Kıymetli öğretmenimiz Sayın ERDAL CEYHAN

Helal olsun sizi bu vatan için doğuran, büyüten anaya, babaya.

Hani sağlam ve muhkem dostlar vedalaşıp, helal aşacaktı. Neden böyle aniden habersiz çekip gittiniz.

Yüce Allah şöyle buyuruyor!

Kullarımın memnun olduğu, sevdiği, saydığı ve razı olduğu kulumu ben de sever razı olurum.

Sizi sevenler, sizden memnun olanlar ve sizden razı olanlar sevgilerini güzel ifadeli sözlerle arkanızdan açıkladılar.

Tüm yazarlarımıza ve sizi sevenlere onların bu vefalı davranışlarına milyonlarca teşekkür ediyorum.

Elbette böyle gerekirdi siz bu dünyada iken o güzel sözleri, memnuniyetleri, dile getirselerdi başka mecralara çekilir, başka yorumlanırdı.

Kıymetli yazarımız Nil; Artık kime DAİM diyecek, Kıymetli öğretmenimiz Ufuk Kesici kime öğretmenim diyecek, bu biçare kime üstadım diyecek bilmiyorum.

Şu anda dardayım, zardayım, kendimden çok uzak ıraklardayım. Belli mi olur belki yakında ben de gelirim.

En çok zoruma giden nedir biliyor musun? Yıllarca oturduğunuz Apt’ da asansörün olmayışı, sizin merdivenleri zor inip çıkışınız.

Size arz ettim yönetim toplansın bir karar alsın dedim. Şöyle yapınız hatta doktor raporu alıp ibraz ediniz dedim. Siz de toplantı yaptınız ne çare ki her kafadan ayrı sesler çıktı olmadı.

Kıymetli evlatlarınız için “ Onlar birer kuş olup yuvadan uçtular” Vapurla İstanbul’a gidip gelmeyi çok severdiniz.

Yıllarca arkadaşlık yaptığınız ve birlikte güzel günler geçirdiğiniz dostlarınızla her yıl İzmir’de bir araya gelirdiniz. Bunları bizimle paylaşırdınız.

Öğretmenlerin öğretmeni kıymetli Eğitimci Erdal Ceyhan! Siz benim gözümde bir deryaydınız. Yüreğiniz ise bir deniz idi.

Neler barındırmıştınız o koca yüreğinize, nasıl sığdırmıştınız onca sözleri, şiirleri, tarihi bilgileri.

Sabırlıydınız, çok iyi bir dinleyiciydiniz. Bazen Tlf geç cevap verirdiniz biz sitem ederken siz “ Burakgazi uzanmış yatıyordum, yeni uyandım” derdiniz.

Son zamanlarda “ Burakgazi yürümekte zorluk çekiyorum dediğiniz anda yüreğim yer değiştiriyordu size açıklamıyordum.

Hani nerede sözde tıp ilerlemiş diyorlar bunlar hikâye.

Açık kalp ameliyatının riskleri geriye mi gitti, zayi mi oldu. Elbette vadeye boynumuz kıldan daha da incedir.

Biz gideriz Erdal Ceyhan arkamızdan bir şeyler yazar derken, şimdi bizim beynimiz durmuş, gözlerimiz çukura dalmış, dilimiz tutulmuş, kulaklarımız duymaz olmuş.  

Balkonumuzdaki güller başlıklı yazımıza aşağıda yazılı olduğu sözleri dile getirmiştiniz.  

http://blog.milliyet.com.tr/burakgazi-nin-gulleri/Blog/?BlogNo=428047

Bu biçare de Kıymetli Erdal Hocasına aşağıda yazılı olduğu sözleri dile getirmişti.

http://blog.milliyet.com.tr/erdal-ceyhan-hocamiza/Blog/?BlogNo=428116

Ne güzeldi sizinle yazışmak, sizinle dertleşmek, sizinle acıları paylaşmak.

Sizin bende hakkınız var, helal ediniz. Bizim sizde hakkımız var mı bilmiyorum. Varsa Ananızın sütü gibi helal olsun.

Bir Güneş kaydı, aydınlığa karanlık çöktü diyorum. Öğretmenlerin öğretmeni kıymetli Erdal Ceyhan siz bu dünyada sevildiniz, kendinizi sevdirdiniz.

Yüce Allah sizi cennetiyle sevindirsin. İnanın sizin gittiğiniz o dönüşü olmayan yolu bende özledim. Geldiğimizde Allah bizi sizinle orada da görüştürsün.

( Kim bilir belki ulaşır.) Size saygılarımı sunuyorum. Hürmetle ellerinizden öpüyorum. Kıymetli eşinize, kıymetli kayınvalidenize ve kıymetli evlatlarınıza sabır diliyorum.

Çok şeyler yazacaktım lakin yazamıyorum.

Kıymetli okurlarımıza saygılar sunuyorum.

Mehmet BURAKGAZİ / MERSİN