Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

07 Ocak '08

 
Kategori
Kitap
 

Kızıl hasat

Kızıl hasat
 

Dashiel Hammett, Çeviren: Sinan Fişek,

Metis Yayınları, Haziran 1993, 184 sayfa.

Hammett, polisiye pazarlarının içinde doğrudanlığı en yoğun olanıdır. Bunda kendisinin de detektiflik yapmışlığının payı yüksektir. Bir de, polisiye romanlarda adları sıkça geçen (ve kara eylemleri aklanan), meşhur Pinkerton ajanlığı yapmışlığı vardır ki bir rivayet o da bir sendika lideri öldürmüştür. Hammett, yaşama karamsar bir gerçekçilikle bakar ama bu bazı yerlerde zifiri karanlığın ötesi demektir. ABD Komünist Partisi üyeliği de yapmıştır, Mc Carthy kovuşturmalarına da uğramıştır. Ölmek üzereyken, yaşadıklarını yazmasını öneren, en eski göz ağrısı Lillian Hellman'a unutmaktan başka çaresi olmadığını söyler. Demek ki yazdıklarından ötesini de yaşamıştır.

Kızıl Hasat'a deyim yerindeyse, köpük köpük kızıl kan akar kardeşlerim. Sayın detektifimiz ise, tüm bunları kendisi yapmıyormuşçasına serinkanlıdır.

Mekan, Zehirkent (Poisonville) de denilen, Personville'dir (Kişikent). (Zaten roman boyunca ikisinin farkı giderek ortadan kalkar.) Hikaye; işadamları, polisler ve her zamanki gibi çekici kadınlar arasında gelişir. Habire insanlar öldürülür. Tabii ki katil uşak veya aşçı değildir. Küçük kasabalarda olduğu üzere, kişiler arasında karman çorman, kimin eli kimin cebinde belli olmayan, zehirli ilişkiler vardır. Pekala, katil maktul ve maktul katilin yerini alabilir.

Hammett, sapına kadar Amerikalı’dır. Hem maçodur, hem de centilmen. Roman kahramanları da kendisi gibidir. (Zaten kitaplarında otobiyografi özelliği hep ağır basar; ne de olsa insan yaşadığını yazar.) Amerikalı olmanın en büyük handikapı toplumsal bilinçsizliğidir. (Bununla sınıf bilinçsizliği kastedilmiyor.) Tüm amerikan yazarlarında aynı kusur vardır. Olaylar, sanki tepeden iniyormuşçasına gerçekdışı bir atmosferde geçer. Tarihsel derinlik olmadığı için, herşey çizgiromanlardaki gibi derinliksiz algılanır ve verilir. Aynı durum Hammett için de geçerlidir. İnsanlar kuklalar gibi davranırlar. Oysa anlatılan açıkseçik çıkar ilişkileridir. Detektifimiz, kendisi asla böyle durumlarla karşılaşmamışçasına davranır. Öyle olunca kahramanımız, tanrının kılıcıymışçasına, kafasına göre adalet dağıtır. Romanı, bir bakıma hoş kılan da bu masalsı havasıdır ama kitap bitince kaldırıp atarsınız ve ne okumuşsanız hemen unutursunuz ki Batı anlamıyla polisiye roman tam da bunun için yazılır.

Öyleyse; okuyun, eğlenin ve hoş vakit geçirin.

 
Toplam blog
: 2216
: 514
Kayıt tarihi
: 16.08.06
 
 

Serbest yazarım. 1960 doğumluyum. BÜ İşletme mezunuyum. ..