Kocaman Bir Meydandayım...

Kocaman bir meydandayım. Hem yalnız, hem de kalabalığım.

Bulunduğum meydan biraz Batı, biraz Doğu, biraz Kuzey, biraz Güney, biraz bunların ortası. Bütün bu bölgelerin renkleri, sesleri, kokuları orada.

Herkes orada, Müslümanlar da, Hıristiyanlar da, Yahudiler de, Budistler de, Ateistler de.

Elbette bunların bir kısmının sayısı çok fazla, bir kısmı orta büyüklükte, bir kısmı da az ve çok az.

Peyami Safa’nın Fatih’i de, Harbiye’si de çağdaş yüzleriyle orada.

Konya orada, Ankara orada, Hakkâri orada, Trabzon orada, Diyarbakır, Şanlıurfa, Hatay, Antalya, Muğla, İzmir, İstanbul, Tunceli, Sivas, Van, Erzurum ve diğer şehirler orada. Hangi köşeye dönsem farklı bir zenginlik var.

Farklı yaşam felsefeleri, farklı giyim kuşam şekilleri, farklı davranışlar ile karşı taraftakilere en yumuşaktan en serte farklı yaklaşımlar gösterenler orada.

Bütün etnik kökenler, bütün kültür düzeyleri, bütün gelenekler, bütün beklentiler ve korkular, bütün sevinçler orada.

Karlı dağlar ve sıcak denizler orada. Yemyeşil ovalar, meyve ve sebze bahçeleri orada, bozkırlar, çöller orada. Bütün tatlarıyla köyler, kentler, ilçeler orada. Tatil köyleri ve varoşlar orada.

Bilenler ve bilmeyenler; küçük hesapları için büyük zararlar verenler ve küçük zararlar vermemek için büyük çıkarlarından vazgeçenler orada.

Neyin yararlarına, neyin de zararlarına olduğunu bilenler ve bilmeyenler de orada.

Her şeyi devletten bekleyenler, devlete her anlamda ve her türlü katkı vermek isteyenler ve devlete hiç de iyi bakmayanlar, iyi ve kötü niyetlerini eylemlere dökenler orada.

Yurttaşlık, birlik, kardeşlik bilinci olanlar ve olmayanlar orada.

Kadınlar, erkekler, feministler, komünistler, cemaatler, sendikalar, meslek odaları mensupları, şu ya da bu dernekte organize olmuşlar ve hiçbir yere bağlı olmayanlar orada.

Birlikten güç doğacağını bilenler ve bunu isteyenler ile bölünme sevdalıları orada.

Kazananlar ve kaybedenler orada. Beklenmedik şanslar yakalayanlar ile ömürleri şanssızlıkla geçenler orada.

Korkaklar, cesurlar, saldırganlar, yağcılar, kullananlar ve kullanılanlar orada.

Geçim dolambacında kaybolanlar ile vur patlasın çal oynasın yaşayanlar orada.

Uçak görmemiş olanlarla uçaktan inmeyenler, deniz görmemiş olanlarla denizden çıkmayanlar orada.

İsimlerin önündeki unvanları ilahi birer sıfat gibi algılayanlar ve her defasında karşısında eğilenler de, onları yok sayıp görmezden gelenler, unvanlara aldırmayanlar da orada.

Öldüğü halde yaşamakta olanlar ile yaşamakta olduğu halde ölü konumunda bulunanlar orada.

Farklı renkleri coşkuyla karşılayanlar ile farklı renklerden korkup renkleri kaçanlar orada.

Farklı renkleriyle benzer düşünenler ile benzer renkleriyle farklı düşünenler orada.

Çok konuşup az düşünenlerle, çok düşünüp az konuşanlar orada.

Şairler, yazarlar, ressamlar, müzisyenler, senarist ve rejisörler, heykeltıraşlar ile diğer sanatçılar ve onların yapıtları orada.

İyi ailelerde ve iyi koşullarda büyümüş olanlar ile zor ailelerde ve kötü koşullarda büyümüş olanlar orada.

Bağımlılar ve bağımsızlar orada.

Gülenler ve ağlayanlar orada.

Varlıkları ve yoklukları biriktirenler orada.

Kocaman bir meydandayım. Hem yalnız, hem de kalabalığım.

18.07.2018

 00:10