Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

01 Ekim '13

 
Kategori
Siyaset
 

Klavyeye değil, klavyeyi kullanana özgürlük getir.

Klavyeye değil, klavyeyi kullanana özgürlük getir.
 

Sn. Başbakan açıklama yaparken ne düşünüyordu acaba?


Başbakan paketi açarken bu son değildir bekleyin dedi. Anlaşılan Ergenekon gibi bu paketin de dalgaları olacak. 1. Dalga.2.Dalga 3.dalga ve diğerleri. Ergenekon’da sabaha karşı baskınlarla her dalgada komutanlarımız, bilim adamlarımız, gazetecilerimiz, aydınlarımızın çoğu tutuklanarak zindanlara kapatıldı. Dalgalarla Cumhuriyet ve Atatürk ilkelerinin yılmaz savunucusu olan Türk Ordusunun içini oyarak orduyu tasfiye etmiş, kendisine bağlı bir ordu yaratmıştır. Bundan sonra gelecek yeni paket dalgaları ise Türk Milletini toptan esir almaya dönük olacaktır.

Nasıl mı?

Atatürk’ün çağdaş Türkiye’sinden şeriata adım adım yol alan bir ülkede özgürlüklerden nasıl söz edilir ki?

Bu bir son değildir demekle “bekleyin bakalım ey Atatürkçüler daha neler yapacağım sizlere “ demek istemektedir.

Günlerdir sır gibi saklamaya çalıştıkları paketten bildiğimiz Atatürk düşmanlığı, rejim düşmanlığı bunun yanı sıra PKK’nin istekleri çıktı.

Bu paketler aslında halkı yavaş, yavaş, alıştırarak, sindirerek Kürt açılımı, demokratik açılım, daha fazla özgürlük aldatmacaları Amerika’nın Türkiye’yi bölme planlarının bir bölümüdür.

Tayyip Erdoğan bir aktör gibi rolünü çok güzel oynamaktadır.

 Adnan Menderes, Turgut Özal ve Erbakan’a 75 milyonun önünde minnettarlığını açıklaması gerici, tarikatçı ve Atatürk düşmanlarına bir mesajdı. Mustafa Kemal Atatürk’e minnet duyacağı yerde bu kişilere iltifat etmesi halkı yönlendirme istencinden başka bir şey değildir.

Başbakan yıllardan beri dini saptırarak kendi çıkarına kullanmış ve ben Müslümanım laik değilim demiş, laikliğin dinsizlik olduğunu beyinlere işleyerek, halkımızı dindarlar laikler diye bölmeye kalkmıştır.

Daha sonraları alt kimlik, üst kimlik diyerek bir ucube ortaya atmış Kürt vatandaşlarımız ile Türklerin arasını açmaya çalışmış ve Türkiye’yi içinden çıkılmaz bir kördüğüm ile karanlıklara götürmeye kalkmıştır.

Başbakanın amacına ulaşmak için Amerika’dan sonra terörist başı ile masaya oturması, yol haritasını birlikte hazırlaması Türkiye’yi bölme pahasına sözler vermesi Türk Milletinin değil kendi çıkarı için olmuştur.

                                                                      ****

Başbakan“Demokratikleşme paketi halkın yüzünü güldürür, darbecilerin uykusunu kaçırır! Dedi.

Söylediği bu sözler aslında cumhuriyetine, Atatürk ilkelerine sahip çıkan herkesedir.

Zira ona göre kendisine biat etmeyip muhalefet eden, rejimi korumak isteyen herkes darbecidir.

Türkiye’de değişimin önündeki en büyük engel 27 Mayıs'ın o karanlık gölgesidir”dedi ama 12 Eylül’den ve yollarına gül döken Evren’den işine gelmediği için hiç bahsetmedi.

Şimdi soruyorum, ” yetmez ama evet diyen evet ’çiler” bu durumu hiç merak etmezler mi acaba?

Oysa referandum yapıldığında 12 Eylül yasalarından kurtulmaktan, özgürlüklerden söz eden Erdoğan şimdi tam tersini yaparak neredeyse halkı 12 Eylül’ü aratır duruma getirdi.

Kenan Evren yasalarını değiştirmek şöyle dursun, o yasaları daha da katılaştırarak tam bağımsızlıktan bağımlı bir ülke yaratmak konumuna geçmiştir.

