizler kaynatıldığında, GÖĞÜN ÖRTÜSÜ soyulup indirildiğinde” (Tekvir,  1-3, 6, 11)

“Gök yarılmıştır o gün, lime lime sarkmıştır” (Hakka, 78/69, 16)

“Eğer inkâr ve nankörlüğe saparsanız, çocukları ak saçlı ihtiyarlara çeviren o günden nasıl korunacaksınız? “(Müzzemmil,  17)

“Ay tutulduğunda ve Güneş’le Ay bir araya getirildiğinde” (Kıyamet,  8-9)

“Gök yarılıp parçalandığı, Ve yer uzatıldığı Ve İÇİNDEKİNİ ATIP BOŞALDIĞI“ (Inşikak 1, 3-4)

“Sana dağlardan soruyorlar. De ki: Rabbim onları un-ufak edecektir. Yerlerini bomboş, dümdüz bırakacaktır. Yerlerine bir eğrilik de bir yumruluk da görmeyeceksin.” (Taha,  106-107)

“Yemin olsun o alevlerle kaynatılıp, köpürtülmüş denize” (Tur,  6)

“Gün olur göğü yazı tomarlarını dürer gibi düreriz. İlk yaratışta başladığımız gibi onu baştan yaparız. Üzerimizde bir vaat olarak biz bunu mutlaka yapacağız.”(Enbiya, 104-105)

 “Dikkat edin, kıyamet saati hakkında tartışıp duranlar, geri dönüşü olmayan bir sapıklığın tam içindedirler.” (Şura,  18)

 

 

 

 
Toplam blog
: 174
: 4451
Kayıt tarihi
: 19.06.09
 
 

1958  doğumluyum. Arkeologum. Evliyim. Çocuğum yok. Çalışmıyorum. Yıllarca çalıştıktan sonra, zam..