Kocanız Limon Satsın

Şu “Kentsel Dönüşüm Projesi” denen ucube ne menem bir şeydir? Anlayan varsa beri gelsin. Ben anlamadığımdan olsa gerek!, sağıma ve soluma çöreklenmiş AKP yardakçıları, tumturaklı cümlelerle kulağıma bir şeyler vızıldamakta. “Anladık be birader” desem, kaba kaçacak. Şu menem hale bürünmüş hadiseyi sağa ve sola çekiştirmenin alemi yok. Tek edilecek laf ortada duruyor, lakin o lafı etmeye cesaret edecek yardakçı hüviyetli şahsiyetler yok.

Anladık…  Ama anlamamazlık etmek durumundayız, n’apalım yani…

“Kentsel Dönüşüm” diye diye, kentleri evirip çevirip, ters yüz ettiler ve harbiden de, kentleri döndürüverdiler.

Sadece kentler mi?

Döndürmeye çaba ettikleri yörelerin asli sahibi olan yurttaşları da bir bir döndürüverdiler.

Şu “Dikmen Vadisi” hadisesi…

Allah kimseyi Melih Gökçek’in gazabına uğratmasın. “Anlaşma şatlarına uyun” güzellemesi eşliğinde, Çarşamba gününden beri Dikmen Vadisi dozer ve çevik kuvvet kuşatması altında.

Hani yani, ortaya bir anlaşma metni atıyorlar… Eh işte tam da bu noktada, adına anlaşma dedikleri tek taraflı akde, “Uyacaksın birader” diyorlar. Şimdi bu vaziyet Tanrı’nın indinde hak olarak mı kabul görüyor? Anlamadım valla!

Salı günü Melih Gökçek, Dikmen Vadisi sakinlerinin feryadlarına dair, o her zaman bildik sırıtışıyla “Kocanız limon satsın” buyurmuş.

Şu aralar Ankara’yı kar basmış.

Ankara’nın kuru ayazı… Bilirsiniz, o soğuk havanın insan etini nasıl çatlattığını. O kuru ayazın göz pınarlarından akan yaşı nasıl buza çevirdiğini…

Dikmen Vadisi halkı… Evsiz kalmanın, barksız kalmanın kaygısına düşmüş. Çocuklar hastalıktan kırılırken, üst solunum enfeksiyonu rahatsızlıklarının tavan yaptığı bir dönemde, bir varoş bölgenin etrafına giriş ve çıkışları kapatacak, devletin kolluk gücünü dizecek ve o kolluk gücün eşliğinde, kar yağışının altında, soğuk ve ayaz da bir tutamlık gecekonduları yıkmaya yelteneceksin. Ve sonra çıkıp “Ben insanım” diye bağırıp, toplum içerisinde dolaşacaksın.

İlk paragrafın son cümlesinde, “O lafı edecek yardakçı yok” demiştim.

O laf mı?

Ne var bunu anlamayacak kardeşim. Bunların Allahları dolar, peygamberleri euro olmuş. “Kentsel Dönüşüm” dedikleri menem hadisenin adı da “Rantsal Dönüşüm”. Yoksa bu gariban halktan ne istiyorlar? İşin ucunda para yoksa bu inatlaşma neden? İnsanları yerinden yurdundan etme çabası neden? İnsanları evsiz barksız sokakta bırakmanın çabası neden?