Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

15 Ekim '09

 
Kategori
Anılar
 

Kocaman çiçek...

Kocaman çiçek...
 

alıntı


‘’Nerede bekleyim seni aşkım’’
‘’Her zamanki gibi köşede bekle sen,gelince birlikte nereye gideceğimize karar verelim olmaz mı?’’
‘’Sen nasıl dersen meleğim.’’
‘’Tamam o zaman şimdi kapatmam gerek görüşürüz kuzum.’’
Ne güzel bir gündü.Telefonu kapattıktan sonra hiç eksilmeyen sırıtışım biraz daha yayıldı suratıma.Randevulaştığımız saat uzadıkça uzadı,gelmek bilmedi.Sonunda bir saat önceden giyin süslen vakit geçsin diye uğraşmaya başladım ama on dakikada hazırlanınca bekle ki vakit gelsin.Sonunda çıktım erkenden yolda geçsin vakit diye.Seni hayal ederek tüketirken yolu aklımdan da ‘yaf bu adam niye bir dal çiçek getirmez ki’ diye mutluluk karışımı bir sitemle yol alıyordum.Çok sürmedi geldim sonunda ben erken mi geç mi derken birde baktım ki kuzum köşede bekliyor.Ama duvara dayanmış öyle,sanki beni görmenin heyecanı yok olmuş gibi aylak aylak duruyor.Yaklaşınca gördüm ki kocaman bir çiçek saklamaya çalışıyor arkasında.Tabi az önce içimdeki sitemin pişmanlığı bize bakan meraklı gözlerin mahcubiyeti ile ne yapacağımı şaşırdım.
Çiçeği kucakladım.Beyaz papatyalar,kocaman ama kocaman bir buket.Ben tek dal bir çiçek derken kuzum kocaman bir çiçek getirmiş bana.
‘’Kuzum çook güzeller yaa.ne gerek vardı’’( ne gerek vardı diyorum ama içimden de az önce sitem edişimi düşünüce getirmese gözünü oyardın diyorum:) )
‘’Seni yanında sönük kaldılar,hem ben bir şiir bile ezberledim daha romantik olacaktı çiçeği verme hadisesi’’
‘’Sen zaten romantiksin,ama herkes çiçeklerime ve bize bakarken birde şiir okursan kızarıp kalırız burada,ama unutma şiiri bir yerlere oturalım okursun..’’
….
Buralarda böyle işte insanlar sevdiklerine çiçek vermedikleri yetmez gibi böyle bir incelik düşüneninde gözüne bakarlar nedense.Gerçi kuzum çevredeki herkesin pek rahat olduğunu benim fazla çekingen olduğumu söylüyor ve sanırım bu daha doğru.Ne yapayım utanırım ben işte:)
Birlikte yemek yedik,doyasıya sohbet ettik,tavla oynadık.Tavlada benim pulları kırmak yok,ben kırabilirim ama o kıramaz,çünkü ben acemiyim ayrıca çok açık vererek oynuyormuşum tavlayı ne bilim ben kaç kaç kapı yapar bir beş-üç kapısı ezberimde tavlada,diğer zarlarda al bir pulu oyna mantığıyla hareket edince açık veriyorum kırıyor o zaman.Sonra ben marsa giden ilk insan oluyormuşum birde dalga geçiyor hıh!!
Güldük güldük çok güzel bir gündü.He!En güzeli de papatyalarımdı…

 
Toplam blog
: 205
: 4593
Kayıt tarihi
: 11.11.06
 
 

86nın bir kış günü doğmuşum, belki de ondadır kışı çok sevişim .Hayatın gerçeklerini görüp nefret..