Kızma birader!

Kızma be birader...

Sana değil sözüm.

Herşeyi olması gerektiği gibi yaşa...

Oluruna bırak hayatı...

Ne de olsa birgün sihirli bir değnek sana dokunur ve her işin yoluna girer...

Düşünme artık boşver...

Maaşın harcamalarına yetecek mi?

Bu kışı nasıl geçireceksin?

Faturalarına nasıl yetişeceksin?

Bebeğinin bezini en ucuza nerden alabilirsin?

Dolmuş ücretleri bile %40 zamlanırken %4 zam alabilecek misin?

Hasta olan büyüklerininin sağlık giderlerini karşılayabilecek misin?

Ya arabanın benzin, mazot parasını  nasıl bulacaksın?

Bu kadar şeyin üstüne bir de liseye yeni başlayan çocuğunun okul masraflar ne olacak?

Bir de ayakkabının burnu açılmış sanırım, acaba onu tamir mi ettireceksin? Yoksa değiştirecek misin?

Evet bunların hiçbirini düşünmene gerek yok birader...

Sen sana altın tepsilerle sunulan kokmuş yemeğini yemeye devam et...

Yemeğini yerken de şunları unutma!

Şike yasası geçer mi, geçmez mi?

Fenerbahçe küme düşer mi düşmez mi?

Nihat doğan gerçekten suçsuz mu?

İsraille savaşacak mıyız?

İran, suriye, libya, mısır buralar bizim iç meselemiz mi?

Kılıçdaroğlunun ayağını kaydırıp yerine kimi getirecekler?

Vicdani ret gelecek mi?

Bedellinin bedeli ne zaman ödenecek?

Fatmagülün suçu ne?

Bugün ne giysem?

Hangi ünlü kiminle beraber?

Yetenek siz misiniz?

Bu soruların cevabını bulmaya çalış...

Korkma üç yanlış bir doğruyu götürmüyor...

Sadece bütün doğru cevaplar ömründen ömür götürüyor...

Senin de, o canından çok sevdiğin ülkeninde...

Sen yine de...

Kızma birader...

Sana değil sözüm...

 İsmail OKAT