Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

07 Kasım '21

 
Kategori
Kitap
 

Klasik iki Yazar ve Türkiye

Elimize roman aldığımız olmuştur, kalın kalın kitaplardır, ama o romanın nasıl  yazıldığını, ne emekler verildiğini bilmeyiz, düşünmeyiz de.

Bu romanlar kolay yazılmıyor.

Mesela Agatha Christie (15 Eylül 1890 – 12 Ocak 1976), konusu İstanbulda bir roman yazmak için 6 yıl, 1926 ile 1932 yılları arasında İstanbul’da kalmış.

Nerede diye merak edenler olabilir.

Taksimdeki Pera Palas oteli’nin 411 numaralı loş bir odasında kalmış, romanı burada 6 yılda yazmış.

Romanın adı da “Doğu (Orient) Ekspresi'nde Cinayet”. Tüm dünyanın kanını donduran bu romanı bilen blog okurları vardır mutlaka.

Bu romanı yazmak için İstanbul’da 6 yıl yaşayan Agatha Christie, hala bilinmeyen, gizemini koruyan  durumlar da var.

Bir kayıp zaman var.

Şöyleki, Agatha Christie İstanbul’da yaşadığı zamanlarda 11 gün kayıp oluyor.

Tanınmış biri olduğu için İstanbul’un o zaman ki ileri gelenleri, emniyet seferber oluyorlar, ünlü yazarı arıyorlar, ama bulamıyorlar. Sonunda yazar bir gün, çıkıp geliyor. Soruyolar, ona, “Neredeydiniz? Diye, cevap vermiyor, bununla ilgili çeşitli söylentiler de var. Ama sonuç olarak, hala bu 11 günlük kayıp zamanda yazarın nerde olduğu hala bilinmiyor.

Agatha Christie ile ilgili, yine İstanbul üzerine başka bir olay daha var.

Agatha Christie bu gümlük kayıp zamanını nerde geçirdiği söylemeden 1976  yılında ölüyor. 3 yıl sonra, bu 11 günlük kayıp zaman, ABD de Warner Brothers şirketinin dikkatini çekiyor. Bunu medyumla çözeceklerini düşünüyorlar. Komik ama, gerçek bir durum bu. 1979 yılında o zamanlar, ABD’de ünlü olan bir medyumdan yardım istiyorlar. Sonra Warner Brothers film temsilcileri, yerli ve yabancı gazetecilerden oluşan bir yabancı topluluk, 7 mart 1979 günü Pera Palas'a geliyorlar. Saat 17.00'de 411 no'lu oda da ABD ile telefon bağlantısı kuruluyor. , Medyum “odanın yer döşemlerinin sökün” diyor.

Söküyorlar. İlginç bir durum ortaya çıkıyor. 

Kapının dip tarafında duvar içerisinde 8 santimetre boyunda paslı bir anahtar bulunuyor.  Anahtarı ABD e götürmek isterler İstanbul’a gelen film şirketi yöneticileri, ama para konusunda anlaşılamaz, otelin o zaman ki sahibi Karadenizli bir şirketdir. Büyük para ister, şirket bu parayı veremez, anahtar İstanbul’da, Türkiye de kalır. Şu anda nerdedir acaba?

Roman yazmak için Agatha Christie, ülkemize gelmiş, 6 yıl kalmış, ama gelmeden ülkemizle ilgili roman yazan, başka ünlü yazarlarda var.

Fransız Jules Verne (8 Şubat 1828 – 24 Mart 1905). "İnatçı Keraban" romanında hiç yaşamadığı, 1800’lerin Osmanlı coğrafyasını anlatmış.

Roman 1883 yılında basılmış.

Hollandalı bir tüccar olan Jan Van Mitten ve uşağı Bruno'nun heyecan dolu maceralarını işlemiş. Konusu da şöyle, bir Ramazan günü İstanbul’a gelen tütün tüccarı Van Mitten ile uşak Bruno’nun dikkatini çeken ilk şey oruç nedeniyle sokakların boş olmasıdır. Bu bilgiyi Jules Verne, acaba nerden aldı?

Akşama kadar dolaşırlar, açık lokanta bulamazlar. Romanda eski kafa bir tütün tüccarı ve dünyanın en inatçı adamı olarak nitelenen Keraban, misafirleri sandalla Üsküdar’daki konağına götürmek ister. Keriban belki de Kezbandır, ama romandaki Kriban arakteri erkek. Karşı geçmek isten grup, imparatorluk görevlilerine takılırlar, zira sandalla karşıya geçenlere ek vergi konulmuştur. Görevliler fark parasını isterler. Keriban da 10 para değerinde olan bu vergiyi ödememe konusunda kararlıdır. İnatta inat zaten. Sonra Keraban Ağa, misafirleri, evine karadenizi dolaşarak götürmeye karar verir. Uşak Bruno ve efendisi Van Mittel’i ile Keraban tüm Karadenizi dolaşarak, Anadolu yakasına Üsküdar’a gelirler.

Bu hayali yolculukda, Bakırköy, Edirne, Bulgaristan, Romanya, Ukrayna, Gürcistan geçilip, Türkiye’ye gelinmiştir. Dolasıyla ülkemizden İstanbul’un yanı sıra Hopa, Pazar, Arhavi, Çayeli, Trabzon, Giresun, Sinop, Ereğli ve Sakarya şehirleri 140 yıl önceki hallerinden, hayali de olsa de bu  romanda bahsedilmektedir. .

 
Toplam blog
: 718
: 2690
Kayıt tarihi
: 13.07.06
 
 

Tıp alanında doktor olarak çalışmaktayım, beyin cerrahi uzmanıyım..