Kızılay

Kızılay dünyanın dört bir tarafında uçaklar dolusu, gemiler dolusu ve tırlar dolusu malzemeler. Filistin de, mısır da, Libya da, Afrika’nın başka ülkelerinde, Pakistan da, Malezya da nerde felaket Kızılay orada ne kadar güzel değil mi, en son Japonya da meydana gelen deprem Tsunami ve ardından nükleer felaket ve Kızılay dan açıklama geldi biz hazırız talep edildiğinde Japonya’ya yardıma hazırız. Buraya kadar içimize su serpen, insancıl ruhumuzu okşayan çok güzel gelişme ve uygulamalar.

Yardımları sorgulamak hiç de hoş olmaz, elimizin gücümüzün yettiğince yardım etmeliyiz bu çok doğal. Ancak Kızılay’ın çapının ne kadar olduğunu sorgulamalıyız. Tabi teknik olarak analiz edebilecek durumda değilim ancak vatandaş olarak görüyor ve gözlemliyoruz.

İçinde bulunduğumuz 2011 yılının mart ayı içinde Japonya da büyük bir felaket yaşandı ve yüz binlerce insan evsiz kaldı, iletişim kesildi, son açıklamalarla yaşamını yitiren iki bin kişiye bir o kadar daha eklendi daha da artacağı kesin İzlediğimiz o kıyamet gibi görüntülerin ardından 17 ağustos 1999 depremi ve 12 kasım düzce depremi aklıma geldi. Kızılay üzerine düşeni yapmaya çalışmıştı fakat imkanlar kısıtlıydı bir çok vatandaş haftalarca spor salonlarında çile çektiler. Çadır ve prefabrik barakalar yetersiz kaldı o gün bugündür de hala daha depremzedeler aradan 12 yıl geçmesine karşın normal yaşama dönemediler maddi ve manevi travma hala daha devam etmekte. Birkaç örnek vermek gerekirse Rize de heyelan oldu, Bulgaristan baraj kapaklarını açtı Edirne sular altında kaldı binlerce dönüm çeltik tarlaları imha oldu yüzlerce hayvan telef olmuştu. Ne önlem alındı? felaketzedelere ne ölçüde yardım edilebildi.

Milletimizin yardımseverliği malum bir çok insan komşularınca koruma altına alındı. Bu eksiklikler doğrultusunda sadece Kızılay kurumuna fatura kesmek haksızlık olur. Ancak Kızılay’ın dış olaylarda istiap haddini zorlayan ulaştırma masraflarının yani maliyetin götürülen yardımlardan kat kat üstüne çıktığını düşünürsek ve ülke içinde yaşadığımız felaketlerdeki yetersizliğini düşündükçe kafam karışıyor! Boyutları bilinmese de olası felaketlere açık bir coğrafya ya sahip ülkemizde Kızılay’ın stokları fazla eritilmiyor mu?

Düne kadar yolsuzluklara adı karışan yönetim bazında kişiler oldu. Çadır ve battaniye ile diğer ısıtıcı ve dondurulmuş gıda v.b gibi stokların bulunduğu depoların içler acısı hali ekranlara gelmişti. Bugün şeffaf bir yapıya kavuştuğu söylenen kurumumuz dilerim olmasını asla istemediğimiz bir afetle karşılaştığında, geçtiğimiz dönemlerdeki eksiklerini gidermiş olur ve dışarıda aslan içerde kedi olmaz.