Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

03 Eylül '15

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Kıyıda bir çocuk

Kıyıda bir çocuk
 

Keşke kıyıdaki üç yaşındaki çocuğun fotografı çekilmeseydi, keşke Bodrum kıyılarında kumdan kuleler yapan çocuğun fotografı çekilseydi. Ne yaparsınız, hayat koca bir tokat atar bizlere bazen. Sarsılır, neler oluyor der düşünmeye başlarız.

Evet neler oluyor? ABD nin dünya üzerindeki oyunlarından birinin sonucu belki o zavallı çocuğun görüntüsü. Tabi görmesini bilene. Orta Doğu ve Kuzey Afrika'da oynanan oyunlar. Ve bu oyunlara dahil olan ABD şakşakcısı politikacılar, politikacılarımız. 

Düşünün, herşeyini bırakıp sadece üç beş dolarla, canını daha güvenli bir yere göç etmek isteyenler ve hiç birşeyden habersiz çocukları. Bu endişeyi, çaresizliği görebiliyor hissedebiliyor musunuz? Yaşamadan zor. Çaresiz varacakları topraklarda ne yapacakları belirsiz sadece can güvenliği için göçen insanları anlamak zor.

Avrupa'nın ve Türkiye'nin başı dertte. Çünkü bu göç bitmeyecek. Avrupa'nın ortasında Budapeşte'de tren istasyonun önünde yerlerde yatan insanları görmelisiniz. İzmir'de, Bodrum'da yüzlerce kişinin botla Yunanistan'a gitmek istemesi önemli. 

Küresel güçler, bölgede isteklerini gerçekleştirme arzusunun nelere mal olduğu, bizim devlet adamlarımızın Suriye ile niye papaz olduğu iyi düşünülmeli. 

İnsanlık, tarihi boyunca hep ders almak ve almamak konusunda sınanmış. Faturası hep ödenmiş. Bir çok canlar yok yere heba olmuş. O zavallı çocuğa biz insanlar ağlarız. Küresel (insan olmayan) güçler ağlamaz, çünkü o canların hiç bir kıymeti yoktur onlar için. 

Dünyamız bir yol ayrımında, bir tarafta ekonomik güçü olçülemeyecek kadar büyük küçük bir grup. Bir tarafta hayata kalabilmek için çalışmaya mecbur edilen biz köleler. Bir tarafta can güvenliği olmayan, yarın yaşaması meçhul zavallılar. Ve bir tarafta o küçük grubu kollayan, onlardan nemalanan kendini zeki zannedenler.

Şimdi biraz daha ayrıntılı düşünmeye çalışalım, bu düzen daha ne kadar devam eder, kapitalist düzen daha kaç asır sürer, göçler ne zaman biter?  Dünya o arzuladığımız barışa ne zaman kavuşur? Umudu olan var mı?

Okullarda öğretilen çağlar vardı ya. İlk, Orta, Yeni, Yakın Çağ diye. İşte son çağın bitimi, yep yeni bir çağın başlamasıyla değişim gerçekleşecek. O değişim hangi olayla olacak, kimin sayesinde olacak belirsiz. Ama mutlaka olacak.

 

 
Toplam blog
: 487
: 1730
Kayıt tarihi
: 01.04.07
 
 

1965 İstanbul doğumluyum. İTÜ Elektrik mühendisliğinden mezun oldum. Özel sektörde Kalite Bölümünde..