Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

14 Ocak '14

 
Kategori
Gelenekler
 

Kız mı alınıyor, oğlan mı veriliyor?

Kız mı alınıyor, oğlan mı veriliyor?
 

Abluka altına alınan damat


Şehirlerde, son yıllarda evliliklerin biçimi belli. Evin oğlu, evlenecek yaşa geldiğinde ilişkisi olduğu kız arkadaşına evlenme teklif eder. Kız kabul eder ve kız-erkek aralarında bir çok şeye karar verir. Ama, geleneklere uygun olması için kendi ailelerine durumlarını izah ederler, organizasyon başlar.

Oğlanın ailesi belirlenen tarihte, kız evine gider, Allah’ın emriyle ailesinden kızı ister. Kızın ailesi de onlar birbirini tanımış, sevmiş, bize de vermek düşer gibi bir cevapla kızlarını verdiğini söyler. (Tabii aslında bu almak vermek kelimeleri biraz ağır olsa da böyle gelmiş, böyle gidiyor)

Bu tarihten sonra özellikle anneler tarafında gizli savaş başlar. Bu savaşın galibi 5 rauntluk bir boks maçı gibi düşünürseniz galibi bellidir, ama genellikle maç şu şekilde oynanır.

İlk rauntu oğlanın annesi alır, hele maddiyatta kız tarafına göre daha güçlüyse kız annesi bilerek yenilir. Evlilik hazırlıkları ile geçen bir dönem. Hakim taraf oğlan evi olduğu için, nasıl bir evleri olacak, eşyaları nasıl olacak, hatta ne takılacak gibi bir çok konu muammadır. Bunları çözmeye çalışmakla geçer.

İkinci raunt karşılıklı yoklamalarla, boşluklara vurmaya çalışarak geçer. Güç toplar, vurucu darbeleri sonraya saklar. Eksikleri tespit etmeye başlar. Ne alınmış, ne alınmamış, alındıysa hangi marka alınmış…  Bu arada kız evine düşen nişan törenini, ev de ya da küçük bir topluluğun katılabileceği bir yerde yapmıştır. Oradaki eksikleri oğlan evi pek dikkate almaz. Ama nişanda, takılan takı kız evi için gelecekle ilgili umutları veya umutsuzlukların habecisidir.

Üçüncü rauntta kızın annesinin kondisyonunun daha iyi olduğu, oyuna hakim olduğunu belli eder. Eksikler tespit edilmiştir, Düğün yeri, düğün yemeği, organizasyon hataları vs konuşulmaya başlar. Takılar pırlanta ise taş büyüklükleri, kalitesi kontrol edilmiş, beklentinin altındaysa dedikodusu yapılır.

Dördüncü rauntta maçı seyreden oğlanın babası bile yenileceğini anlar. Abluka altına alınmış, aman kazasız belasız bu işler bitsin noktasında hareket eder. Çünkü oğluda karşı taraf diliyle konuşmaya başlar. Biten düğün ve evlilik süreçleriyle ilgili eleştirileri sıkça konuşur.

Beşinci raunt, kız annesinin insafına kalıyor. İster bir yumrukta yere serer, isterse sayı ile galip gelmeyi tercih eder. Çünkü kızı ve damadı, büyük ihtimalle onlara yakın bir yerde oturuyordur, bolca gelip gitmeler başlıyor.İkisi de avucunun içindedir. Kızı sözcüsüdür.

Bu süreçleri kazasız atlatan çiftler evlenmeyi başarmıştır. Çok uzatmayayım, bütün bu süreçler normal sürüp, çocuk da olduysa evliliklerinin 2 yıl sonrasına bakın… Sonucunu ben söyleyeyim;

 

-       Ayda 10 kez birbirlerine gidiyorlarsa 9’u kızın ailesinedir.

-       Gittikçe oğlan evi ile mesafe açılır.

-       Birlikte maç izleniyorsa damat-kayınpeder izler,  

-       Çocukları olunca kızın annesi bakar, ilgilenir

-       …………….

 

Daha çok şey sayabilirim. Nereden mi biliyorum bunları? Çünkü ben kuyumcuyum. HErgün örneklerini izliyorum. Tabii genele yaymamak gerekiyor. Ama %80 böyle… İsterseniz sizde etrafınızdaki örneklere bakın.

 

 

 
Toplam blog
: 61
: 1072
Kayıt tarihi
: 08.02.13
 
 

Cengiz Ülkü 1966 yılı Manisa-Salihli doğumluyum. İlk, Orta ve Liseyi Salihli’de... Üniversite..