Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

28 Ağustos '06

 
Kategori
Kent Tarihi
 

Kocaeli tarihine not düşmek: Yahya kaptan ve bir Kandıralı

Kocaeli tarihine not düşmek: Yahya kaptan ve bir Kandıralı
 

Bir kent kültürünün yaratılmasında kentin tarihinin biliniyor olmasının da büyük önemi vardır. İşim gereği İstanbul’da sık bulunmam gerektiği için Kocaeli’nde kent tarihi üzerine yapılan çalışmaları ciddi olarak takip etmem mümkün olamıyor. Bu yazımda son dönemlerde oldukça tartılmış olduğunu bildiğim Yahya Kaptan olayına birkaç katkı yapmak istiyorum.

Yazmakta olduğum bir araştırma kitabı nedeniyle yaptığım yakın tarih okumaları sırasında, bir kitapta şu ifadeyi okudum;”Mustafa Kemal’le yazışarak Türkiye’ye, Ankara’ya gelmek için yola çıkan Mustafa Suphi ve arkadaşları 28 Ocak- 29 Ocak (1921) gecesi Trabzon açıklarında Yahya Kaptan ve adamları tarafından boğularak öldürüldüler” (Bakınız: Seyfi Öngider, Kurucu ve Kuruluş, Aykırı yayınları, 2003, s.169). Bir tarih kitabında, böyle ciddi bir yanlışın yapılması üzerine durumu yazara e-posta yoluyla bildirdim. İzmit kamuoyuna da bu vesileyle birkaç noktayı hatırlatmanın uygun olacağını düşündüm.

Bilindiği gibi Mustafa Suphi ve arkadaşları Türkiye Komünist Partisinin kurucusu ve ilk komünistlerdendiler. Tarihçiler, bu öldürme eylemini yapanların kimliği üzerinde İttihatçılar da dâhil olmak üzere birçok kişiyi suçlamışlardır.

Ancak Mustafa Suphi ve 14 arkadaşını Karadeniz’de boğarak öldüren kişi, Yahya Kaptan değil, Yahya Kâhya adlı, Teşkilat-ı Mahsusa üyesi bir kişidir. Yahya Kâhya, daha sonra Ankara’da ünlü Topal Osman tarafından öldürülecektir.

Oysa Yahya Kaptan Milli Mücadeleye verdiği büyük hizmetler nedeniyle, İstanbul Hükümetinin gönderdiği bir müfreze tarafından Tavşancıl’da öldürülecektir.

İstanbul Hükümetinin 50 jandarma ve 90 Muhafız Alayı askerinden oluşan müfrezesini Hereke’ye çıkartan vapur, -kaderin garip bir tecellisi olarak- daha önce Atatürk’ü Samsun’a götüren “Bandırma” vapurudur.

Tarihçiler arasında Yahya Kaptan’ın öldürülmesi için gönderilen kuvvetin sayısı tartışmalı olup 300, hatta 2000 kişilik bir kuvvetten dahi bahsedilmektedir.

Sayı ne olursa olsun bu gözü pek Kuvvacının gelen kuvvetle çatışmaya girdiği tartışmasızdır. Ancak çatışmada mı yoksa daha sonra mı öldürüldüğü konusu tartışmalıdır.

Şükrü Uras’ın 1968 yılında yazdığı “Yahya Kaptan” adlı eserde Yahya’nın teslim olduğunu ve çeşmeden su içerken arkadan tabancayla infaz edildiğini belirtiyor. Daha sonra başı da kesilmiştir.

Ben bu öldürme olayının, İzmit üst düzey yetkililerin yardımı olmadan gerçekleşmesinin çok zor olacağını düşünüyorum. Yetkililerin bu tutumunda Yahya Kaptan’ın hiç kimseyi dinlememesinin (yalnız Mustafa Kemal Paşa’dan emir alırdı) etkisi olmalıdır.

Peki başlıktaki Kandıralı hikayesi nedir derseniz onu da yeri gelmişken aktarayım. Yazının başında Karadenizde öldürülen Türkiye’nin ilk komünistlerinden Mustafa Suphi ve 14 arkadaşından söz etmiştik ya. İşte pek bilinmez ama Mustafa Suphi’nin idealist arkadaşları arasında birde KANDIRA’lı vardır. Karadenizin derinliklerine gömülen sandalın içindeki bu TKP kurucusunun adı Cemil Nazmi’dir. Maalesef, İbrahim oğlu Cemil Nazmi hakkında pek fazla bilgimiz yoktur. İyi bir eğitim aldığını ve öldürülmeden önce Elmalı Kaymakamı olarak görev yaptığını biliyoruz o kadar. İzmit’li tarihçilerimize duyurulur.

 
Toplam blog
: 34
: 4474
Kayıt tarihi
: 22.07.06
 
 

Kendimi bildim bileli hiç saf su içmedim... ÇAY benim abu hayat suyum... İnce belli bardakalar çabuk..