- Kategori
- Doğal Hayat / Çevre
Kıyıköy
Dere su içen koyunlar kumsal ve deniz...
Çatalca'daki Yalıköy, Çilingoz Saray'daki Kastro ile Kırklareli'ndeki Kıyıköy ve İğneada coğrafi olarak benzer özelliklere sahipler...
Yazın (genellikle) Temmuz ve Ağustos aylarında denize girilebilen, gündüz ve gece arasında hissedilir derecede önemli sıcaklık farklılıklarının olduğu...
Karadeniz'in sert dalgalarının kıyıları kayaları dövdüğü ve bu dalgaların milyonlarca yılda kayalarda oluşturdukları oyukların ve şekillerin görülebildiği bir coğrafya...
Benim bildiğim kadarı ile Yalıköy'den Karadeniz'in ülkemizin batısındaki en uç noktası olan İğneada'ya kadar olan bölümünde bu kadar uzun bir kıyı şeridi olmasına rağmen Yalıköy, Çilingoz, Kastro, Kıyıköy ve İğneada dışında denize girilebilecek başka yerler yok...
Tekirdağ'ın aynı zamanda Karedeniz'e kıyısı olan Saray ilçesine bağlı Kastro'yu geçtikten sonra, bu kez Kırklareli'ne bağlı Kıyıköy beldesine varılıyor.
Kıyıköy yazlıkçılardan çok yazlıkları olanların, yazları tercih ettikleri bir yer.
Dere ile denizin birleşmesini önleyen kısa bir alan:
Dere tarafında koyunların, ineklerin su içtikleri.
Denize girilmeyen kumsalında, deresinde mandaların keyif yaptıkları.
Tarihi Aya Nikola Manastırı sanki Ihlara Vadisi, Kapadokya'dakilerin bir benzeri.
Kıyıköy sakinliği ile insanda yalnızlık hissi uyandıran bir yer...
En yüksek yerinden Karadeniz'e aşağıdaki sahile uçuruma bakmak biraz ürperti verici...
Olaki;başınız döndü ayağınız kaydı...
En iyisi sınırları fazla zorlamamak sanırım.
Ben birkaç kez günübirlik gittim, daha doğrusu geçtim Kıyıköy'den...
Uzun süreli kalmalar nasıl bir duygu bırakır kişi üzerinde, cevabını tam olarak bilemediğim...
Kıyıköy'ün görülmesi gereken yerlerden biri olduğunu düşünüyorum...