Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

05 Temmuz '07

 
Kategori
Psikoloji
 

Kızımız aşık olmuş...

Kızımız aşık olmuş...
 

Haziran ayının ortaları. Bu yıl sıcaklar erken başladı. Hattâ doğru dürüst, şöyle karıyla, yağmuruyla ağız tadıyla bir kışı yaşamadan yaz geliverdi. Zaten, çoktandır baharları yaşamaz olmuştuk.

Haziran ayı öğrenciler için dert ayıdır. Tabi ki veliler için de. Bu ay da okullar yaz tatiline girerler. Bu ayda bütün sınavlar yapılır.

Kızımızın ilk dönem karnesi çok güzeldi. Matematik bile çok iyi idi. Lise ikinci sınıfta okumasına rağmen sosyal bilimlerden fen bilimlerine karnesi çok güzeldi. Ama, ne olduysa oldu, ikinci dönem notları büyük bir düşüş gösterdi. Hayır, yine kırık notları yoktu ama durumu ortalardaydı. Ama, bu durum gelecekte gireceği üniversite sınavlarını da etkileyecekti. Bunun mutlaka bir nedeni olmalıydı.

Kızımızın kırıtik sorunları annesi tarafından çözülür. Öyle ya babaya herşey anlatılmaz. Anlatılmaz gibi görülür de, kız annesine, annesi de babasına anlatarak, kızımızın derdi paylaşılır. Aslında kızımız da durumun farkındadır. Yani, o da bilmektedir ki annesine anlattığı her şey, akşam olduğunda "yatak sohbetlerinde" babaya da anlatılır.

Düşen notların nedeni kısa zamanda anlaşılır: Kızımız aşık olmuştur.

Bizlerin gözünde hâlâ çocuk olan kızımız büyümüştür. Birgün belki de elinde olmadan bir gence tutuluvermiştir. Gidip bir yerler de sohbet etmişlerdir. İlk kez babasından başka bir erkeğin elini tutmuştur. Bir ayrılış saatinde sevdiği erkek belki de bir buse kondurmuştur dudağına. O küçücük ve herkesden gizlice kondurulan buse aklını başından almıştır kızımızın. İlk kez yüreğinin sevdiğini anlamıştır. Okul yolunda sevdiği erkeği düşünmüştür hep. Gözleri hep sevdiğini aramıştır kalabalık okul koridorlarında. Evde ailece yemek yerken gözleri dalıp gitmiş, yüzüne minik ve "yaramaz" bir gülücük konmuştur. Biz büyükler farkına bile varmamışızdır kızımızın aşk ızdıraplarını, sevinçlerini, mutluluklarını.

Biz kızımızı hep küçücük sanırız. O büyür. Büyür, belki kendisi de farkına varmaz. Oturuşu, kalkışı, gülüşü hâlâ çocuksudur. Tâ ki yüreğine aşk heyecanı düştüğü zaman anlar büyüdüğünü. Çünkü aşk çok karmaşık duygularla biner yüreğine. Sevmek düşünmektir sevdiğini. Sevmek hiç ayrılmak istememektir sevdiğinden. Severken büyük bir hızla geçer zaman. Sevdiğini kıskanmaktır sevmek. Sevmek aklın, mantığın tatile gönderildiği anlardır. Bir şarkı dinlemektir sevmek. Oturup bir denizin kıyısında sevgiliye sarılmaktır sevmek. Güzel bir şiiri paylaşmaktır sevmek. Sevgiliyle herşeyi paylaşmaktır sevmek. Sevmek ve sevgili varken akılda, derse kendini verememektir sevmek.

Bırakın okulu, dersleri, öğretmenleri bir kenara. Kızımız aşık olmuş, sevmeyi ve sevilmeyi öğrenmiş. Yani, insan olmayı öğrenmeye başlamış. Atın ders kitaplarını bir tarafa. Yırtın karneyi, bırakın not ortalamalarıyla boğuşmayı. Silin kafanızdaki sayısal ve sosyal puanları hesaplamayı. Herşey, ama herşey er ya da geç yeniden elde edilir. Ama, ilk gençlik asla geri gelmez. Bırakın kızımız doyasıya gezinsin sevginin ve aşkın fırtınalı yollarında.

Bu yolda ders notları düşmüş, umursamayın.

Kızımız aşık olmuş, ne mutlu.

 
Toplam blog
: 278
: 3275
Kayıt tarihi
: 26.05.07
 
 

İstanbul'un Kadıköy ilçesinde doğdum. Bir daha da Kadıköy'den ayrılmadım. İstanbul Üniversitesi, Ede..