                                                                            ****

Başbakanın özgürlük anlayışı sırf kendisi içindir. Zira şu anki konumu, tek adam olması, padişahta bile olmayan yetkileri kullanması kendisine yetmemektedir.

Gezi olayları ile başlayan halk hareketi ve PKK ye verdiği sözler tahtını sallamaktadır. Çabaları hem PKK yi memnun kılmak dolayısıyla kendisini resmen sultan ilan etmek içindir.

Başbakanın rejim aleyhine yaptığı işlevler, Türkiye Büyük Millet Meclisinde ettiği yemine sadık kalmayarak Atatürk Cumhuriyetini yıkma  isteğidir. Aslında Yüce Divanda yargılanmasını gerekmektedir.

Günümüzde başbakanı yargılayacak merci neredeyse kalmamıştır. Türkiye’de hukuk, yurt savunması, kolluk güçleri ve meclisteki çoğunluğu ile büyük bir güç olmuştur kendisi.

Bu gücü ancak halkın gerçekleri görüp birleşmesi ile kırmasından başka çare kalmamıştır

                                                                      ****

Sanki bir sırmış gibi muhalefetten ve halktan, hatta kendi bakanlarından, milletvekillerinden bile saklayarak İmralı’daki zat ile birlikte hazırladığı paket içinden Atatürk düşmanlığından başka bir şey çıkamamıştır.

En kısa yoldan söylemek gerekirse, çocuklarımızın ulusumuzun bütünlüğünü sağlayan Andımızı kaldırması, türbanı yasallaştırması ve irticanın yolunu açması, ana dilde eğitim buna benzer nice söylemleri onu Yüce Divana götürmek için yeterlidir.

Başbakanın bu yaptıklarını hiçbir komutan ve Atatürkçü aydınımız yapmadığı halde hükümeti yıkma teşebbüsünden yıllardır çeşitli iftiralar, suçlamalarla ve de ne yazık ki yargısız infazlarla zindanlara kapatılmışlardır. Peki, başbakan ne yapmak istemektedir acaba?

Türk Milleti bunu anlamış ve mücadeleye başlamıştır.

Başbakan artık anlamalıdır ki bir ulus devleti, kardeşliği ve özgürlüğü asla yıkamayacaktır.

Paketle “Türkiye'nin istiklalini güçlendiriyor, özgürlük alanını genişletiyor, umudunu çoğaltıyoruz” sözleri tamamıyla gerçek dışı sözlerdir. Atatürkçülüğü silip dinselliği öne çıkararak şeriat yasalarıyla yönetilecek bir Türkiye’nin istikbali, özgürlük alanı nasıl çoğalabilir?

Bir ülkenin başbakanı gerici bir takıma methiyeler diziyorsa ve onların yollarından gidiyorsa Türkiye  

ancak, karanlıklara çağ dışına götürülür.

Şayet Türk Milleti bu ve gelecek paketlere sessiz kalırsa ,sonunda Erdoğan milletim diyeceğine ey kullarım! Diyecektir.

Mücadeleye devam etmeli ve demokratik yollardan bu hükümeti düşürebilmek için birleşmeliyiz.

                                                               ****

CHP Genel Başkanı bugün yaptığı basın açıklamasında oldukça güzel konuştu ama konuşmak yetmiyor eyleme geçmesi ve parti içindeki Kürtçü milletvekillerini frenlemesi lazımdır.

Kılıçdaroğlu’nun konuşmasından sonra basının sorularına izin verilmemesi bence büyük eksikliktir.

Halk CHP den daha güçlü bir muhalefet ve Erdoğan’ı yenmek için birleşmeyi beklemektedir.

Klavyeye değil klavyeyi kullanana özgürlük getir sözleri yerinde ve çok güzeldir ama Erdoğan’dan bunu talep etmemelidir artık. Türkiye’ye özgürlüğü halkla birleşen CHP getirmelidir.

Sevgi ve saygılarımla.

TC.Tünay Süer

1.Ekim.2013

 
Toplam blog
: 375
: 801
Kayıt tarihi
: 30.04.08
 
 

İstanbul Kadıköy doğumluyum. Herhangi bir menfaat grubuna bağlanmadan, açık fikirli, dürüst, önya..