Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

04 Ekim '10

 
Kategori
Doğal Hayat / Çevre
 

Kıyı Günü

Kıyı Günü
 

2008 Cleanup the MED/ Dim Çayı Köprüsü- Alanya


O zamanlar, şehri çevreleyen Selçuklunun surları ile evimizin arasında tek tük evler vardı. Surlara vuran Karadeniz’in hırçın dalgalarından yükselen su zerrecikleri bulut gibi açık pencereden evin içine dolardı. Severdim dalgaların gürültüsünü, eşyaların nemini ve deniz kokusunu... Çocuk aklı… uzun yıllar Karadeniz’i, iki farklı deniz gibi düşünmüştüm; Karadeniz ve Akdeniz. Karadeniz canlıydı; kızınca karalaşan, köpüren, kıyıyı döven, gemileri alabora eden, çapaları koparan, insanı öldüren. Sevinince; durgunlaşan, aklaşan, bana balık veren, içinde yüzdüren, ışık oyunları yapan, hayallere sürükleyen…

24 Ekim Kıyı Günü imiş..! BM Çevre Programı (UNEP), 2007 yılında 24 Ekim tarihini Kıyı Günü olarak kabul etmiş. Gerekçe, artan kirlilik ve yapılaşma.

2004-2005-2006-2007 ve 2008 yıllarında, “üzerime vazife” olmamasına karşın Akdeniz’de evsel, tarımsal ve petrol kaynaklı kirliliğe dikkat çekmek ve farkındalık yaratmak için İtalya Çevre Koruma Örgütü (Legambiente) koordinasyonunda “gönüllü” çalışmalarına katıldım.

Alanya’da yaşıyordum. Tarımdan turizme yönelen sosyoekonomik yapısının getirdiği, çarpık kentleşme sorunları ile boğuşuyordu. 3621 sayılı Kıyı Kanunu’ndaki, “kıyı çizgisi” ile “kıyı kenar çizgisi” tanımları arasında yaratılan polemikten sayısız otel ve konut neredeyse denize sıfır inşa edilmişti. Dökülen moloz, çüruf, çöpten geçtim denizin kumu alınır- satılır meta olmuştu. Deniz kamunundu ya, bütün yol açımları nedense hep denizden yana yapılıyordu. Kocaman denizdi, alır-yutardı; ne kadar çöp – kanalizasyon varsa denize boca edildi. Cezalar caydırıcı değildi, yıldırmadı. Denetimler yeterli değildi, caydırmadı.Hırs vardı, tatmin olmadı.Deniz bedavaydı, güneş bedavaydı, kum bedavaydı… Krediler ucuz, arsa beleş, işgücü düşüktü.. Yıllarca uğraşılıp önüne geçilen kumul erozyonunun nimetleri ağaçlık alanlar, birbiri ardına golf alanlarına ve beş yıldızlı tesislere dönüştü…

Tüm bunları sadece biz yapmadık. Bütün Akdeniz çanağındaki ülkeler yıllarca yaptı… Yeryüzünün en erken şehirleşen bu bölgesindeki kıyı ve adalarda kurulan devlet ve medeniyetlerin bugünkü sahipleri, gidişatın sürdürülemez olduğunu fark etmeye başladılar.

Akdeniz çevreleyen 21 ülke, BM/UNEP öncülüğünde Bütünleşik Kıyı Alanı Yönetimi (BKAY) adını verdikleri bir protokol imzaladılar. Adına, “Akdeniz Eylem Planı (MAP) “ dediler. Amaç, Akdeniz genelinde toplumsal bilinci artırmak; kıyı alanları ve bu alanlardaki doğal, kültürel ve tarihi değerlerin en uygun şekilde yönetilmesini, yani sürdürülebilirliği sağlamak.

8333km. deniz kıyısı olan Türkiye’de 24 Ekim “Kıyı Günü” resmi bir gün değil. Kıyı Belediyelerinin organizasyonunda yürütülüyor. BM (UNEP) /Akdeniz Eylem Planı (MAP) çerçevesinde Barselona Sözleşmesi’nin 7. protokolü olarak hazırlanan ve Avrupa Birliği’nin de desteklediği “Akdeniz Bütünleşik Kıyı Alanı Yönetimi Protokolü” nü henüz ülkemizde imzalanmadı. 2007’de Foça’da başlatılan Kıyı Günü etkinlikleri, 2008 yılında Çevre ve Orman Bakanlığının insiyatifine geçerek, 2008 Kuşadası, 2009 Datça ve 2010 Fethiye’de kutlandı.

Yapılan toplantılarda: “Kıyı ve Deniz Alanlarında Ekonomik Aktiviteler”, “ÖÇK Alanlarında Yaşanan Problemler”, “Kıyı Yönetimi İdari Yapılanması ”, “Balıkçılık Faaliyetleri Ve Sorunları”, “Denizde Biyolojik Çeşitlilik Ve Çevre Kirliliği”, “Kıyı Yapıları Ve Altyapı Tesisleri”, “Kıyı Yerleşmeleri, Deniz Turizmi Ve Kıyı Mevzuatı Uygulama Sorunları”vb. konuların ele alındığını google’den öğreniyoruz.

Google’nin bilemediği tek şey, “Benim denizi ne kadar çok sevdiğim..!”

 
Toplam blog
: 272
: 734
Kayıt tarihi
: 13.10.07
 
 

1959 Sinop Bektaşağa Köyü doğumluyum. Yaşamda, anlaşılacak bir şeyi olanlara ve bunu öğreti yapan..