Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

21 Aralık '08

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Kızları da alsınlar artık askere

Bir başka amaç ile istemişti Erkin Koray, kızların askere alınmasını. Bir erkek sürüsünün onlarsız yapamayacaklarını bildikleri için dile getirmişti o dönemler. Zaten günümüzde de bunu dile getiren olsa olsa tüm erkekler ve bir kaç bayan belki.

Her ne kadar altında yatan neden farklı olsa da hani neden olmasın demek geliyor içimden.

Ülkemiz coğrafyası çok büyük farklılıklar gösteriyor doğusundan, batısına; güneyinden, kuzeyine. Bu coğrafya üzerinde aynı oranda birbirinden farklı o kadar da kültürel çeşitlilik bulunmakta. Hangimiz ne kadarının farkındayız?

Tüm ömrü boyunca doğduğu köyden çıkmadan ölen kaç kızımız olmuştur, hiç düşündünüz mü? Hiç düşündünüz mü elini sıcak sudan soğuk suya değdirmemiş kızlarımızın köylerinde yaşam mücadelesi verenler için yaptıkları feminizm savaşının tutarlılık derecesini? Ya siz, televizyonunuzun dışında Anadolu'dan veya Trakya'dan bir köye gittiniz mi?

Bu yazımı okuduğunuza göre ya evinizde bir bilgisayarınız var ya da size bunu bir şekilde ulaşmasını sağlayan bir belge geçer. Yani paranız var. Biraz da zamanınız olduğunu düşünelim, düşünelim ki ülkenizde birkaç yeri de turist olarak gezdiniz. Hatta hızınızı alamadınız başka ülkelerin topraklarında turist oldunuz ve tanıdınız o topraklarda yaşayan insanlardan bir kaçını.

Aynı toprak üzerinde yaşayan farklı kültürel yaşama sahip olan insanlar ancak belirli ve ortak ülkü ile yurttaş olabilirler. Her birinin ortak çıkarı onları yurttaş yapar. Bu yurttaş topluluğu da ulus devleti kurar. Tek devlet, tek bayrak, tek millet.

14-15 yaşlarında evlendirilen kaç kızımız olduğunu biliyormusunuz. Zorunlu olan (ne kadar zorunlu olduğu da tartışılabilecek bir durumdur) ilköğretimin tamamlanmasını dahi güçlükle bekleyen ebeveynlere ne kadar karşı durabilmişlerdir.

Çok yaygın bir deyiş vardır evlenmek isteyen genç erkekler için "önce askerlik". Bu nedenledir ki 20 yaşın altında evlenen erkek sayısı çok azdır. Ya kızlar için de aynı şey söylenmeye başlarsa?

Büyük şehirlerde doğmuş el bebe, gül bebe büyütülmüş bir genç kızın eşinden boşandıktan sonra kendi ayakları üzerinde ne kadar durabildiğini düşünüyorsunuz? O zaman kadar ekmek parası kazanmak için hiç kimsenin ağız kokusunu çekmek zorunda kalmamış ki (eşi hariç). Hep kendi söylediğinin doğru kendi isteklerinin ve ihtiyaçlarının vazgeçilmez olduğunu düşünen insan hiçbir arkadaşı için bunlardan vazgeçmek zorunda kalmış mı ki?

Hayatında dağ görmemiş bir insana ülkesinin dağlarının önemini korunması gerektiğini ve aynı şekilde deniz görmemiş birine ne kadar anlatabilirsiniz. Ömrü boyunca ezilmemiş bir kadına ezilmişliği ne kadar anlatabilirseniz işte o kadar.

Yapılması mecburi olan herşeye karşı bir anti-pati duyar insan. Yapmak içinden gelmez. Eziyetten başka bir şey değildir bütün bunlar. İnsanın yapası varsa da yapmayacağı tutar. Ama bazı zorunluluklar vardır ki gerçekten zorunluluktur. Öğretmenlik, savcılık, doktorluk gibi istihdam sıkıntısı yaşanan mesleklerde rotasyon zorunluluğu olmasaydı eğer kim gidecekti gidilmek istenmeyen yerlere.

Yokluklar, yoksulluklar içerisinde ezilmeye mahkum olmak onların alın yazıları mı? Alın yazıları mı karın ağrısından ölmek. Ölmese de mahkeme yerine cezasını kesen töre alın yazıları mı? Bir kısır döngüdür yaşanan, ben gidip görmeyeceğim onların nasıl yaşadıklarını bilmeyeceğim. Zaten onlar da benim nasıl yaşadığımı bilmiyor ne zararı var mı diyeceğim. Yoksa onların benim yaşadıklarımı, yaşadığım yerleri çektiklerimi görmesi ve benimle kol kola aynı savaşı vermesini mi sağlayacağım? Böyle gelmiş böyle gitsin mi diyeceğim?

İçeriği ve süresi tartışılabilecek (uzlaşı sağlamak adına) mecbur tutularak tüm ayrıntıları ile düşünülerek hazırlanmış kısa süreli kızların askerliğinin neleri değiştirebileceğini, nelerin başlangıcı olabileceğini lütfen hayal edelim.

Aslında bunları düşünmemişti o şarkının sözlerini yazarken Erkin Koray. Ama ben şimdi inanarak ve detekleyerek diyorum ki "kızları da alın artık askere".

Belki böylelikle kurtulabilirler, yobazların ellerinden, belki böylelikle kurtulurlar el bebe, gül bebe yetişmekten, belki böylelikle kurtulurlar 15 yaşında anne olmaktan.

 
Toplam blog
: 71
: 606
Kayıt tarihi
: 18.12.08
 
 

1967 Yakacık doğumluyum. H.Ü. Edebiyat Fakültesi'nde 2 yıl öğrenimden sonra İ.Ü. Arkeoloji ve San..