Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

10 Haziran '09

 
Kategori
Basın Yayın / Medya
 

Kocam Size Emanet

Kocam Size Emanet
 

Uzun zamandır televizyonlarda yarışma üzerine yarışmalar düzenleniyor. BBG eviyle başlayan bu furya dans, şarkı, yemek vs. konularında insanları yarıştırmaya devam ediyor. Sportif yarışmalardan tutun evde oturup eş bulmaya kadar varan değişik konulu yarış programları oldukça ilgi gördü açıkçası. Her ne kadar izlemiyoruz desek de göz ucuyla takip ettik bunları. En çok hangisi akılda kaldı, en çok ilgiyi hangisi gördü açıkcası bilmiyorum ama her yarışmanın bir izleyici, hayran kitlesi oluştu. Bu tür programlar ne öğretti ne faydası var derseniz bence katılana fayda sağlamaktan öteye gitmedi.

İlk defa bir program benim çok ilgimi çekti ve çok hoşuma gitti. Önce hadi canım bu ne şimdi dediysem de ilk programı bir kaç gün izlediğim de o kadar da boş bir yarışma programı olmadığını fark ettim. İlk defa bu tür bir program bir işe yarıyordu. Hem de sadece katılanlara değil oturup izleyenlerin de bir şeyler kazanabileceği bir programdı. Hem kavgasız, tartışmasız tek program diyebilirim. Yarışanların dost olabilmesini sağlayacak düzeyde bir program.

Kocam Size Emanet çok sıkı takip edilemese de göz ucuyla muhakkak izlenmesi gereken bir program. Hesapta eşlerinden memnun olmayan bayanlar, eşleri değişsin de kendi istedikleri gibi olsun diye bir haftalığına uğurluyorlar kocalarını Mutluluk Evi'ne. Elbette bir hafta gibi kısa bir sürede istedikleri olmaz ama oldukça belirgin bir farkla evlerine döndükleri ortada. Beyler orada güzel konuşmadan, dansa, formlarını korumanın yollarından giyim tarzlarının nasıl olması gerektiğine, hoşlarına gitmese de eşlerinin dırdırlarını dinlemeleri gerektiğine kadar bir çok konu hakkında sıkıca eğitim alıyorlar. En önemlisi de eşleri ile kaybettikleri iletişimi yeniden nasıl kurabileceklerinin farkına varıyorlar. Ben ilk defa bu kadar yararlı bir program izliyorum. Emin olun siz bile eşinizle yitirmiş olduğunuz şeylerin farkında değilsinizdir. Herşey günlük gülistanlık gibi geliyor olabilir size ama bu program öyle olmadığını ispat eder nitelikte.

Örneğin yarışmada eğitmenlerden biri evde akşam otururken nerede, nasıl oturuyorsunuz diye soruyor. Beylerden biri "Eşim bir koltukta ben bir koltukta" diyor. Eğitmen peki neden bu kadar uzaksınız birbirinize dediği zaman adamın cevabı hepimizin vereceği cinsten: "Aynı odadayız ya ne uzağı?" Evet aynı odada başka koltuklarda, bu kadar yakın ama bir o kadar uzak. Birçoğumuz böyle yapmıyor muyuz? Başka bir örnek vereyim. Bayanlar beylerinin kilosundan, giyim kuşamından şikayetçi. Ama ekranda beyinin kilosundan şikayet eden bayan ondan pek de aşağı değil. Yani siz eşinizden bir şey beklerken dönüp bir ayna bakma gereği duymalısınz mesajı veriliyor. Kaçınız eşinizle tango yapmanın zevkini yaşadı? Kaçınız eşinizin yaptığı bir çok şeyi sadece onun vazifesi değil bu deyip rolleri değiştirdi? (Beylerin eşlerine kahve yapıp gel başbaşa bir kahve içelim demesi gibi) Buna benzer her ilişkide yaşanan eksikler, noksanlar ele alınıyor. Bu yarışmaya katılma şansı ya da cesareti olmayanlara şiddetle tavsiye ediyorum izlemelerini.

Ben bile farkında olmadığım eksiklikler fark ettim eşimle olan ilişkimde. Bizi rahatsız etmiyor şimdilik o eksiklikler ama bir gün etmeyeceğinin de garantisi yok açıkcası. Karı-koca kendinize çeki düzen vermenin tam sırası. Bu program farkındalığınızı artıracak. Bizim ihtiyacımız yok diyenler bile eminim ki bir eksik yakalayacaklardır kendilerine dair. Gözden kaçırmamanız gereken bir program. Umarım bu programında cılkı çıkıp yemekteyiz gibi özünü kaybeden programlardan olmaz...
 
Toplam blog
: 144
: 2928
Kayıt tarihi
: 30.10.06
 
 

İzmir Cumhuriyeti'nde yaşıyorum... Sarmaşık Sanat Atölyesi'nde ebru sanatı ile uğraşıyorum. En es..