Kız arıyor oğlan anaları

Adamın evlenme vakti gelmiş kız arıyor kendine, şöyle helal süt emmiş, eli ayağı düzgün. İşini kurmuş, ev de almış iyi kötü, arabası da var ikinci el olsa da. Eksik kalan tek şey hayatında bir kadın.. Onu da bulacaklar inşallah eş dost bakınıyor etrafa.

Yakıştırmalar, uyuşturmalar birbirini kovalıyor.

Önce oğlanın anası gidip görüyor kızı çaktırmadan. Beğenirse kızı oğlana da gösterecekler. Yok eğer kaynana namzetinin gözü tutmazsa gelin adayını, oğlanın haberi bile olmuyor varlığından. Belki de uyuşabileceği bir hayat arkadaşını tanıyamadan kaybediyor peşinen..

Armut saplı, üzüm çöplü derken, nihayet kızlardan biri şeytanın bacağını kırıyor, müstakbel kaynananın olurunu alıyor..

Bu sırada kız görmeler nedense hep çaktırmadan yapılıyor, yani beğenilmezse kızın kalbi kırılmasın diye. Oysa kızlar ne anasının gözü. Çakmazlar mı manzarayı. Eve görücü gelecek de anlamayacak kız var mı bu zamanda memlekette.

Süsleniyor püsleniyor, çıkıyor endamını sergiliyor ön jüri! karşısında. Ön jüriyi geçerse sıra asıl jüri de yani aralarında oğlanın da bulunduğu aile efradında.

Kız bu kez daha derli toplu.

Oğlan da giyinmiş kuşanmış, görmeye gidiyor malı! pardon kızı.

Stres yüklü, gergin bir ortam, kız arada bir mutfağa gidip geliyor, ikili fısıldaşmalar. Oğlanın gözü kızın üzerinde, kız ellerini nereye koyacağını şaşırmış durumda, saatin tik tak sesleri davul tokmağı gibidir, 'tıp' oynarken görücü takımı.

Görmeye gelen oğlan ve efradı, gösteren kız, beğenmeye gelen oğlan, beğenilecek olan kız, evet ya da hayır mührünü basacak olan oğlan, damgayı yiyecek olan kız 'işe yarar ya da yaramaz' diye.

Bu görme olaylarında yaşanan en küçük bir anı bile ileri de çok çok abartılarak anlatılır, eğer hayatlarını birleştirmişse oğlan kız.

Kız kendini beğendirmek için kırk takla atar bazen, damat adayı makbul biriyse. Ya da kız güzelse, havalıysa, damat kıpır kıpır kıpırdanır, yerinde duramaz, inceldikçe incelir kızın karşısında.

Bakmalar, görmeler biter, oğlan tarafı eve döner, kız tarafının istediği zamanı vererek... Gönüllüyse kız oğlana, formaliteden 'bir kaç gün sonra cevabımızı vereceğiz', ya da 'biz de bir araştıralım' deyip, gönderirler görmeye gelenleri...

Oğlan kızı beğenmediyse ya da kız oğlanın tipini tutmadıysa, zaten ortamın havasından belli olur tavırlar, ve kahveler bitmeden tak sepeti koluna herkes kendi yoluna olur...

Bu arada oğlanla kızı bir odaya tıkıp, konuşturanlar da var, görücü gününde.

Merak ederim ne konuşurlar içeride, oğlanla kız.

Bence bön bön bakıp duruyorlardır.. Ya da oğlan kıza soruyor;

"Neden evleniyorsun?"

Kız cevap veriyor;

"Yaşım geldi, geçiyor, evde kalmaktan korkuyorum. Ve ya canım seks yapmak istiyor ya da, babamın evinden kurtulsam da daha rahat gezip tozsam diyorum."

Salakça bir soru, aynı şekilde cevaplar;

Kız da varlığını hissettirmek istiyor oğlana soruyor;

"Beni beğendin mi?

Oğlan açık sözlü;

"Beğendim beğenmesine de, burnun biraz kemerli, popon da küçük, hem ben kadında parmaklara çok önem veririm seninkiler dolma gibi..."

İçeriden ağlama sesleri geliyor. Oğlan söylediklerine pişman. Kız çıkıp gidiyor, koşaradım arka odalardan birine.

Görücüler, gösterenler aval aval bakıyor birbirine. Kış geliyor, kar yağıyor, buzdan insanlar ayaklarının ucuna basarak terkediyor kız evini, dut yemiş bülbül gibi..

İşte böyle...

Dahası da var ama, yaz yaz bitmez.

Oldum olası şaşar kalırım ben şu görücü gidenlere. Kız görmeye giden oğlanlara.

Ben kız olsaydım görücü tayfasına saçımın telini bile göstermezdim. Çünkü gelenler sadece bedenine bakıyorlar. Beyninde ne var, ruhun nasıl sormuyorlar, merak bile etmiyorlar...

Helal süt emmiş kız arıyor oğlan anaları.

Tamam kızın emdiği süt helal, anası babası makbul, temiz aile kızı da, yahu bu seradaki domates değil ki...

Ve kız arayan oğlan anaları, internetten hiç haberiniz yok mu sizin, çeşit çeşit, helali de var haramı da, Avrupalısı da var Amerikalısı da. Dünya küreselleşiyor, globalleşme diye bir şey var artık, bırakın konu komşu kızını oğlunuza Meksikadan, İngiltere'den Türki cumhuriyetlerinden kız arayın arayacaksanız.

Akrabalarımız dünya geneline yayılsın, uluslararası turizm artsın, ülkeye döviz gelsin. Boşu boşuna ne sıkıntıya giriyorsunuz, kapı kapı dolaşıp, girin bir internet kafeye...