Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

27 Ocak '11

 
Kategori
TV Programları
 

Koca Süleyman, koca Türkan, koca Atatürk ne hale getirildi?mi?

Topluma mal olmuş kişiler hakkında iki tür bilgi sahibi oluyoruz; Resmi/ideolojik ve sanatsal/ticari bakış açısı diyelim şimdilik, akademik tartışmalara girmekten kaçınarak; 

-İlkinde ideal kişileri eylemleri ve düşünceleriyle tanıyoruz... Onların düşünceleri, hele yaptığı eylemler sizinde katıldığınız düşüncelere hizmet etmişse, onlara olan hayranlığınız artıyor… Artıyor ne demek, resmen düşüncelerini alıp kopyalıyorsunuz beyninize… Hatta çağdaşı iseniz peşine düşüp elinizden geldiğince katılıyorsunuz eylemlerine… 

Bu hayranlık duymada (ya da öğretilen hayranlıkta) asla kişinin bilinmesine gereken olmayan bilgileri ve yaşam tarzı gösterilmez… Hatta kişinin kendisi tarafından bile özenle ‘’mahremiyetim’’ denilerek saklanır… Sanırım kişinin burada ‘’insan’’ olduğu saklanıp, ‘’farklı insan’’ olduğu gözlere/düşüncelere sokulmak istenmektedir… Yaşam tarzının ve yaşadıklarının düşüncelerine ve eylemlerine ters düşmesinden korkuluyor sanırım… Hatta asıl amaca zarar verebileceği bile düşünülüyordur muhakkak… Bilinse ne olacak deniliyor... 

Bu ideal profil önce yaratılıyor… Bu yaratma olayı kişinin kendisi, devlet ya da ideoloji sahipleri tarafından yapılabilir, sonuç fark etmez… Önce profil yaratılır, düşünce ile ilgili eylemler arka arkaya sıralanır… Sonuç olarak o kişi artık ‘’normal’’ insan olmaktan çıkıp, bambaşka bir insan haline gelir… Yani tümden gelimle bir profil yaratılarak, o kişinin hayatında yaşadıklarının sadece bir bölümü aktarılır… 

-Birde sanatın/ticaretin bakış açısı vardır… Sanatsal/tecimsel kaygıların öne çıkarıldığı bakış açıları da diyebiliriz… Burada kişinin profiline, tümden gidilmez… Çevre, tarih, aile, eğitim ve arzularının bir bütünü olan insandan, o eylemlere/düşüncelere nasıl vardığı anlatılmaya çalışılır… Yani o kişinin profilini etkileyen her şey doğru planlamalarla arka arkaya aktarılır… Tabi burada amaç nedensellik ilkesi içinde kişiliğe ulaşmaktır... Yani tüme varımdır bakış açısı... 

Tartışma şu; Sanatsal/tecimsel anlatımlar resmi/ideolojik bakışı desteklese daha iyi olmaz mı? Yapan çok bunu ve binlercesi yapıldı diyelim önce… Binlerce destan üretildi… Fakat buna insanlar gülüp geçiyor artık… Fakat gülmesinler derseniz, bir şeyi ne kadar abartırsanız ona o kadar zarar verirsiniz derim bende… Aslında söylenmek istenilen; Bazı şeylerin bilinmesine gerek yoktur… Bazı şeyleri doğru bile olsa saklamazsak o eyleme/düşünceye hizmet etmez… Haklılar aslında, bazı gerçeklerin bilinmesi o eyleme/düşünceye hizmet etmez… Ancak gerçekler her zaman ilerlemeye hizmet eder bence… 

Fakat şu yapılmamalı hiçbir zaman; Gerçek bir bilinen (yanlış değilse eğer) profilin eylem ve düşünceleri yerine, yaşam tarzı öne çıkarılarak, asıl profili gölgede bırakılmamalıdır… Zaten sanırım asıl sorun burada çıkıyor… O profilin düşünceleri ve eylemleri gölgede kalabiliyor bu sinemalar ve diziler karşısında… Bunun nedeni ticari galiba… 

Bence asıl sorun; Bu profillerin bayraktarlığını yapanların feveranı… Tarihimizi sinemaya ve tv dizilerine bırakacak kadar uzak tuttunuz bizden… Şimdi de onlar yanlış diye bağırıyorsunuz… Yahu size kalsak o kişiler insan değil ki; Putlaştırdınız onları… Hem de garip olan şu; üç kişiliğin artçılarının aynı tepkiyi vermeleri… Güya bu düşüncelerin savunucularını aynı kazana koysanız kaynamazlar, fakat tepkileri aynı… Sanırım doğu toplumlarına özgü bir olay bu; putlaştırma… Bizde insan olarak yaşayan, seven, aşık olan, kavga eden, arada bir hile yapan, bazen kendini düşünen, kendi adına korkan, seçimler yapmak zorunda kalan, bazen ailesini her şeyden önde tutan insanlar ideal insan olamıyor… 

Bu saydıklarım insanı küçültür mü? Bizlerin algısı böyle olmasaydı (oluşturulmasaydı) güler geçerdik... Baksanıza tartışıyoruz; Koca Kanuni, Koca Türkan, Koca Atatürk ne hale getirildi diye? Kendimize acıyorum ben... 

Sanatın ve Ticaretin yıkıcı ve yapıcı gücünü unutmayın diyorum ben... 

 
Toplam blog
: 615
: 948
Kayıt tarihi
: 25.06.10
 
 

1959 Denizli doğumluyum.. İ.Ü. İktisat Mezunuyum.. Emekliyim ve hala çalışıyorum.. Yaşam bizden önce..