Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

02 Aralık '10

 
Kategori
Bilişim
 

Kızılca Kıyamet: Bilişim Kıyameti

Kızılca Kıyamet: Bilişim Kıyameti
 

İşte nasıl Kurban Bayramları gönlümüzdeki İsmailleri Tanrı oluna admayı simgeliyorsa bilişim kıyamet


Çağrıştırdığı bir çok düşünceler olması nedeniyle her olay bir simgedir. Kutladığımız bayramlar da birer simgedir: Kurban Bayramının benim beynimde simgelediği çok özel bir anlamı vardır. Kurban Bayramı peygamber babası Hz. İbrahim’im peygamber oğlu Hz. İsmail’in yerine koç kesmeyi anımsatan bir olay değildir yalnızca. Yıllar sonra yaşlılığında dünyaya gelen biricik oğlunu, yine gözünü hiç kırpmadan evrende en çok sevdiği ve bütün buyruklarına hiç gücenmeden boyun eğdiği Tanrı’sına adama girişimidir. Bu demek ki yüreğinde çocuk sevgisiyle yanıp tutuşan yaşlı bir babanın oğlunu hiç gözünü bile kırpmadan yine ona geri vermeye evet demesidir.

Kurban Bayramı yüreğimizdeki İsmail'lerin kesilmesi gerektiğini simgeler. Yüreğimizde ne sevgiler vardır... Varlık sevgisi, eş sevgisi, konum ve ün sevgisi... İşte benim yüreğimde, benim beynimde Kurban Bayramı her şeyden daha büyük, en büyük olan Tanrı’mız yoluna bütün sevdiklerimizi adamak demektir...

Ya kıyamet neyin simgesidir benim beynimde ve yüreğimde? İşte bu öyle çarpıcı bir simge ki kıyametler koparıyor anımsayınca yüreğimizde.

Düşünebiliyor musunuz? Kıyamet anında küçük büyük yaptığımız, işlediğimiz bütün eylemlerimizin yazıldığı bir defterde elimize verilecek. Ve yüreğimizin en derinliklerinde sakladığımız en saklı duygularımız ve düşüncelerimiz de ortaya çıkarılacak! Düşündükçe bizi huzursuz eden, ve rahatsız oldukça bilinçaltına ittiğimiz en saklı uygu ve düşüncelerimiz de ortaya çıkarılacak. Ne korkunç bir sahne... En yakın dostlarınıza karşı işlediğiniz, onlara karşı bağlılığımızın gerçek olmadığı da ortaya çıkacak. İçimizden boğasımız geldiği halde çevremize yaydığımız yalancı gülücükler ve sevgiler de ortaya çıkarılacak... Ne korkunç, ne yürek yakıcı bir görüntü değil mi bu? Ve biz bunun bilincinde olduğumuz için kendimize çeki düzen veririz. Yüreğimizin içini belki günde en az beş kez alt üst eder ve bozuk düşünce ve kurallarımızı düzeltmeye çalışırız. Düzeltemezsek geceleri hiç bir kimsenin göremeyeceği zamanlarda göz yaşı döker, döktüğümüz göz yaşlarımızla yüreğimizi yıkamaya ve bu pisliklerden arındırmaya çalışırız. Ölmeden ölmek ve kendimizi sorguya çekmek bu olmalı.

Wikileaks bence kızıl kıyameti kopardı. Ne var ne yok hepsi ortaya dökülmedi ama ciddi huzursuzluklar ortaya çıkaran, dost görünenlerin arasını açan birinci bomba atıldı. Bu bir ses bombası olabilir. Olay çevresine toplananlara ölümcül etki gösterecek ikinci gerçek bombalar gelecektir kuşkusuz. Belgelerin daha çok azı yayınlandı. Dünya bu kadar karıştı. Bu kıyametin, bu depremin artçılarının geleceğini adımız gibi biliyoruz. Gelecektekiler daha yıkıcı da olabilir büyük olasılıkla.

Hiç kimsenin kuşkusu olamaz... artık bundan böyle uluslararası ilişkiler eskisi gibi olmayacak. Herkes duyduğu sözlerin ne kadar gerçek olduğunu merak edecek. Sanki bir maskeli balodayız ve dansettiğimiz eşimizin maske gerisindeki gerçek yüzünü öğrenme isteği içimizi kemirecek. Hep herşeyden kuşkulanacağız. Belki bu güvensizliğin daha korkunç sonuçları ortaya çıkacak. Bilişim bombardımanın da taşlar bu kadar yerinden oynamışken korkarım küresel yöneticiler ve önderlerin kuşkuları bir dünya savaşına yol açmasın! Bütün savaşlar küçük bir öfke kıvılcımıyla ortaya çıkar. Bu bilişim bombası bu kızıl kıyamet bütün doğru bildiklerimizi alt üst etti. Beyinlerimizde yer sarsıntısı var. Bir yerlerden katmanlar kopacak gibi. Yerin derinliklerinden homurtular geliyor.

İşte nasıl Kurban Bayramları gönlümüzdeki İsmail'leri Tanrı oluna adamayı simgeliyorsa bilişim kıyameti Wikileaks de benim yüreğimde o kızıl kıyameti, o korkunç günü, hiç bir şeyin gizli kalmayacağı, bütün herşeyin gerçek yüzüyle ortaya çıkarılacağı o korkunç günü simgeliyor. Ve Wikileaks bilişim kıyametini anımsadıkça kendi kıyametimi de anımsayıp yüreğim ürperiyor, yüreğim ağzıma geliyor!

 
Toplam blog
: 32
: 1827
Kayıt tarihi
: 07.08.10
 
 

1954 doğumluyum. Mersin'de doğdum. Emekli İngilizce okutmanıyım...