Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

10 Nisan '09

 
Kategori
Siyaset
 

KKTC iradesi üzerinde herkes oynuyor

KKTC iradesi üzerinde herkes oynuyor
 

herkesin elinde oyuncak olmuş bir irada nasıl irade olur ki?


İRADEMİZ YALELLLİ

Hani meşhur bir söz vardır halk arasında “arabın yalellisi gibi” derler.

Yani, bitmek tükenmek bilmez bir laf curcunası. Yani, bıktıran usandıran bir laf döngüsü.

Bir seçim süreci içerisinde görüyoruz ki yaşanmamış kirlilik kalmamış.

30 yıldır ayni yalelliler gündemde...

Uzaktan ya da yakından, gelen geçenin milli irademizin ayarını bozduğu yaşadıklarımızla aşikar ortada.

Siyasilerin katıldığı her televizyon programında bir başka kirlilik ortaya çıkıyor.

İddialar ve iftiralar yanında ciddi boyutta bir kokuşmuşluk sözkonusu.

İrade dediğimiz o hür irade yerinde, artık yeller esiyor. Kim kime, hangi baskılarla, hangi tehditlerle hangi yalan vaadlerle, etki ediyor gerçekten belli değil.

Özgür irademizin özgürlüğü kalmamış adeta.

Sonra da bir suçlu arıyoruz. Adına da “dış müdahaleler” diyoruz, peki ya bu oyuna alet olan, izin veren, içteki bizlere ne demeli? Görüyoruz ki geçmiş seçimlere de müdahale edilmiş. Hem de sadece Kıbrıs’ın değil Türklük dünyasında çok önemli bir yeri olan lider Denktaş’a karşı gerçekleştirilen Ergenekon müdahalesi iddiaları da haftanın en bomba haberiydi.

Dışı güzel görünen, çürümüş bir elmanın, içinde kaynayan kurtlar misali ...

Bir de iradeden bahsediyoruz. AB bir taraftan, ABD diğer taraftan, dünya güçleri yanında Güney Kıbrıs ve hepsinin yanında bir de Ergenekon çıktı ortaya...

Kim ellememiş ki birim irademize?

Ya medyanın marifetleri? Seçmeni yönlendiren taraflı basın oyunlarına ne demeli?

Ama “İrade” diyoruz da ağzımız doluyor. Oysa bir bilinmezlik içinde yaşam sürdürüyormuşuz bunca zaman.

Maalesef oylarını etiketlendirmiş, piyasa yapanlar da var içimizde..

Beynimiz dünyamızı farklı algılıyormuş bunca zaman.

Neden-sonuç ilişkilerinde bir “denek” olduk da farkında değiliz...

Havaya biri bir taş fırlatsa o taşın bir menfaat olduğunu sanıp birbirimizi öldürürcesine kapma yarışına gireceğiz..

Canımız su içmek istese kendi sürahimizdekini değil, başkasına ait olanı içme geleneğini bile yarattık.
Bu kadar mı değişime uğrar insanoğlu? Bu kadar mı bilinçsizleştirilir?

Şaibesiz bir seçim yaşamayacak mıyız?

Sadece KKTC müştereğimiz için olsun temiz siyasetin yolunu açmalıyız.

Seçmen iradesinde bir kılçık kusur dahi ayıptır.


Bizde kılçıktan, öte mertek olmuş, gözümüze bata bata giriyor ayıplar da kimse birşey yapamıyor.

Belli ki utancın ne olduğu unutulmuş.


Siyasi etiği bir izmarit misali üzerine basıp ezdik, geçtik. Peki nerede bu ülkenin Hukuğu?

Yoksa sadece “güçlülerin hakim” olduğu bir düzene teslim mi olduk?
Ekonomik kriz var da hukuk krizi mi yok ülkede? Yıllardır değişmeyen güncelleşmeyen yasalar yüzünden mağdur olan vatandaşların haklarını bu dünyadan göçtükten sonra mı iade edeceksiniz?

Yolsuzu, hırsızı ve haksızı koruyan düzeni ne zaman adaletin sağlandığı düzene dönüştürebileceğiz?

Bütün bu krizler ruhlarımızda katlanarak büyüyor ve toplum psikolojisi gittikçe daha da bozuluyor..

Bu ülkede yaşananların bize kaybettirdikleri inanın hesaplanabilir değildir artık.

Özgür irademizi güncelleyenler, performansımızı da istedikleri şekilde düşürmeyi başarmışlardır.

Dolayısıyle , herkesin yalellisindeki hedef ayni.. Sadece iktidar olmak.
KKTC aslında çok şansız bir ülke...Dünya kadar insanın hayatını vererek, canla başla mücadele ederek kurduğu bu genç devlet, yine kendini yaratanların, içteki kavgalarıyla kemirilip yıpratılıyor. Kendi ülkemiz üzerinde herkesin oyun oynamasına izin veriyoruz . Yazık değil mi?

Demokrasiye ve iradeye olan saygı bu mu ? İşte bu saygısızlık , maalesef, “kusursuz bir irade” değil “yalelli bir irade” ortaya koyuyor.
Oysa , evrendeki herşey kurallar dahilinde gelişiyor ve maddeler arasında determinist bir ilişki sağlanıp hataya yer verilmiyorsa, bir devletin de en iyi şekilde yönetilebilmesi ve ileriye gitmesi için hatalara son verilmesi şarttır.
.

Dolayısıyle seçilecek olanın, sevinmeden şımarmadan önce bu topluma ve bu ülkeye nasıl hizmet edeceğini iyi düşünmesi ve planlaması gerekir.

Çünkü seçim sonucu öyle bir iradedir ki; size yetkilerle donatılmış oturacağınız bir koltuk sunar.

Siz eğer, o koltuğa oturur da gereğini yerine getirecek ağırlığa sahip değilseniz, ayni irade o koltuğu altınızdan çok kolay alır.

Dolayısıyle “yalellilerinizi” ona göre sıralayın... Hani yalanla kimse bir yere varamaz gerçeğini unutmadan...

Emine Sütcü

10 Nisan 2009

 
Toplam blog
: 62
: 707
Kayıt tarihi
: 18.11.08
 
 

1962 dogumluyum. Doğu Akdeniz Üniversitesi mezunu bilgisayar programcısıyım. Mesleğim gereği birçok ..